25 Ocak 2020 tarihinde yayınlanan Resmi Gazete'de ise 2054 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Çeşme'de 178 parsel arazi 'acele' kamulaştırıldı. Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran, Suudi Arabistan merkezli Albassam Group'un 'Çeşme Yeni Turizm Alanı Yatırım Projesi' adı altında hazırladığı projeye ilişkin şu açıklamalarda bulundu: Çeşme halkının seçilmiş başkanı (Şehr-i Emin'i) olarak Çeşmemizi ileriye taşıyacak her türlü turizm yatırımının takipçisi ve destekçisi olmak görevimdir. Ancak; Çeşme'nin ve Çeşmelinin haklarını kimsenin (özellikle de yabancıların) ham yapmasına veya bu konuda spekülasyon yapılmasına göz yummam, yumamam. Buna müsaade etmem. Bu çerçevede Turizm Bakanlığımızca gündeme getirilen, Turizm Yatırım Alanı Projesi'ne ilişkin düşüncemizi; partimin yetkili kurullarının bu konudaki değerlendirmelerini,bakanlığımız yetkililerimizce tarafımıza yapılacak bilgilendirmenin ardından kamuoyumuzla paylaşacağımı saygıyla bildiririm."

Çoban Ateşi Hareketi: Tek kelime ile yağma

25 Ocak 2020 tarihinde, Çeşme ve Urla'da yeni turizm alanları için Resmi Gazete'de Acele Kamulaştırma Kararı yayınlanmasından hemen iki gün sonra Suudi Arabistanlı yatırım şirketi Albassam İnvest'in Yeni Çeşme adı adıyla paylaştığı bir doküman ortaya çıktı. Çoban Ateşi Hareketi İzmir İl Başkanlığı tarafından konu ile ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: Resmi Gazete kararı ve ardından ortaya çıkan ve hiçbir mantıklı fizibilitesi olmayan Yeni Çeşme Projesi, tek kelime ile yağma olarak, tek cümle ile vatandaşın arsasına, malına mülküne milletin vergileriyle, bizlerin parasıyla el koyup yandaşlara ve Araplara dağıtma projesi olarak açıklanabilir. Türkiye'de AKP iktidarının uygulamaları nedeniyle, ekonomik hukuki çöküş yaşanırken, yatırım ortamının karardığı, kimsenin yatırım yapmadığı bir dönemde turizm adına acele kamulaştırma kararı almanın tek bir açıklaması vardır. Vatandaşın SİT alanı olan arsa ve arazilerini yok pahasına devlet olarak el koymak ve el koydukları bu  arsa ve arazileri yandaşlarına ve Arap sermayesine peşkeş çekmektir. Niyetleri yeni turizm alanları için arazi üretmek değildir. Eğer gerçekten öyle bir niyetleri olsa, bölgeyi SİT alanından çıkarıp turizm alanı ilan ederler,  yatırım yapmaya niyetli olan çıkarsa da bu arsa ve arazileri doğrudan sahiplerinden alır, ortada zorunlu bir acil kamulaştırma yerine gönüllü olarak bir alış veriş gerçekleşirdi.  Ama tekrar tekrar vurguladığımız gibi, niyetleri turizm alanı amacıyla arazi üretmek değil, milletin, vatandaşın tapusunu delip, tapulu malına yok pahasına el koymak ve yandaşlara dağıtmaktır.

Ucube bir proje

Resmi Gazete'de yayınlanan acele kamulaştırma kararından sonra ortaya Suudi Albassam Yatırım şirketinin hazırladığı bir Yeni Çeşme Projesi çıktı.  Proje resmi bir kanalla değil, sosyal medya üzerinden paylaşıldı. Belli ki, bu bölgeye çok önceden göz koymuşlar, tıpkı Kanal İstanbul gibi bir pazarlama dökümanı hazırlamışlar. Ancak bu dökümanı inceledikçe, bizde mantıklı bir fizibilite yerine, yeni bir soygun ve talan düzeni tezgahlandığı kanısı uyanmıştır. Dökümanda yer alan şu cümleler, kimsenin kulağına yabancı değildir; "Çeşme Yeni Turizm Alanı Yatırım Projesi; uygun görülecek bir kamu kurumu (Kültür ve Turizm Bakanlığı ve/veya İzmir Valiliği vb.) ile "Kamu-Özel Ortaklığı" modelinde ve tamamı yabancı sermaye ile gerçekleştirilebilecek, kendine özgü yerel ve uluslararası tasarım özelliklerini taşıyan bir projedir. Kamu özel ortaklığı ve tamamı yabancı sermaye ile gerçekleşecek bir yatırım derken, hemen aklımıza, geçmediğimiz köprülere, otoyollara, uçmadığımız havaalanlarına, gitmediğimiz şehir hastanelerine yaptığımız ödemeler, bu projelerin finansmanı için hazinenin verdiği garantiler ve yüksek faizle hazinenin borçlanması geliyor. Madem, tamamı yabancı sermaye ile yapılacak, o zaman bırakın vatandaşın malına mülküne yok pahasına el koymayı... Samimi iseniz, gerçekten Çeşme bölgesi için dünya çapında bir turizm alanı yapacaksanız. Kaldırın SİT kararını. Bu yatırımı yapacak sermaye toprağı vatandaştan alsın. Madem Türkiye kazanacak iddiasındasınız, o zaman SİT alanı diye düşük belirleyeceğiniz bedeli peşinat olarak verin, ondan sonra da yapılacak her türlü yatırımın belirli bir yüzdesi kadar hissesini, yapılacak satıştan elde edilecek cironun belirli bir yüzdesini  arsa sahiplerine dağıtın. Bölge halkını ,ellerinden çok ucuza alınacak arsa ve arazilerinin üzerine yapılacak tesislerde istihdam etmek yerine tesislerde yatırım ortağı yapın.Buna var mısınız?

Saçma sapan

Projede Alaçatı Koyu ile Mersincik Koyu arasında büyük gemilerin mega yatların geçeceği bir de kanal açılacakmış. Yetersiz fizibilite ile hazırlanmış bir proje. Alaçatı Koyu sığ bir koydur. Sörf alanıdır. Koyun ortasında dar bir kanalda ancak orta boy tekneler geçebilir. Mega yat giremez. Mersincik Koyu da keza öyle ve Alaçatı Koyu ile Mersincik Koyu, denizden 4 deniz mili ( 7.4 kilometre), açmayı planladıkları kanal 2 deniz milidir. (3.7 kilometre) Tamamen saçma sapan fuzuli bir harcamadır. Yine Mersincik Koyu'na 100 megayatlık bir marina ile 600 yatlık normal marina planlamışlar. Mersincik Koyunun derinliği ve büyüklüğü bırakın 100 mega yatı, 10 mega yatın manevrasına müsait değildir. Kaldı ki yat turizminde esas olan, teknelerin marinadan çıktıktan sonra demir atacakları bakir koyları korumaktır. Bölgede var olan üç tane bakir koyu korumak yerine marina ve inşaat yatırımları ile mahvetmek, zaten yat turizminden hiçbir şey anlamadıklarının da kanıtıdır. Yapılacak proje;bölgenin doğal dengesini bozacağından, sörf turizmini engelleyecek, nüfus yoğunluğu sonucu çok ciddi su sorunu baş gösterecek.

Yağmalama projesi

Neresinden bakılırsa bakılsın, ACELE KAMULAŞTIRMA KARARI ve ortaya çıkan YENİ ÇEŞME PROJESİ, bir turizm yatırım projesi değil, iktidarın kendi yarattığı yeni zenginler ve sosyete ile Arap zenginleri için devasa bir tatil sitesi kurma ve vatandaşın malını yağmalama projesidir.  Bu proje, bölgeye yatırım yapıp bölgeyi kalkındırma, vatandaşa iş ve aş yaratma, milletin refahını artırma projesi değildir...
URLA -ZEYTİNELİ VE ÇEŞME-ALAÇATI'DAKİ, "TURİZM YATIRIMLARINA TAHSİS AMACIYLA" VERİLEN "ACELE KAMULAŞTIRMA KARARI", ACELE KAMULAŞTIRMANIN YASAL KOŞULLARINI TAŞIMAMAKTADIR. (2942 sayılı kamulaştırma kanununun 27. maddesi ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 8. maddesi) Çoban Hareketi Ateşi İzmir İl Başkanlığı olarak Urla ve Çeşmeli vatandaşlarımızın yanında olduğumuzu,haklarını sonuna kadar savunacağımızı, her türlü hukuki desteği vermeye hazır olduğumuzu beyan ederiz. Siyasi parti kurup iktidara geldiğimizde de, eğer bu yağma ve talan yapıldıysa, hiç de geç kaldık demeden yapılacak yağmayı önleyeceğimize ve sorumlularını da bağımsız yargıya göndereceğimize söz veriyoruz.