Sercan Özipekçi- Eğitim-İş Sendikası İzmir Şubesi başta olmak üzere, Türkiye'nin çeşitli yerlerinden Eğitim-İş Sendikası'na bağlı MYK üyeleri Türkiye'deki eğitim sorunlarına dikkat çekmek amacıyla İzmir'de bir araya geldi. Eğitimdeki sorunların konuşulduğu toplantıda Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, "Eğitimdeki sorunlara her gün yenileri eklendi. Öğretmenlerin sorunlarını çözmek, onları rahatlatmak yerine yeni yeni sorunlar yaratıldı. Şu anda eğitimde Cumhuriyet tarihinin en büyük kadrolaşması yaşanıyor. Bu seferki her zamankinden farklı. Cumhuriyet ideolojisini yıkmak için her okula, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri yönetici olarak atanıyor. Birçok şube müdürü sınavı kazanmalarına rağmen müdür olarak atanamazken, siyasal iktidara yakın isimler atanıyor" diye konuştu. Eğitimin ticarileştirilmeye çalışıldığını ifade eden Demir, kamu yönetimi yasası çıkarılamayınca, eğitimin özelleştirilmeye çalışıldığını söyledi.

4. ve 5. sınıflara Arapça dersi

"Tüm dillerin öğenilmesi taraftarı olduklarını fakat daha tam olarak Türkçe öğretilemezken 4. ve 5. sınıflara Arapça dersleri konulduğunu belirten Demir, okulların yavaş yavaş imamhatiplileştirilmeye çalışıldığını ifade etti. Ortaöğretim küme düşmüştür, saf dışı bırakılmıştır" diyen Demir, "Her yere gecekondu üniversiteler açılmaya başlandı. Akademik personelin yeteneklerine, alt yapısına bakılmadan tamamen siyasal kararlarla her ile bir üniversite açılıyor. Bir gecede tüm liseler Anadolu Lisesi yapıldı. Şu anda ciddi oranda öğretmen ve derslik açığı mevcut. Bakanın kendi ifadesiyle 160 bin derslik açığı var. Yine kendisi 150 bin öğretmen açığı olduğunu söylüyor, sokaklarda ise 400 bin öğretmen işsiz. Madem durum böyle neden atama yapılmadığı bir çelişki olarak göze çarpıyor. 70 bin sözleşmeli öğretmen var ve şu anda kölelik şartlarında çalışıyorlar" şeklinde açıklama yptı.

Milli Eğitimin görevleri değiştirildi

Çıkartılan 652 sayılı KHK ile cumhuriyetin eğitim sisteminin yok edildiğini ifade eden Demir, "Milli eğitimin görevleri arasından Atatürk ve onun değerlerine sahip çıkılması gibi ifadeler çıkartılmış, onun yerine küresel rekabette başarılı olabilecek gençler yetiştirme gibi ifadeler yer almıştır. Bunun nedeni bizlere açıklanmalıdır. Bu son derece manidardır" şeklinde konuştu. Keskin, kamu çalışanları içinde ez az maaşı öğretmenlerin aldığını ve adeta öğretmenlerden intikam alındığını belirterek, eğitim çalışanlarının yoksullaştırıldığını ve memurlar içinde sadece yandaşların ve üst kademedekilerin maaşlarının arttığını ifade etti. 21 Aralık'ta KESK'in yapacağı genel grevle ilgili olarak da konuşan Demir, "Eğitim için yapılan her demokratik eylemi destekleriz. Fakat bu eylemin kamu çalışanlarına yarardan çok, zarar getireceğini düşünüyorum. Bu türlü bir eylemin tribüne oynamak olduğunu düşünüyorum. Sendikalara sesleniyorum, emeğin sağı solu olmaz, gelin birlikte olalım, hakkımızı birlikte arayalım" dedi.

Rotasyon, Kavimler Göçü gibi

Milli Eğitimin okul yöneticileri ve öğretmenlerle ilgili aldığı rotasyon kararını da eleştiren Demir, "700 bin öğretmenin aynı anda, rotasyon adı altında bir şehirden, başka bir şehre sürülmesi kavimler göçü gibi bir olaydır. Zaten rotasyon doğal akışı içinde kendiliğinden yapılmaktadır. Eş durumundan pek çok eğitim çalışanı görev yerini değiştirmektedir. Şimdi yeni yasayla bunun da önüne geçilmiştir" dedi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın okul yönetimlerine verdiği şirfelerle öğretmenleri takip etmesini ve sorun çıkartanların Milli Eğitim'e bildirilmesiyle ilgili yasayı Eleştiren Demir, "Öğretmenler tedirgin. Okul yönetimiyle yakın ilişki içerisinde olmayanlar, fişlenme korkusu yaşıyorlar. Bu kararın iptali için gerekli başvurumuzu yaptık. Bu uygulamanın demokratik olduğunu düşünmüyorum" şeklinde konuştu.