Ali Budak- Yurtdışından ithal edilen çoğu ilacın özellikle son 6 aydır Türkiye'deki eczanelerde olmadığını gazetemizde de gündeme getirdik. Piyasada bulunamayan bu ilaçların özellikle zam beklentisi nedeniyle karaborsaya düşmüş olabileceğine işaret eden İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, 'Özellikle ithal ilaçların (kanser ilaçlarının) karaborsaya düşüp düşmediği noktasında net bilgim yok. Ancak eğer ilaç bulunmaz hale geldiyse de ihtiyaç sahibi o ilaca ulaşmak için her şeyi yapar. Sonuçta sağlık bu, başka bir şeye benzemez. O nedenle de ilaçların karaborsaya düşmesi ve daha pahalıya satılması olabilir bir durum. Saçma olmadığı gibi mantıklı da bir durum' diye konuştu.
 

Perişan olan vatandaş oluyor


Türkiye'de uzun zamandır ithal ilaçların eczanelerde bulunmadığını ve vatandaşların ihtiyaç duyduğu ilaçlara ulaşamadığını belirten Sayılkan, sözlerini şöyle sürdürdü: Uzun bir süredir bu noktada sorun yaşanıyor. Devlet sağlıkta tasarruf yapmak adına özellikle ithal ilaçlardaki Euro kurunu 2 lira olarak belirledi. Bugün ise aynı Euro 4 lira 65 kuruşun üzerinde. Bu kadar düşük belirlenirse de ilaçlar Türkiye'ye gelmiyor. Gelmeyince de ihtiyaç sahipleri başının çaresine bakmaya çalışıyor. Bazıları yurtdışından tanıdıkları aracılığıyla bazıları da eczacılar odasının üst birliğine kaydolup, 3 hafta gecikmeli yurtdışından getirtmeye çalışıyor. Ancak bu durum her halükarda yanlıştır. Devletin sağlığa herkesin ücretsiz ulaşmasını sağlaması gerekiyor. Ancak sağlıktan ve ilaçtan tasarruf yapmaya çalışırken olan vatandaşa oluyor. Vatandaş perişan ediliyor.
 

Zam beklentisi ilaçları piyasadan çekti


İlaç fiyatlarındaki artışın 2 nedenden kaynaklandığını söyleyen Sayılkan, 'İlaç maliyetlerinin artması nedeniyle firmaların artış yapması ve devletin de bazı ilaçları arttırıp bazılarında indirim yapmasıyla ilaç fiyatlarında artış gerçekleşti. Geçtiğimiz Aralık ayında da 900 küsur ilacın fiyatı artarken, 900 küsur ilacın fiyatı da azaldı. Bu sistem İlaç Fiyat Kararnamesi'ne bağlı bir sitem ve zam da indirim de ona göre yapılır. Aynı kararnameye bağlı olarak 'Euro kuru artış gösterir ve o artış da en az 1 ay süreyle sabit kalırsa fiyatlar yeniden düzenlenir' ardından da artış yaşanır. 15 Şubat'ta yapılması gereken zam da bunun gerekçesi olarak gerçekleşecek. Buradaki sorun ise zammın 45 gün önceden açıklanması. Bu kadar erken açıklanmamalı. Zammın 1 günde belirlenmesi ve işleme konması lazım. 45 gün önceden davulla zurnayla zam yapılacağı açıklanmamalı. Eğer açıklarsanız da üretici firma ya da birileri bu ilaçları piyasadan kaybeder. Şu anda ilaçların bulunamama nedeni de budur. Örneğin; 1 milyon kutu ilaç satacaksın ve bu ilacı 20-45 gün arasında bekletirsen yüzde 15-20 daha pahalı satacaksın. Beklemez misin? İşte firmalar da daha fazla kar etmek için bekliyor. İlaçlar; üretici, depocu, ithalatçı ya da aralarındaki sistemden kaynaklanan bir nedenle bulunamıyor. Ve bu ilaçlar 15 Şubat'a kadar kayboluyor, zamdan 1 saat sonra da ortaya çıkıyor. Binlerce insanın ise tedavisi aksıyor ya da tedavi olamıyor' diye konuştu.
 

Sağlıktan tasarruf olmaz!


Vatandaş açısından ilacın zam için saklanmasının yanlış olduğunu ancak bunun sorumlusunun devlet olduğuna dikkat çeken Sayılkan, şöyle devam etti: Aslında ilacın ithalatını yapanlar da haklı. İthalatçı, ilacı 4,65 liradan alıp 2 liradan satmak istemiyor. Bu soruna hükümetin çözüm üretmesi gerekiyor. Hükümet sağlıktan ve ilaçtan tasarruf yapmaya çalıştıkça süreç içinden çıkılmaz bir hale dönüşüyor. İthal bir araba, mobilya, cep telefonu, yiyecek ya da ayakkabı alırken kuru 2 liradan hesaplatabilir misin? İlaçta bu ısrar niye? İlaç insan sağlığı için diğerlerine göre en değerli olanı. Burada 2 sorun var. Birincisi zam olayını 45 gün önceden duyurmayacaksın, diğeri ise Euro kuru 4,65 lira olmayacağı gibi 2 lira da olmaz. Olursa da ilaç bulunmaz ve vatandaş zararını çeker. Devletin kendi çıkarlarını koruduğu gibi vatandaşının da sağlığını koruması gerekir. 4,65 lira olmasın ama anlaşılsın. Ki sürekli olarak ilaç sorunu yaşanmasın.


Sağlıkta amaç kâr etmek!


Sorun çözülmezse vatandaşın karaborsadan ya da yurtdışındaki tanıdıklarından ilaç temin etmeye çalışacağına vurgu yapan Sayılkan, 'Sağlıkta çağ atladık denirken her 3 ayda bir ilaç bulunamıyor, vatandaş mağdur ediliyor diye haber yapılıyorsa bir yerde yanlış var demektir. Bunun da gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu işin yanlış olduğunu her yerde dile getiriyoruz ancak devlet senede şu kadar kara geçtiğini söylüyor. Senede geçilen kara değil zayi olan ya da sağlık sorunu yaşayan insana bakılmalı' ifadelerini kullandı.