Zeynep Kaya- Teknolojinin gelişmesine bağlı olarak makineleşmenin de artmasıyla birlikte bazı meslek dalları gibi dokuma ve el sanatlarının da giderek önemini kaybetmiş olması, dede mesleğini sürdüren esnafı endişelendiriyor. Yeni neslin kilim dokumak istemediğini, çok zahmetli bir iş olduğunu belirten esnaf, emeklerinin karşılığını kesinlikle alamadıklarını, el işçiliğine yeni neslin önem vermediğini dile getirdi. Türkiye'deki bu boşluğun Çinliler tarafından doldurulmaya başlanmasıyla esnaf devletten teşvik bekliyor.


İzmir'de Kızlarağası Hanı'nda el dokuması halı ve kilim ticareti yapan Mehmet Şimşek, Türklerin dünyaya kazandırdığı halıcılığın ihmal edilmesi nedeniyle Çinlilerin Türk halılarını üretmeye başladığını söyledi. Halıcılığa devlet desteği verilmezse yok olacağını vurgulayan Fidan, "Çinliler başta 'Hereke' olmak üzere halılarımızın motiflerini üretmeye başladı. Türk halıcılığı Çin baskısı altında. Türkiye'deki bazı firmalar da üretimlerini Çin'e yaptırmaya başladı" diye konuştu. Yeni neslin sanata değer vermediğine dikkat çeken Fidan, "Eski nesil dokumayı biliyordu ama yeni nesil dokumayı bilmediği için dokumacılık bitti denecek hadde geldi. Kadınlar eskiden gün içerisindeki tüm işlerini halleder, gece bile olsa halı dokurlardı, bu bir ekmek kapısı, geçim kaynağıydı. Şimdi dokumacılık sıfır değil, yapılıyor ama çok düşük miktarda yapılıyor. Eskisi gibi köylerde her hanede bir dokuma yok artık, bu işin tüccarları yapıyor dokumayı. Fakat ne yazık ki bu kadarını bile Çin'e kaptırdık. Çin'de şu anda çok iyi kalitede ipek ve yün halı dokunuyor" dedi.


'Çin'de dokunan halı dünya pazarına sunuluyor'

Dünyaca ünlü halıcılığımızın devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini dile getiren Mehmet Fidan, halıcılığın el işinden, sanattan çıkıp görselliğe doğru yol aldığı için de düşüş yaşadığını belirtti. 1963 yılından beri baba mesleği olarak dokuma sanatıyla uğraştıklarını vurgulayan Fidan, "Ben de bu işi baba mesleğini sürdürmek amacıyla yapıyorum, ayakta tutmaya çalışıyorum. Babamın bu işe vermiş olduğu bir emek var. Hem babama hem de mesleğe olan saygımla sürdürmeye devam ediyorum" dedi.
İzmir'de kilim ve halının daha çok turistlerden ilgi gördüğünü ifade eden Mehmet Fidan, "Bu işin patentini alarak elimizde tutmamız gerekiyor. Dünyaya bu kültürü farklı şekilde de olsa tanıtmak, geliştirmek gerekiyor. Bu motiflerin çoğu eskiden kalma, bunu Türkiye'de geliştiren belde yok, hep aynı motif, desen ve renk olduğu için gelişmiyor. Dünya çapında renkler, motifler, şekiller olarak teşvik olsa, eminim canlanır bu sektör. Belki 10 - 15 yıl sürecek bunu toparlamak ama düzeleceğine inanıyorum. Tam olarak burada görev devletimize düşüyor, fuarlarla, yarışmalarla destek sağlanmalı" diye konuştu.
 


'Yabancılar daha çok önem veriyor'

Dokunma aşamasında üzerine binlerce düğüm atılan halı ve kilimin üretiminin aylar sürdüğüne değinen Fidan, "Dünyada öncelikli olarak İran halıları gelir. Ardından da ikinci olarak bizim Türk halımız 'Hereke' gelir. Şu anda Hereke desenini Çin'de dokutuyorlar. En son aldığımız bilgiye göre Çin'de bir beldenin adını Hereke koyup, 'Hereke halı' üretmeye başlamışlar ve dünyaya pazarlıyorlar. Bizim kültür olarak ayrı bir zayıflığımız var, biz dokuma halıya, kilimlere sadece üzerine basılan bir eşya gözüyle bakıyoruz. Bir sanat olarak göremiyoruz daha. Olsa da olur, olmasa da olur diyoruz. Ama yabancılar öyle değil, gelip baktıkları zaman sanat olarak, emek olarak bakıyorlar bu işe. Yabancılar daha çok önem veriyor sanata.
 

Bu meslek bizde ayak altında geziyor

Türk esnaf arasında dayanışmanın olmadığını, esnafın birbirlerinin kuyusunu kazarak ürünlerin piyasaya ayıplı olarak tanıtıldığından yakınan Mehmet Fidan, sanata ve sanatçıya değer verilmediğinin de altını çizerek şunları söyledi:
Bu meslek bizde ayak altında geziyor. Türklere ait en eski el sanatları arasında yer alan halı ve kilim dokumacılığı, Avrupalılarda olsa ulaşamazdık bile. Sanata ve sanatçıya değer verilmiyor bizde.