FATİH ÖZKILINÇ- Üniversiteye geçişte bu yıl yeni bir ek yerleştirme hakkı daha verildi. İkinci ek yerleştirmede, tercih barajı 10 puan aşağı çekilerek Temel Yeterlilik Testi'nden 140, Alan Yerleştirme Testi'nden 170 alanlar boş kontenjanlar için tercih yapabilecek. Üniversiteye geçişte ikinci bir ek yerleştirme hakkı verilmesini ve baraj puanın aşağı çekilmesini değerlendiren Eğitim-Sen İzmir 5 Nolu Şube Başkanı Özcan Çetin, “Barajın düşürülmesi ve üniversite sınavı sonuçları eğitimde eşitsizliğin derinleştiğinin göstergesidir. Barajın düşürülmesiyle asıl sorunun çözümü yerine özellikle Devlet Bahçeli’nin öğrencileri üniversiteli yapmak adına bulduğu çözüm aslında çözüm değil. Eğitimin gittikçe niteliksiz hale gelmesine sağlayan bir süreçtir. Biz Eğitim Sen olarak zaten mevcut sınav sisteminin doğru olmadığını hep savunuyoruz. Ama eğitim sistemi gittikçe ezbere, yarışmaya, teste dayalı bir sistem. Sağlıklı bir süreci beraberinde getirmiyor. Gelinen son noktada da Türkiye genelindeki eşitsiz eğitim verilmesinin de sonuçlarıyla karşı karşıyayız” dedi.

 

Cin fikirler olabilir

Ülkeyi yönetenlerin liseyi bitiren işsiz görünmesin diye böyle bir adımı atmış olabileceğini kaydeden Çetin, “Biz eğitimciler olarak baktığımız nokta eğitimin geldiği vahim noktayı değerlendiriyoruz. Ülkeyi yönetenler, liseyi bitiren bir üniversiteye kayıt olsun işsiz görünmesin noktasında cin fikirler olabilir ama biz olaya eğitim boyutuyla bakıyoruz. Ama gelinen noktada eğitimin iflas ettiği ortaya çıkıyor. Pandemi sürecinde eşitsizlikler derinleşti. Olanakları olan öğrenciler belirli bir noktaya geldi” diye konuştu.

Göstermelik hamle


Baraj puanın düşürülmesiyle ilgili Eğitim-İş Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada ise Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda barajın düşürülmesinin eğitimde sorunları çözmeye değil gizlemeye alışmış bir zihniyetin ürünü olduğu belirtilerek “Eğitimcilerin itirazıyla değil iktidarın küçük ortağı MHP’nin çıkışıyla yapılan baraj indirimi, sınavın neden bu kadar zor olduğu, üniversite kontenjanlarının neden rasyonel oranda olmadığı, barajı geçemeyen öğrenci sayısının neden bu kadar çok olduğu sorularına cevap olmamıştır. Oysa ortadaki tablo açıktır: YKS’ye giren 2 milyon 416 bin adayın yüzde 68’i 150 ve üzeri puan almıştır. 2019 yılında ise bu oran yüzde 74,16 olarak gerçekleşmiştir. Yani 2019 yılına göre 2021’de 129 bin 246 kişilik bir düşüş meydana gelmiştir. Ayrıca, 180 ve üzerinde puan alan öğrenci oranı AYT-sözelde yüzde 75,49’dan 60,09’a, eşit ağırlıkta yüzde 57,39’dan 48,04’e gerilemiştir. 2019’da 1 milyon 880 bin 800, 2021’de 1 milyon 627 bin 145 aday AYT’ye girmiştir. Bu rakamlarda karşılaştırıldığında 180 ve üzeri puan alan aday sayısında 2019 yılına göre sadece sözel bölümde 423 bin 256 kişilik bir azalma meydana gelmiştir. Tüm bu verilerin yanı sıra, kontenjan sorunu çözülememiş, düğümleşmiştir. Zira 2020 yılında 838 bin 221 aday üniversiteye yerleşmiştir. Bu sonuçlara göre üniversitelerin kontenjanlarının boş kalacağı gerçeği ortaya çıkmıştır. 2021’de barajın düşürülmesiyle geçen yılki üniversiteye yerleşen öğrenci sayısına yaklaşmayı, üniversiteleri bu göstermelik hamleyle doldurmayı hedefledikleri açıktır” açıklamasında bulundu.

Niteliksiz üniversiteler türedi


Eğitim sisteminde bir yetersizlik olduğunun belirtildiği açıklamada “120 soruda 15 net yaparak barajın geçilebildiği bir sistemde, sorulması gereken asıl soru bu kadar çok öğrencimizin neden barajı geçemediğidir. İktidarın ısrarla sormak istemediği bu sorunun cevabı, eğitim sisteminin yetersizliğini gözler önüne serecektir. Öte yandan; 2002 yılında 76 olan üniversite sayımız şu anda 207’dir. Niteliksiz, kampüssüz apartman üniversiteleri türemiş, üniversite sayısı giderek artmış ancak nitelik azalmıştır. Bu orantısız sayı artışı bir kontenjan balonuna da yol açmıştır.  Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz: Ortadaki tabloyu doğru verilerle değerlendirmeden bir teşhis koymak mümkün değildir. Öğrencilerimizdeki başarısızlık oranının artması, üniversitelerdeki kontenjan balonu üzeri örtülmesi değil çözülmesi gereken sorunlardır. Barajı düşürerek yapılan kamuflajdır, sorunları daha az görünür yapmaktan öteye geçmemiştir. Bu sorunun çözümü için kulak verilecek adres iktidarın meseleye uzak küçük ortağı değil eğitim camiasıdır” ifadelerine yer verildi.