İstanbul'da yaşayan klasik otomobil, motosiklet ve karavan tamircisi Serdar Bilal ile eşi Nihan Bilal, geçen yıl İstanbul’un Acıbadem semtinde yeni alıp, tadilat yaptırdıkları evlerine, taşınmalarından 3 gün sonra hırsız girince başka kente taşınma kararı aldı. Geçen yıl mayıs ayında, İzmir'in yaz turizmiyle ünlü ilçelerinden Dikili'ye taşınan çift, vakitlerinin büyük bir bölümünü 'Efsane' adını verdikleri, içi ve dışı maundan yapılan ahşap karavanda geçirmeye başladı. Serdar Bilal, Acıbadem'deki evlerini dizayn ederlerken çok heyecanlı ve özenli bir şekilde çalıştıklarını, hırsızın girmesi ve evdeki birçok eşyanın çalınmasının ardından büyük bir hayal kırıklığı yaşadıklarını belirtip, "Fevri bir şekilde İstanbul'dan taşınma kararı aldık ve apar topar İzmir'in küçük bir ilçesi olan Dikili'ye yerleştik. Burada normalde yazlık olarak kullandığımız bir evimiz vardı. Şimdi temelli buraya yerleştik. Ancak biz evde değil, karavanda yaşamayı tercih ediyoruz. Zamanımızın çoğunu Efsane'de geçiriyoruz. Zaten, biz normalde neredeyse tam zamanlı olarak karavanda yaşıyorduk ancak yeni doğan çocuğumuz olduğu için belli bir süreliğine yerleşik hayata geçmek durumunda kaldık. Onun biraz daha büyümesini bekliyoruz, sonra karavan hayatına devam edeceğiz" dedi.

'BABADAN KARAVANCIYIM'

Babasının da karavanı olduğunu söyleyen ve kendisini 'babadan karavancı' olarak niteleyen Serdar Bilal, "Küçüklüğümden beri geziyorum. Eşimle tanıştığımdan bu yana, 10 senedir de eşimle geziyoruz. Bu esnada çocuklarımız da bize dahil oldu. Gezmek bizim yaşam tarzımız haline geldi. İnsanlar genelde sıcak yerleri tercih ederler gezilerinde ama biz soğuk yerleri de tercih ediyoruz, gayet de keyif alıyoruz. Türkiye'de herhalde ayak basmadığımız yer kalmamıştır. Bundan sonraki hedefimiz ailece dünyayı gezmek" dedi.

Dikili'ye taşınma kararı aldıklarında arkadaşlarının, 'Deli misiniz, yapamazsınız' dediğini söyleyen Serdar Bilal, "Ancak şu an biz gayet memnunuz. İyi ki böyle bir karar almışız. İyi ki gelmişiz. Eşim de ben de aynı düşünüyoruz ve çok mutluyuz. Hayatımızda çok şeyler değişti. Aile bağlarımız daha sıklaştı. Yaşamdan daha keyif alır hale gedik. Biz İstanbul'dayken de karavan sahibiydik ama o zamanlar karavana çok vakit ayıramıyorduk. Ancak bayramlarda, tatillerde gezebiliyorduk. Ama burada artık tamamen karavan odaklıyız" dedi.

'HAYATIMIZIN ALTI, NEDEN ÜSTÜNDEN DAHA İYİ OLMASIN'

Nihan Bilal ise “İstanbul'dan ayrılma kararı aldığımız da bize, 'Hayatınız alt üst olur' dediler. Ben de eşime, 'Hayatımızın altı neden üstünden daha iyi olmasın ki' dedim. İstanbul'da bazı şartlar bizi buraya doğru itmeye başlamıştı. Pandemiden önce, mayısta buraya taşındık. Pandemiyi burada geçirdik ve o zamanlar buradaki evimizi hazırlamakla, tadilatını yapmakla meşguldük. Ev işini hallettikten sonra da karavana geçiş yaptık. Karavan, pandemi sürecinde bizi özgürleştirdi, izolasyon konusunda avantaj sağladı” dedi.

Bazılarının gözünü korkutan karavan hayatının kendileri için bir tutku haline geldiğini söyleyen Nihan Bilal, "Kızım Bade 6 yaşında, ortanca oğlum Atlas 3 yaşında, en küçük oğlum Barlas ise 1,5 yaşında. Barlas'ın bütün hamilelik sürecini karavanda geçirdim. Doğuma da karavanla gittik. Sezaryen olduğum için doğum planlıydı. Karavanla direkt olarak hastaneye gittik. Şimdi bebeğim küçük bir operasyon geçirecek ve hastaneye yine karavanla gitmeyi düşünüyoruz" dedi.

'KARAVANIN HER ŞEYİNİ KENDİMİZ YAPTIK'

Nihan Bilal, karavanlarının yat konseptli bir karavan olduğunu belirterek, "Aslında bir teknenin karada yürüyen versiyonu gibi düşünülebilir karavanımız. İçi ve dışı komple ahşap, maundan yapılma. Uzun zamandır bizde olduğu için, ahşap malzemelerde bir deformasyon söz konusu. Şu an bütün dış malzemesini yenileyeceğiz. Onu daha modern bir dış görünüme kavuşturacağız. Tadilatımız yaklaşık 2 hafta daha sürecek. Bizim diğerlerinden farkımız, karavanımızın her şeyini kendimiz yapmamız. Eşim de karavan tamircisi olduğu için motor aksamı ve dış kaplamaları da dahil olmak üzere, karavanın bütün detaylarını biz tasarlayıp, yapıyoruz" diye konuştu.