Ali Budak- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ve Genel-İş Sendikası’nın İzmir’deki şube başkanları, ‘Taşerona Kadro Müjdesi’ başlığıyla çıkan 696 Sayılı Kanunun Hükmünde Kararname (KHK)’nin yaşattığı mağduriyetler hakkında basın toplantısı düzenledi. Sadece İzmir’deki kamu kurum ve kuruluşlarda mağdur olan işçi sayısının 5 bini geçtiğini ifade eden Sarı, ‘Ayrıca karardan geri dönülmediği takdirde 6 Mart’ta yarım gün iş bırakacak ve İzmir Valiliği önünde kitlesel bir basın açıklaması yapacağız’ diye konuştu. Sendika başkanları İzmir’deki belediye başkanlarına ve siyasi parti temsilcilerine de kendilerine destek olunması için çağrıda bulundu.

KHK mağduru, İzmir’de 6 bin Türkiye’de 150 bini bulacak

Sarı, ‘696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen taşeron işçilerle ilgili düzenlemeyle, başta tüm Türkiye’de ki belediyeler olmak üzere, taşeron olarak çalışan, emekli olan, emekliliği hak eden ve eski hükümlü olan işçilerin, 4 bin 734 sayılı hizmet alımı kapsamında ihalesi yapılmasına karşı ‘62 e’ kapsamında bulunan İzmir özelinde kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte sayı 6 bine ulaştı. Sonuç olarak; Kanun Hükmünde Kararname yürürlüğe girdiği gün itibariyle taşerona müjde başlığı adı altında verilen haberler KHK’nın işlevliliği başladıktan sonra gerçekler ortaya çıkmaya başladı. Çalışan üyelerimiz ya da üye olmayan işçilerimiz kadro beklerken 2 Nisan itibariyle işlerinden olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Önlem alınmazsa İzmir özelinde 6 bin Türkiye genelinde 150 bini bulacak olan işsizler ordusu toplumsal bir yara haline dönüşecektir’ dedi.

Kadro beklerken işsiz kaldılar

Bu insanların hükümetten ya da devletten iş istemediğine vurgu yapan Sarı, şöyle devam etti: Zaten hali hazırda çalışan, kenti temizleyen, hastanelerde, adliyede, ulaşımda, parklarda çalışan işçilerdi. Çalışırken bir KHK ile (kadro umuduyla) gelecek hayalleri kurarken 2 Nisan itibariyle işsiz kalacaklar. Bilindiği üzere 696 sayılı KHK ile belediye şirketlerine geçişi sağlanacak olan bu işçileri 657’ye tabi devlet memurları arşiv soruşturması, sınav ve mülakata tabi tutulması anlaşılır bir durum değil. 4857 sayılı iş kanunun tüm gereklerini yerine getiren ve statüsü işçi olan üyelerimiz mağdur edilmemeli. Acilen Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan konunun çözümü için acil bir düzenleme bekliyoruz.

‘Ayrımsız, şartsız kadro sözü havada kaldı’

DİSK’ in ve Genel-İş Sendikasının girişimleri sonucu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Jülide Sarıeroğlu başta olmak üzere hükümet üyeleriyle yapılan görüşmede eski hükümlü alt işveren çalışanlarının durumuyla ilgili başvurunun gündeme getirildiğini belirten Sarı, ‘Bakan Sarıeroğlu, konuyla ilgili bir çalışmayı bu hafta gündeme alacaklarını söyledi. Eski hükümlü işçilerin kadroya alınma süreciyle ilgili konunun takipçisi olduğumuzu bir kez daha üyelerimizle ve kamuoyuyla paylaşıyoruz. Daha önce açıklamış olduğumuz 2 bin 500 belediye çalışanının üzerine kamu kurumlarında da açıklamalar geldi. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde 282, Ege Üniversitesi’nde 207, Katip Çelebi Üniversitesi’nde ise bin 57 kişi ve İZBAN işçileri KHK’nın ilgili maddelerine girmediği için taşeronda çalışmaya devam edecekler. Yani hükümetin ayrımsız, şartsız herkese kadro sözü böylelikle havada kaldı’ dedi.

‘Herkese kadro için yarım gün iş bırakacağız’

Bu süreci sonun başlangıcı olarak görmediklerini söyleyen Sarı, sözlerini şöyle sürdürdü: KHK’nın maddeleri gün ışığına çıktıkça, önümüzdeki günlerde de Emniyet Genel Müdürlüğü’nden ya da Adalet Bakanlığı’ndan gelen arşiv soruşturması, yazılı sınav ve mülakatlarda da elenecek olan binlerce işçinin daha olacağı tahmin edilmektedir. Hükümet tarafından yapılan açıklamada taşerona kadro müjdesiyle verilen sözler sekteye uğramış, gerçeklerin üstü örtülmeye çalışılıyor. 1 Milyon 50 bin kişinin kadroya geçtiğini bir devrim olarak niteleyen bakan sınav, mülakat ve soruşturmaların usulen yapılacağını söylemesine rağmen başta belirttiğimiz gibi bu kapsamda 150 bin işçi kardeşimiz çalışırken işsiz kalacak. 10-15 hatta 18 yıldır taşeronda çalışan ve geleceğini aldığı maaşa göre planlayan, kredi çeken, çocuklarını okutan işçiler bu KHK ile umutlarını yitirmiş, önlerinde bir belirsizlik boy göstermiştir. Yani cenneti görmek isterken cehennemin kapsı reva görülmüştür. 6 Mart’ a kadar süreci takip edeceğimizi konuyla ilgili çözümleri olmaması halinde üyemiz olsun olmasın başta İzmir’ de ki 6 bin KHK mağduruyla ilgili 6 Mart 2018 Salı günü mağdur edilen işçi arkadaşlarımızla yarım gün iş bırakacak ve dayanışma için kitlesel basın açıklaması yapacağımızı ilan ediyoruz. Ayrımsız, şartsız tüm işçilere kadro istiyoruz. Kadro talebimizden vazgeçmeyeceğiz.

Sendika ayrımı yapmadan eyleme çağırıyoruz

Yıllardır emek sömürüsünün tavan yaptığı dönemlerde dahi Genel-İş sendikasıyla birlikte kadro talebini yenilediklerini ancak Hak-İş ve Türk-İş sendikalarından bugün dahi olmak üzere emekli ve hükümlülerle ilgili tek bir açıklama gelmediğini ifade eden Sarı, ‘6 Mart’taki eylemde otobüsleri durdurmayacağız ama arkadaşlarımızın sesi kulağı olmak için alan dolduracağız. Yarım gün iş bırakma eylemi yapacağız. Hiçbir arkadaşımızın burnunun kanamasını istemiyoruz. İzmir halkına hizmet eden arkadaşlarımız hükümet tarafından ciddi bir mağduriyet yaşadı. Açıklama valilik önünde olacak. Hangi sendikanın üyesi olursa olsun isterse sendikası olsunlar o işçilerin aileleri de mağdur oluyorlar. Sendika ayrımı yapmıyoruz’ diye konuştu.

Belediye başkanları da destek olmalı

Belediye başkanları ve siyasi parti temsilcilerine de seslenen Sarı, ‘Sevgili başkanlar bu işçilerle yıllardır birlikte çalışıyorsunuz. Bir KHK ile işlerinden oluyor. Doğal olarak belediye başkanları da bizimle birleşerek hareket etmeli. ‘Biz işçi arkadaşlarımızla birlikte çalışmak istiyoruz’ demeleri gerekir’ dedi.

KHK ile çıkarıldıkları için bir daha iş bulamayacaklar!

Diğer başkanlar da örgütlü olduğu belediyelerde yaşanan işten atılmalarla ilgili şu örnekleri verdi: Bu bir insanlık suçu ve işçi kıyımıdır. İktidarın işçiye bakışını gösteriyor. Sadece FETÖ’ye bakacağız diyorlar ama kız kaçıran arkadaşımız bile işinden oldu. Bir arkadaşımız trafik polisiyle tartışıyor. 8 ay ceza alıyor. Para cezasını götürüyor ve yatırıyor. Devlet memuruna mukavemetten yargılıyorlar. Bu arkadaşın 16 yıllık işi vardı. Şimdi yok. 4 Aralık’tan bu yana komedi sahnede. 15 gün önce Bekir Bozdağ’ın milletin meclisinde bir açıklaması var. O kadar ağır işleyen bir mekanizmamız var ki daha kurumlara iletilmedi. Bakanlıkların en kısa sürede ses vermesini istiyoruz. Salı günü yapacağımız eylemde CHP, MHP, AKP ve HDP’nin milletvekillerinin de olmasını istiyoruz. Sadece seçim dönemlerinde değil o gün bizlerle birlikte emekçilerin yanında olmalarını istiyoruz. Bu KHK’nın topal çıktığını kendileri de ifade ediyor. Şu anda özellikle gündemimiz geçmişte hükümlü olan arkadaşlarımıza yönelik. Ama KHK’nın esas acı yönlerini önümüzdeki günlerde birebir yaşayacağız. Özellikle sendikamız bunu çok iyi irdelemiş durumda. İş bıraktırılan arkadaşlarımız bir daha hiçbir kurumda iş bulamayacak. Yeni işlere başvuranlara ‘bir önceki iş yeriniz neresi?’ diye sorduklarında ‘KHK ile çıkarıldım’ dediği zaman olay bitmiş olacak.  Bir arkadaşımız daha var. 17 yaşında arkadaşının bisikletini aldığı için para cezasına çarptırılıyor. Hapis cezası değil. Kendisi 47 yaşında işten atıldı. Tam 30 yıl sonra işinden çıkarıldı. Çocukça yapmış olduğu bir davranıştan dolayı işsiz kalıyor. Ne kadar saçma olduğu ortada.