İzmirli depremzedeler geçtiğimiz günlerde eylem yaparak TMOOB'a tepki göstermişti. Konuyla ilgili açıklama yapan İKK Sekreteri Aykut Akdemir, TMMOB’u hedef gösterenlerin açıkça kent suçu işlediğini belirterek, 30 Ekim depremi sonrası oluşan her türlü mağduriyetin sorumlusunun başta merkezi yönetim olmak üzere yerel yönetimler olduğunu söyledi

FATİH ÖZKILINÇ- 30 Ekim depremi sonrası depremzedelerin mağduriyetlerinin giderilmesi adına Bayraklı Belediye Meclisi’nde alınan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde de revize edilerek kabul edilen emsal artışının Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından yargıya taşımasının ardından İzmirli depremzedeler, geçtiğimiz günlerde TMMOB’u protesto etmişti. Bunun üzerine TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) tarafından 30 Ekim 2020 Depremi sürecinde yürütülen plan değişiklikleri ve emsal artışı kararına ilişkin basın açıklaması gerçekleştirildi. İzmir Mimarlık Merkezi’nde düzenlenen basın açıklamasına TMMOB İzmir İKK Sekreteri Aykut Akdemir'in yanı sıra Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Helin İnan Kınay, Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı İlker Kahraman ve Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Mutluer katıldı.

Şaşkınlıkla izliyoruz

Basın açıklaması metnini okuyan İKK Sekreteri Aykut Akdemir, TMMOB’un ilk defa protesto edildiğine dikkat çekerek 30 Ekim 2020 tarihinde gerçekleşen deprem sonucunda yıkılan tüm binaların ilgili kurumlardan tüm izinleri alarak inşa edildiğini kaydetti. Akdemir, “Depremden etkilenen tüm vatandaşlarımızın uğradıkları can ve mal kayıplarından esas sorumlu kamu idaresidir. İdarece tüm yasa ve yönetmeliklere uygun inşa edildiği belirtilen ve ilgili kurumlar tarafından ruhsatlandırılan binalarda yaşanan her türlü hasarın kamu idaresi tarafından karşılanmasının bir zorunluluk olduğunu savunuyoruz. Yaşanan mağduriyetin sorumluların hesap vermediği, mağduriyetleri gidermek bir yana yeni felaketlere kapı aralayacak yoğunluk artışının TMMOB tarafından kabul edilmesini hiç kimse bekleyemez. Deprem sonrası kimi dernek veya siyasi kesimler tarafından yaşanan mağduriyetin esas sorumlularını tartışmak yerine TMMOB'nin hedef gösterilmesini şaşkınlıkla izliyoruz” dedi.

Mağduriyetlerin sorumlusu belli

TMMOB’nin her türlü uyarısına rağmen afetlere karşı dirençli ve yaşanabilir kentler için yapılması gerekenlerin yapılmadığını belirten Akdemir, her türlü mağduriyetin sorumlusunun başta merkezi yönetim olmak üzere yerel yönetimler olduğunu söyledi.

Kent suçu işlendi

Akdemir açıklamlarının devamında ise şunları kaydetti:

 “Depremde zarar gören emekçi halkımızı anlıyoruz. Çünkü kamu idaresi başından itibaren emekçi halkımızı müşteri gibi görmüş ve buna yönelik uygulamalara imza atmıştır.  TMMOB olarak bilimsellikten uzak, halkımızı yeni felaketlere sürükleyecek ve sermaye düzenini mutlu eden kent suçuna sessiz kalmamız emekçi halkımıza yapılacak en büyük kötülüktür.Yurttaşlarımızı popülist söylemlerle yanıltarak TMMOB’ye saldıranları tanıyoruz! Hukuka aykırı olduğu, mühendislik, mimarlık ve şehir planlama disiplinlerini ayaklar altına alan uygulamalara itiraz eden kamu yararı gözeten meslek odalarını doğrudan veya dolaylı şekilde hedef gösterenler açıkça kent suçu işlemişlerdir. Toplumcu ve kamucu çözümler yaratmak yerine TMMOB’yi İzmirlilerin vicdanına havale edenleri, vatandaşları otobüslerle meslek odalarının önüne taşıyıp hedef gösterenleri, meslek odalarını gizli ittifakın parçası olmakla suçlayanları gayet iyi tanıyoruz.Meslek odalarını gündelik siyasetin parçası ve işlenen suçlara ortak etmeye çalışanlar beyhude bir çaba içerisindedirler.Unutulmasın ki TMMOB, toplumun ortak yararını içermeyen, günü kurtarmaya dönük, aklı ve bilimi hiçe sayan uygulamaları her türlü baskıya rağmen geçmişte de kabul etmedi bugün de etmeyecektir. Artık yeter! Emekçi halkımızın yeni mağduriyetlerle baş başa bırakanlara ve bu konuda ısrarla TMMOB’yi ve meslek odalarını hedef gösterenlere inat kamu yararı çerçevesinde halkımıza  her türlü desteği vereceğiz.”