ÖZEL - Halil Özcan / Ceren Çiftçi, İzmir'de çalışan genç bir diş hekimi. Geri dönüşüme üniversitede merak salmış. Önce kendi evinden başlayan Çiftçi, yakınlarını da projeye dahil ederek daha geniş kitlerere ulaşmayı başardı. Farkındalık projesine katkı sağlayanların sayısı artınca bir İnternet sitesi açan Çiftçi, "Üniversitede okul stresimi yenmeme birebir geldiğinden daha da yakınlaştım dönüşüm projelerine. 2010 yılıydı. Kendime ait bir site açtım. Kendi ürettiğim fikirleri görselleriyle beraber paylaşmaya başladım. Asıl tatlı serüven böyle başladı. İlham olabildiğimi görmek beni çok keyiflendirdi." dedi. Evde artık kullanılmayan biblo, takı, toka, çanta, defter, kalem benzeri eşyaları topladıklarını ifade eden Çiftçi, durumu şöyle özetledi: "Bunları, dezavantajlı insanlara hediye ediyoruz. Para ve kıyafet harici her şey olabilir. Eşantiyon kalem, kopmuş takı, kırık oyuncak. Peki dezavantajlı insanlar kimler? Engelli bireyler, şartları iyi olmayan okullar, köy çocukları gibi." Sivil toplum kuruluşları ve gönüllü oluşumlar ile ortaklaşa proje yaptıklarını belirten Çiftçi,  "Bunlardan biri JCI İzmir ekibi ile Kes Yapıştır Sevgi İliştir projesi. Sosyoekonomik düzeyi iyi diyebileceğiz bir grupla topladığımız fazla eşyaları bir atölye düzenleyerek dönüştürüyoruz. Atölye sonunda ürettiklerimizi dezavantajlı olarak seçtiğimiz gruba hediye ediyoruz. Gündemimizde bunu yaygınlaştırmak ve diğer şubeler ile de gerçekleştirmek var. Bilkent Üniversitesi'nin toplumsal duyarlılık projelerinden Düşler Evi ekibiyle kadın sığınma evlerinde annesiyle beraber kalan çocuklar için bir atölye çalışması hazırlığındayız." diye konuştu.

Motive oluyorum

Karşılık beklemeden insanları mutlu edebilmenin ayrı bir güzelliği olduğuna dikkat çeken Çiftçi, "Atölye çalışmalarında ulaşım masrafım ya da kargo giderleri için hiç para talep etmiyor olmam merak konusu. Para, dönüşüm içinde ilk şart olmamalı. Parasız iyilik yapmayı, karşılık beklemeden mutlu etmeyi unuttuk. Giderlerimizi armağan ekonomisi ile karşılıyoruz sessiz çabasız kendi aramızda. Zaman akıp giderken hayatın karmaşası içinde unuttuğumuz çok yaşam çok insan var. Tüketim çılgınlığına kapılıp yok saydığımız değerler duygular keza öyle. Bunları yeniden gözden geçirip hem ne kadar gereksiz tüketim yaptığımızı hem yeniden birlik ve bütünlük içinde olmayı fark ediyor ve fark ettirebiliyor olmak benim motivasyonum. Sürekli keşif halindeyim. Yeni insanların, yeni duyguların, yeni projelerin. Bu merak benim motivasyonum oluyor." şeklinde konuştu. İnsanlardan çok farklı tepki ve geri dönüş aldığını ifade eden Çiftçi, şöyle devam etti: "Bazı insanlar tam da bu projeyi bekliyormuş gibi tepkiler veriyor ona çok mutlu oluyorum. 'Atmaya kıyamamıştım ama nerede kullanacağımı da bilemiyordum' diyenler çok oluyor. Daha önce dönüşüm fikirleriyle hiç uğraşmamış ama atölye çalışmalarımızda kendini kaybedenler oluyor, farklı yönlerini keşfediyorlar. Ya da atölye sonunda hediyeler verilirken çok duygulandıklarını ve kendilerini işe yaramış hissettiklerini söyleyenler oluyor."

Gönüllülük esaslı

Geri dönüşüm projesinin zorluklarından da bahseden Çiftçi, "Zor yanları illa ki var. Kontollü olmak durumundayım. Ortak proje yapmak isteyen her dernek ya da her toplulukla bir araya gelemiyoruz maalesef. Bazı konularda ayrı düştüğümüz oluyor. Para veya ticari amaç kesinlikle gütmüyoruz. Tamamıyla gönüllülük esaslı proje bu. Daha çok destek alsak diye şu anlık temennim yok. Çünkü tıpkı bir bebek gibi kendi doğal akışında büyüsün istiyorum. Ekstra çabalara girmiyorum. İçimizden geldiği gibi hareket ediyoruz." şeklinde konuştu.  Artık kullanılmayan eşyaların yeniden kullanılır hale getirilmesini ileri dönüşüm olarak tanımlayan Çiftçi, "Başka birinin tekrar kullanılmasına hiç ihtimal vermediği bir şeyi ileri dönüşüm çalışmasıyla tekrar hayata kazandırıyorsun ve sanki yeni bir gezegen bulmuş gibi bir his dolduruyor içini. Daha mutlu olmamıza katkı sağlıyor. Küçük şeylerle mutlu olmamıza, daha sade yaşamamıza vesile oluyor. Bu da doğada daha az atık anlamına geliyor. Bebek gibi görüyorum bu uyanışı. Sen bir ileri dönüşüm çalışması yaparken seni izleyen hevesleniyor duyan hevesleniyor ya da başka bir fikir sunuyor derken zincir büyümeye devam ediyor. Biz bu zinciri büyütme niyetiyle gidiyoruz." dedi.