Ali Budak- Engelliler 1'inci Gençlik Kampı fikrinin arkadaşlar arasında toplum hakkında sohbet ederken ortaya çıktığını belirten projenin mimarlarından Övgü Kavas, 'Esra Esperlit ve projemizin mimarlarından ve ilk katılımcısı olan Merve Yılmaz ile engel ve toplum hakkında sohbet ederken bu fikir ortaya çıktı. Konuşmamız sonucunda ortaya çıkan genel görünüm ise çok kabul edilebilir değildi. Engelleri kaldırmak maksadıyla sorumluluk üstlenen; kalıplar içerisine girmiş toplumumuzun, engelleri kaldırmaya çalışırken daha büyük taş duvarlar ördüğünü gözlemledik. Aslında bunun farkına vardık. Buna karşın doğru yol izlendiğinde zor görünen doğada yaşamın bile çok daha kolay olduğu insanların fark etmesini de sağlamaya çalıştık. Tüm engelli arkadaşlarımız için farkındalık yaratmak istiyorduk. Bunun için de çalışmalara başladık' dedi.


'Kendimiz başarmalıyız'


Engelliler Kampı için kamp alanı ve diğer konularda destek aldıklarını ve süreci ortak yürüttüklerini söyleyen Kavas, şöyle devam etti: Böyle bir organizasyonu destek almadan tamamlamak gerçekten çok güç olacaktı. Ancak katılımcı arkadaşlarımızla yaptığımız toplantıda 'bu işi bir şekilde kendimiz başarmalıyız' konusunda hem fikir olarak hiç bir yerel yönetim ve sivil toplum örgütünden destek almadan yürütmeye karar verdik. Bu noktadan sonra işin açıkçası olaylar biraz daha kolay gelişmeye başladı. Projemize en az bizim kadar inanan güzel insanların desteğiyle gerçekleştirmeyi başarabildik. Destekçilerimiz olan başta Velespit.net ve Esperlit Medya Danışmanlığı ekipman ve eğitim desteği veren Kano Diyarı, Derin dalış merkezi projemize angaje olup ortak bir fikir birliği oluşturuldu.

 

Engelliler konusunda bilinçsiziz


Türkiye'de engellilerle ilgili çalışmaların yetersiz olduğu noktasında ortaya konan ifadeleri sorduğumuz Kavas, 'Az önce de bahsettiğimiz gibi aslında bu ifadelere bazı noktalarda katılmamak elde değil. Herkesin bir gün engelli olma potansiyeli taşıdığını düşündüğümüz zaman toplum olarak çok bilinçsiz olduğumuzu açıkça görüyoruz. Bu konularda daha çok eğitim verilmesi gerektiğini düşünüyoruz' dedi.
 


Düzenli etkinliklerimiz olacak


Engelliler Kampı'nın bundan sonraki senelerde de devam edeceğini hatta düzenli hale getirmek istediklerini dile getiren Kavas, konuşmalarını şöyle sürdürdü: Aslında bu etkinliği her ay düzenli olarak planlamayı düşünüyoruz. Ancak mevsim şartlarına göre düzenlenecek organizasyonun içeriğini çeşitlendirerek kış aylarında da bazen günübirlik ya da konaklamalı etkinliklerde engelli arkadaşlarımızla beraber olmak istiyoruz.
İlkini gerçekleştirdiklerini kamp organizasyonu için katılımcı ve refakatçi sayısının sınırlı tuttuklarını ifade eden Kavas, 'Görme engelli 4 kardeşimizi ve 4 yardımcı arkadaşımızı ağırladık. Arkadaşlarımızın üçü yüzde yüz bir diğeri yüzde 90 görme engelliydi. Ancak bu kamp faaliyetini sosyal medyadan duyurduğumuzda haricen engelli ve engelsiz pek çok katılımcı oldu. Kampın ikinci gününden itibaren destek olmak isteyen hevesli doğa tutkunları ile beraber tam bir festival havasına bürünerek; hem bizim için, hem engelli kardeşlerimiz için hem de dışarıdan dahil olan katılımcılar için inanılmaz bir tecrübe oldu' diye konuştu.


Tüplü dalış yaptılar


Katılımcılar için sponsorların da desteğiyle pek çok aktivite gerçekleştirdiklerini belirten Kavas, şöyle devam etti: Arkadaşlarımızla tüplü dalış eğitimi ve tüplü dalış, kano teorik eğitimi ve kano kullanma, temel doğa sporları eğitimi, tekne kullanma ve temel denizcilik eğitimleri, temel yüzme eğitimi gibi pek çok akivite gerçekleştirdik. İzmir Dikili'ye bağlı Çandarlı beldesinde deniz kenarında iğde ağaçları arasında bulunan kamp alanımıza ilgi oldukça güzel oldu.


Aramızdaki engelleri kaldırdık


'Kamp sonrası öncelikle bir insanı mutlu etmenin verdiği hazzın kelimelere dökülmesi kolay değil' diyen Kavas, 'Katılımcı arkadaşlarda gözlemlediğimiz en belirgin değişiklik özgüvenleri artmıştı. Kampta tüplü dalış, kano kullanma, tekne kullanma gibi hayatlarında ilk kez yaşadıkları tecrübeleri kazandılar. Her günün sonunda çadırlarımıza uyumaya giderken aramızdaki tüm engeller kalkmış gibiydi' dedi.
 

Kendi zaferimi kazandım


Arkadaşımız Bora'nın dalış etkinliği sonunda dalış eğitmeni ile olan konuşmasına şahit olduğumuz anı ise sizlere şöyle aktarmak istiyorum. Dalış eğitmeni Onur'un Bora'ya 'Ne hissediyorsun' diye sormasıyla Bora'nın hepimizi duygulandıran cevabı şöyleydi: Sanırım sadece benim bildiğim ve sadece benim keşfedebileceğim bir yer varmış ve bu dalış ile tüm engelleri aşarak oraya gittim. Bana ait olan o alanı keşfettim. Alanımda olan toprağa (kuma), yosunlara, deniz kabuklarına dokunup kendi zaferimi kazandım.