FATİH ÖZKILINÇ- Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Irak'ın kuzeyindeki Gara bölgesinde PKK terör yapılanmasına karşı yürüttüğü Pençe Kartal-2 Harekâtı dört gün sürdü. Türkiye sınırından 40 kilometre derinliğe inilerek yapılan özel operasyon dâhilinde Gara Dağı bölgesinde örgüte ait lojistik noktaları, birçok sığınak, mağara, karargâh ve kamp kullanılamaz hale getirildi. Yapılan operasyonda bölgede 51 terörist ölü, 2 terörist sağ olarak ele geçirildi. TSK tarafından Kandil ve Sincar’a yapılacak olası operasyonlar öncesi bölgede alan hâkimiyetini sağlayan harekâtı Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ, Haber Ekspres’e değerlendirdi.
Gara’ya yapılan harekâtın Türkiye için tercihten ziyade zorunluluk olduğunu aktaran Başbuğ, “Terörü sonlandırmak için bataklığı kurutmanız lazım. Bataklık olarak tabir ettiğimiz yerler güncel olarak Kandil, Sincar ve Mahmur. Devletimiz almış olduğu tedbirlerle bataklığı kurutmak için çeşitli ara hedefler belirleyerek bir ana yol stratejisi izliyor. Gara, bu ara hedeflerden sadece birisi. Stratejik öneme sahip bir bölge. Kandil ve Sincar’a yapılacak operasyonlar öncesi bu bölgede alan hâkimiyetinin sağlanması açısından çok önemli. Bölgedeki terör tehdidinin ortadan kaldırılması için bu harekâtın yapılması gerekiyordu. Son dönemde terör örgütü unsurlarının bu bölgeye doğru kaçışı ve yeniden yapılanma hazırlığı vardı. Bütün bunları durdurmak ve terör unsurlarını bertaraf etmek amacıyla bu harekât planlandı” dedi.
Gara’nın terör örgütünün büyük önem verdiği dağlık bir arazi olduğunu ve bölgeye kimse giremez, kimse gelemez olarak bakıldığını ifade eden belirten Başbuğ, Mehmetçiğin zoru başardığı ve bölge teröristlerin elinden çıktığını ve operasyonun örgütte psikolojik bir çöküntüye sebep olacağını vurguladı.
Alan hâkimiyeti sağlandı
PKK terör örgütü tarafından yaklaşık 6 yıldır rehin tutulan 13 vatandaşın örgüt tarafından katledilmesi nedeniyle harekâtın başarısız olduğu yönünde algı yaratılmaya çalışıldığını ifade eden Başbuğ, “Terör örgütü PKK tarafından rehin alınan vatan evlatlarını kurtarmak için harekâtın içinde bir harekat daha planlandı. Bir takım çevreler, bu harekatı sadece rehin alınan vatandaşlarımızı kurtarmak için yapıldı gibi göstermek istiyor ama öyle değil. Vatandaşlarımız hayatlarını kaybettiği için başarısız bir operasyon gibi göstermeye çalışıyorlar. Başka hiçbir ordunun başaramayacağı, tatbikatını dahi yapamayacağı bir hareket gerçekleştirildi. Bu harekâtla Türk Silah Kuvvetleri bir destan yazdı. Mevsimsel koşullar, coğrafi şartlar, gece yapılması ve başka bir ülkenin coğrafyasında yapılmış olması harekatın zorluğunu temel sebepleri. Buna rağmen Mehmetçik gözünü kırpmadan harekatı gerçekleştirdi. Şu an o bölgede alan hâkimiyetini sağlamış durumdayız. Kandil ve Sincar yapılacak olan harekâtın altyapısını hazırlayarak tehdidin ortadan kalmasını sağlayacak. Mehmetçik, uzun süre tüm detaylarıyla bu harekâta hazırlandı. Dört gün içinde 2 bin kilometrekarelik alan yerle bir edildi. Bu başarılı harekâtın sevincimizi örseleyen tek noktası bu yapının silahsız, masum 13 vatandaşımızı katletmesi oldu. Tek üzüntümüz bu” şeklinde konuştu.
Sonun başlangıcı
Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini belirten Başbuğ, “Bu eli kanlı örgüt 6 binin üzerinde sivili katletti. Bugüne kadar bu katliamlarla ilgili ne Batı'dan ve içerdeki yandaşlardan bir tepki duymadık. İşin acı tarafı bu. Türkiye; kimin, nerede, ne maksatla, nasıl işbirliği yaptığını biliyor, takip ediyor. Kendisinin doğru bildiği yolda emin adımlarla ilerliyor. Zor bir süreçten geçiyoruz. Ben bunu bir doğum sancısına benzetiyorum. Sonucu iyi olacak bir süreç içindeyiz. Maalesef bu bedeli ödemek durumundayız ama ödemezsek ilerde daha büyük bedeller ödeyebiliriz. Bu başarılı harekâttan dolayı karşı tarafta canhıraş bir saldırı var. Artık bu terör ve terör destekçileri için sonun başlangıcı” ifadelerini kullandı.
Hafta içinde İzmir'de terör örgütü PKK/KCK'ya düzenlenen operasyonları da değerlendiren Başbuğ, örgütün sadece kırsal kesimiyle ilgilenmenin doğru olmadığını belirterek içeride ve dışarıda devam eden operasyonların birbiriyle koordineli olarak ilerlediğini söyledi.
