Altın Şirketi'nin Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven'e açtığı tazminat davasının 'Yargıtay duruşması' 5 Haziran Dünya Çevre Gününe denk geldi. Dava Özgüven’in çevreyi koruma kaygısı ile Kozak Yaylası’nda açılmak istenen altın madeni ocakları ile ilgili Bergama Belediyesi’nde yapılan toplantıda ki sözlerinden dolayı açılmıştı.

Halkın, çocuklarımızın geleceği tehdit altında

Özgüven mahkeme sonrası konuşmasında; “Ben; ‘günlük küçük menfaatler için geleceğinizi yok etmeyin, siyanürle altın çıkarmak çok eski yıllara dayanıyor, bu yöntemle Ovacık’ı talan ettiler, Şimdi Kaz Dağları ve Kozak Yaylası’nda bunu yapmak istiyorlar, yoksul halkımızın elinden sahip oldukları değerleri alıyorlar, altınla zehirliyorlar, suyu özelleştiriyorlar. Şimdi de havayı özelleştirmeye çalışıyorlar. Oksijen deposu Kaz Dağları ve Kozak Yaylası’nda altın arama faaliyetleri ile insanımızın oksijenini yok etmeye çalışıyorlar’ gibi sözler söylediğim için yargılanıyorum. Ben bunları bugünde söylüyorum. Çünkü ben bir belediye başkanıyım. Benim görevim halkımın sağlığını, huzurunu sağlamaktır. Dikili, Bergama ve civarında halkın suyu siyanürle kirleniyor. Kanser oranları arttı. Halkın, çocuklarımızın geleceği tehdit altında” dedi.

Özgüven'in bu konuşmasından dolayı kendisine 20 bin TL manevi tazminat davası açıldığını ancak bir önceki duruşmada Şisli 2.Asliye Hukuk Mahkemesi bu davayı"...altın madeninin işletilmesi sırasında çevre kirliliğinin oluştuğu genel bir kabuldür. Kozak Yaylasındaki işletme sırasında da çevre kirliliğinin oluşacağı, halkın kullanacağı suyun kirleneceği şüphesizdir..." sözleriyle reddettiğini hatırlattı.

Özgüven; “Halkın sağlığı söz konusu olduğunda gerçekleri söylemek bizim görevimizdir. Bunu bütün belediye başkanları söylemelidir. Eğer böyle bir durumda biz bunları söylemezsek görevimizi yapmıyoruz demektir” dedi. Özgüven; “Bugün dünya çevre günü. Demokrasiden bahsediyoruz. İnsanca yaşam olmadıktan sonra demokrasiden söz etmemiz mümkün değildir. Biz çocuklarımızı, torunlarımızı sağlıklı bir ortamda büyütmek istiyoruz. Bunu istediğimiz için yargılanıyoruz” dedi.

Dava ileri bir tarihe ertelenirken konu ile ilgili başta EGEÇEP olmak üzere çevre örgütleri ve yaşam savunucuları da sonuna kadar bu davanın arkasında olduklarını belirttiler.