Yazın yaşadıkları dağ evlerine bu yıl yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle erken çıkan bazı İzmirli aileler, hastalığa karşı izole bir hayat sürüyor. İzmir kent merkezinde yaşayan ve genelde sıcak havalarda Karşıyaka Yamanlar bölgesindeki dağ evlerine giden aileler, bu yılki göçlerini Kovid-19 nedeniyle erkene aldı. Salgının ortaya çıkması ile özellikle 65 yaş üstü bireylerin bulunduğu aileler, kendilerini ormanlık alandaki evlerinde izole etmeye başladı. Gün boyu bahçe işleriyle uğraşan aileler, yanlarına gelmek isteyen misafirleri de uygun bir dille geri çeviriyor. Komşularıyla sosyal mesafe kuralları çerçevesinde genelde uzaktan görüşen aileler, ramazan ayını dağ evlerinde geçiriyor.

Vaktini ördeğiyle geçiriyor

Harun Battal (75), yaptığı açıklamada, yıllar önce yaptıkları ve genelde yaz aylarında açtıkları evlerine bu yıl Kovid-19 nedeniyle soğuğa rağmen erkenden geldiklerini söyledi. Türkiye'de ilk vakaların görüldüğü günlerde birkaç gün evde kaldıklarını anlatan Battal, "65 yaş üstü için sokağa çıkma kısıtlaması kararı alınınca biz de şehirde durmak yerine soğuk olduğu halde buraya gelip kendimizi izole etmeye karar verdik. İlk geldiğimizde yağmur da yağıyordu ama sobamızı yakıp ısındık. Şimdi havaların ısınmasıyla daha da güzel oldu. Burası bizim için gayet iyi." dedi. Gününü bahçe işleriyle geçirdiğini aktaran Battal, eşinin de kendisine yardımcı olduğunu dile getirdi. Salgın sürecinde kendilerini bu şekilde karantinaya aldıklarını vurgulayan Battal, "Kimseyle görüşmüyoruz. Komşularımızla da yakın temas yok. Karantina kurallarına tamamen uyuyoruz. Alınan tedbirlerin Türkiye için ne kadar isabetli olduğunu görüyoruz. Cumhurbaşkanımız, Sağlık Bakanımız çok iyi çalışıyor. İnşallah çok daha iyi olacak." diye konuştu.

Bahçe bakımı

Evlerinde bir de ördek beslediklerini vurgulayan Battal, günün büyük bölümünü ördek için yerleri kazıp solucan bularak geçirdiklerini sözlerine ekledi. Ali Kabul de 65 yaş altı olduğu halde Kovid-19 nedeniyle dağ evinde kendilerini izole ettiklerini dile getirdi. Mümkün olduğunca kent merkezine gitmediğini aktaran Kabul, şunları kaydetti: Komşularımız da bizim gibi bu sezon erkenden geldiler. Onlarla sosyal mesafe içerisinde görüşüyoruz. Doğal olarak yaza da burada hazırlanıyoruz. Bahçemizi sürüyoruz, çapa yapıyoruz. Buranın domatesi meşhurdur. Fide üretimi de yapıyoruz. Mübarek ramazan ayını da burada geçiriyoruz. Şehirde olsaydık sürekli evde olacaktık, en azından burada bahçe işleriyle meşgul oluyoruz, halimizden memnunuz.

Ağaç evlerde izole yaşam

Yeni tip koronavirüs salgını sürecinde bazı aileler Ödemiş'e bağlı Gölcük Mahallesinde bulunan ahşap evlerde kendilerini izole etmeyi tercih ediyor. Temiz havası ve doğal güzellikleri nedeniyle bin 49 rakımlı Gölcük'te ahşap evleri bulunan vatandaşlar, her yıl haziran ayında çıktıkları yaylaya bu yıl salgın nedeniyle erken göçtü. Manisa'nın Turgutlu ilçesinden gelerek ahşap evde yaşamaya başladığını belirten Selahi Altıntoprak, burada kendilerini daha güvende hissettiklerini, doğal güzelliklerin keyfini çıkardıklarını belirtti. Salgına karşı yaz mevsimi yerine mart başında İzmir’den gelerek kendilerini karantinaya aldıklarını ifade eden Esra Yetkin de 16 aylık bebeğiyle doğayla iç içe bir yaşam sürdüklerini kaydetti. Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Mustafa Emre Yetkin de insanların büyük şehirlerde sokağa dahi çıkamadığı bir dönemde doğa harikası bir yerde yaşamanın kendileri için büyük bir nimet olduğunu belirtti. Gölcük yaylasını tercih edenlerden Ödemiş Muharip Gaziler Derneği Başkanı Selahattin Aktaşoğlu ise kendilerini doğal ortamda izole ettiklerini, salgına karşı yaylada daha az kaygılı olduklarını ifade etti.