Uzun yıllar ithalat- ihracat yapan, 1984 yılında Edirne'de siyasete başlayan Ümran Akkan, 1996 yılında DYP'den 20'nci dönem Edirne milletvikili olarak TBMM'ye girdi. Bir dönem milletvekilliği yapan Akkan, daha sonra  'Edirne TV' adlı televizyon kanalını kurup işletti. Daha sonra CHP'de siyaset yapan Ümran Akkan, televizyon kanalını sattıktan sonra 2011 yılında eşiyle birlikte Çeşme'ye yerleşti. Çeşme'de satın aldığı arsaya 32 odalı bir otel yaptıran Ümran Akkan, 'My Çeşme' adını verdiği otelini geçen 15 Temmuz'da hizmete açtı. 'Kadınım, Hayret Meclisteyim' adlı bir de kitabı bulunan Ümran Akkan, Süleyman Demirel ve Tansu Çiller dönemindeki çalışmalarını ve milletvekilliği döneminde yaşadıklarını unutamadığını, ancak artık otelci olarak misafirlerine hizmet etmekten keyif aldığını söyledi.

EDİRNE'YE BELEDİYE BAŞKANI OLMAK İSTEMİŞ

12 Eylül yasaklarının daha kalkmadığı dönemde siyasete başladığını anlatan Ümran Akkan, "Edirne'yi yeterince temiz bulmadığım, Osmanlılara uzun yıllar başkentlik yapmış bir tarihi kente yakıştıramadığım için belediye başkanı olmak istedim. Daha çok gençtim. Siyaset bilgim de yoktu ama devam ettim. Belediye Başkanı olamadım ama, daha sonra milletvekili oldum" dedi.

Demokrat gelenekten geldiğini vurgulayan Akkan, DYP'den ayrıldıktan sonra CHP'ye üye olduğunu ve üyeliğinin devam ettiğini söyledi.

'KEYİF ALIYORUM'

Edirne'de yoğun bir hava kirliliği olduğunu ve Çeşme'ye eşinin rahatsızlığı nedeniyle geldiklerini belirten Ümran Akkan Çeşme'de arsa, Ilıca'da da ev aldıklarını ve 2011 yılından beri eşiyle birlikte Çeşme'de yaşadıklarını belirterek şunları anlattı:

"Aldığımız arsaya otel yapmaya karar verdik. Önce 16 odalı bir proje çizildi. Sonra projemizi çizen mimarın da önerisi ile değişiklik yaptık ve 32 odaya çıkardık. Geçen 15 Temmuz'da otelimizi açtık. Açar açmaz da yoğun bir taleple karşılaştık. Daha ilk günden odalarımızın tamamı doldu. Bu da bizi çok şaşırttı. O telaşla beraber kısa zamanda otelcilik konusunda tecrübe kazandık. Ben televizyon kanalımda da sunuculuğu, röportajları kendim yapardım. Şimdi de açtığımız otelde kahvaltıyı sabah erkenden kalkarak hazırlıyorum. Kahvaltı servisini de çay servisini de yapmaktan keyif alıyorum. Ben temizlik de yaparım. Hiç önemli değil. Çalışmadan duramam. Ne iş yaparsam yapayım, mutlaka kendim çalışırım. İnsanlarla da iletişimim iyidir. Bu oteli daha yeni açtık. Tabelamız bile yok. Tesadüfen gören geliyor. Gelen de çok memnun kalıyor; 'Seneye yine geleceğiz' diyor. İnsanın işinin başında durması gerektiğine inanıyorum."