Ali Budak- Emlak vergilerine karşı vatandaşlar itirazlarını arttırmaya başladı. Son olarak Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, emlak vergi değerlerini tespit eden komisyonun ilçedeki değerlerin en üst sınırını baz aldığını ve bu nedenle değer artışlarına dava açtıklarını söyledi.

Urla'da bu kurullarca belirlenen emlak vergi değerlerine yönelik 31 Temmuz 2017 tarihinde Vergi Mahkemesi'ne dava açtıklarını açıklayan Uyar, 'İlan edilen değerler üzerinde yaptığımız incelemelerde değerlerin asgari değer üzerinden  değil, en üst düzey olan alım-satım (rayiç) değeri dikkate alınarak yapıldığını gördük. Urla'da gayrimenkul ticareti yapmayan halkımız, tarlada çalışan köylümüz ve ilçede mevcut eski binaların varlığı da dikkate alındığında, hakkaniyete aykırı bir sonuç yarattığını tespit ettik. İlçede bina değerlerinin çok üzerinde beyanlarda bulunulması sonucu da doğuracak bu fiyatlandırmaların, sadece emlak vergisi ödemelerini artırmayacağı, gelir vergisi ile tapu harcı, ruhsat harcı gibi birçok vergiyi  yüksek düzeyde artıracağı gerçeği de mevcut. Son yıllarda ülkede yaşanabilecek yerler arasında ilk sıralara gelen Urla ile ilgili emlak ticareti yapanların anlatımları, değerlendirmeleri ve bu haberlerin yerel-ulusal basında sürekli yer almasının da komisyonumuzu etkilediğini düşünüyorum. Abartılı emlak rakamları tüm kentte yaşanıyormuşçasına bir algının oluştuğu, dolayısıyla bunun komisyon üyelerini  etkilediğini sanıyorum' diye konuştu.

Komisyon kurmak yanlış

Semte göre yükselen emlak vergilerine vatandaşların isyan etmesinin doğal olduğunu ve asıl sorunun sistemden kaynaklandığını belirten İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi ve eski Başkan Vekili Akın Kazançoğlu, 'Aslında belediyeler de topu taca atıyor. Tasdik Komisyonu, ilgili belediyeden 2 kişi, Tapu Müdürlüğü, mahalle muhtarı ve ticaret odasından da bir temsilciden oluşur. Yani toplamda 5 kişiden oluşur. Belediye her şeyi hazırlar ve diğerleri de toplantıda dile getirecekleri varsa getirir ama sonunda belediyenin istediği yönde karar alınır. Burada sorun belediyede de değil aslında sistem yanlış. Bu konuda komisyon kurulmasının da yıllardır yanlış olduğunu savunuyorum. Komisyona bu işten anlayanların girmesi gerekir. İnşaatçı, mühendis, mimar vb gibi. Bu kişilerden oluşmadığı ve çok da incelenmediği için bu sorunları yaşıyoruz' diye konuştu.

Süreç adaletsiz

Emlak vergilerinin yıllık enflasyon oranına göre arttırılması gerektiğinin altını çizen Kazançoğlu, şöyle devam etti: Bina aynı bina ama yüzde 300 ya da 400 arttırıldığını görüyoruz. Enflasyon 4 yılda yüzde 40 ise belediye de bunun üzerine yüzde 10-20 yapsın ama yüzde 300 olmaz. Zaten ev aynı ev, neye göre fiyat değişiyor. Bir yerin yeniden değerinin ölçülmesi için; alanın imara açılmış olması ve binanın kat sayısının arttırılması gerekir. Bu ikisi olduysa yeniden değer ölçümü yapılır. Sen yıllarca aynı yerde ve aynı şekilde oturuyorsun ama yüzde 300 artıyor. Bu mantıklı değil. Sistem yanlış ve adaletsiz. Biri kuyuya taş atıyor 50 kişi çıkaramıyor. Bu kadar fahiş artışları belediyeler gelir elde etmek adına yapıyor. Tabi ki gelir elde edecek. Belediyeler gelir elde edebilsin ki daha iyi hizmet verilsin. Ancak bu da makul olmak zorunda. Enflasyona göre belirlensin diye yıllardır söylüyorum ancak belediyelere yetmiyor.

Belediyeler süreci yönetiyor

Urla Belediyesi'nin değerlerin aşırı yükselmesinden dolayı süreci mahkemeye taşımasına da değinen Kazançoğlu, şunları söyledi: O kadar çok arttırırsan vatandaş da isyan eder. Vatandaş tabi ki haklı. Futbolda topu taca atmak söylemi vardır. Belediyeler de çok tepki gelince topu taca atıyor. Yıllarca bu komisyonlara girdim ve sürekli dile getirdim. Bu işi bilen insanlardan komisyonların oluşması gerektiğini söyledim. Zaten her şeyi hazırlayan belediye. İTO'dan katılacak temsilci Urla'nın o mahallesini bile bilmez. Belediyeler gelir elde edeceğiz diye balon gibi şişiriyor ve sonunda da patlıyor. Sonra da ağlamaya başlıyorlar. 20 yıldır aynı evde oturuyorsun, evde hiçbir değişiklik yok ama vergi 30 bin lira çıkıyor. Ev sahibinin evini satmaktan başka çaresi var mı? Ki o paraya satamazsın da. Bu yöneticileri halk demokratik olarak seçiyor. Ancak demokrasi bu demek değil ki! Halka karşı davranılıyor.

Sistem adaletsiz

Olayın son derece basit olduğunu ve konu hakkında da basit düşünülmesi gerektiğini belirten Kazançoğlu, 'Çalıştığın kurumdan yıllık enflasyona göre zam istersin. Yüzde 10 ise en fazla yüzde 15-20 zam isteyebilirsin. Yüzde 200 ya da 300 istediğinde ne olur? İşsiz kalırsın. Bu mantık bu vergi için de geçerli. Kaç yıldır aynı evde oturuyorsun. Evde bir değer artışı yok ki nasıl o kadar zam yapabiliyorsun? Bu akıl alacak bir şey değil. Zaten adalet hiç yok. Belediyeler de bu durumda. Değişen bir şey yok. Sistemde sorun olduğunu nasıl olması gerektiğini anlattım. Ancak değişen bir şey olmadı. İstanbul ve Ankara'dan olumlu tepkiler bile aldım. Orta yol bulunmalı. Yıllarca bu durumun adaletli olması gerektiğini söyledik. Bilimsel ölçütlerde olmasını savundum ama değişen bir şey olmadı. Yıllardır yanlış olduğunu söyledik ama hala aynı yanlışları konuşuyoruz' ifadelerini kullandı.


İzmir'de arsalar patladı

Arsada da ciddi sorunlar yaşandığına dikkat çeken Kazançoğlu, 'Bir arsan var ve değeri beş yüz bin TL olarak belirlendi. Sen bu yeri daha aşağıya satamıyorsun. Acil ihtiyacın var ve satman gerekiyor. 350 bine satıcı buldun ve sattın ama belediyeye 500 bine sattığını göstermeli ve ona göre vergisini ödemelisin. Böyle bir şey olabilir mi? İnsanlar buna itiliyor bunun yanında da sürekli yatırım çekilmeye çalışılıyor. İzmir'de arsalar da patladı. Binadan çok arsa sahibi pay alıyor. Çok karmaşık süreçlerden geçiyoruz. Bu sistemin adaletli ilerlemesi şart. Bu sorunlar iş bilmeyenlerden kaynaklanıyor.