İzmir'de 40 kilometre uzunluğunda deprem üretme potansiyeline sahip olan büyük bir fayın, Narlıdere ilçesinden geçerek Konak, Alsancak ve Altındağ'a doğru gittiğini vurgulayan Alim Murathan, bu nedenle Narlıdere'nin belli bölgelerinin, Alsancak ve Konak'ın kıyı ile bağlantılı olan kesimlerinin ve Bayraklı, Karşıyaka, Çiğli ilçelerinin riskli bölgeler olduğunu söyledi. Alim Murathan, en çok riskli olarak görülen alanların ise Karşıyaka-Çiğli ve Menemen hattını kapsayan bölge olduğunu açıkladı.

Risk istanbul kadar yüksek

Başkan Murathan, İzmir'in önemli bir deprem bölgesi olduğunu, İstanbul kadar risk taşıdığını ifade eden Murathan, şunları söyledi:  "İzmir deprem kenti. Yaptığımız çalışmalarda Türkiye'de üretecek aktif faylar 20 kentte var ve bunlar yerleşimlerden geçiyor. İzmir bu 20 kent içinde İstanbul kadar deprem riski yüksek bir şehir. Bilimsel çalışmaların ortaya koyduğu bir gerçek var. İzmir'de deprem üretme potansiyeline sahip 13 tane aktif fay bulunuyor. Bu fayların önemli bir kısmı kent içinden geçiyor.  Olası büyük bir depremde yıkıcı etkisi olabilir."

Büyük fay kenti sarıyor

İzmir'de 40 kilometre uzunluğundaki deprem üretme potansiyeline sahip olan büyük fayın, kenti doğudan batıya doğru sardığını anlatan Murathan, "Bu fay 1600'lü yıllarda da büyük bir deprem üretmiş ve kenti yıkmış. Önemli bir kısmı kentin içinden geçiyor. Narlıdere bölgesinden başlıyor, Konak, Alsancak ve Altındağ'a doğru gidiyor.  Güncel alüvyon dediğimiz ovalık kesimler İzmir'de risk taşıyor. Bunlar yine Narlıdere'nin belli bölgeleri, Alsancak, Konak'ın kıyı ile bağlantılı olan kesimleri. En çok riskli gördüğümüz iki bölge Karşıyaka-Çiğli ve Menemen hattını kapsayan bölge. Çünkü bu bölge Gediz Nehri'nin getirdiği alüvyon zeminden oluşuyor" diye konuştu.

Kayalık kesimler sağlam

İzmir'de yüksek kotlarda, kayalık zeminlerdeki bütün yapıların, zemin açısından daha güvenli olduğunu da belirten Alim Murathan, şunları söyledi: "Bunu binalar değil, sadece zemin açısından söylüyorum. 1999'dan önce yapılan binaların, ciddi bir risk taşıdığı ortaya kondu. 99'dan sonra deprem yönetmeliğiNe göre yapılanlar biraz daha güvenli. Bu nedenle vatandaşların oturdukları binaların depreme dayanıklı olup olmadığını mutlaka öğrenmesi gerekiyor. Buca bölgesi, Bornova'nın Evka-3 ve Osmangazi bölgeleri; Balçova'nın önemli bir bölgesi daha güvenli. Fakat zeminin sağlam olması, binanın yıkılmayacağı anlamına gelmez. Buralarda yapılan binalar da mutlaka mühendislik hizmeti almalı. Depremlere karşı güvenli yapılar oluşturularak, toplumun can ve mal güvenliğini sağlamalıyız." 

Yapılması gerekenler

Yapılacak çalışmalarda öncelikli görevin Valilik ile Büyükşehir Belediyesi'ne düştüğünü belirten Murathan, depreme hazırlık konusunda yapılması gerekenleri ise şöyle anlattı: "Ana ulaşım yolları, su kanalizasyon hatları, doğalgaz hatları, büyük trafo merkezleri kontrol edilmeli. Olası büyük bir depremde karmaşa yaratmadan, güvenli ulaşımın, güvenli suyun, güvenli ısınmanın sağlanacağı alt yapı yatırımlarının elden geçirilmesi gerekiyor. Bunlar kısmen yapıldı. Ama gözden geçirilmeli. Halkın da bilgilendirilmesinde eksiklikler var. Etkin bir kamu denetimi yok. Bir bina yapılırken etkin bir kamu denetimi olmadığını söylüyoruz. Çünkü jeoloji mühendisleri yapı denetimlerinin dışına çıkarılmış durumda. Bu ülkemizin en büyük eksikliği ve ayıbı. Avrupa'da ve dünyada böyle bir uygulama yok."