FATİH ÖZKILINÇ- İzmir Gazeteciler Cemiyeti(İGC) tarafından Konak Atatürk Meydanı Hasan Tahsin Anıtı önünde basın ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar getiren, "Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi"'ne yönelik basın açıklaması düzenlendi. İGC üyeleri ile İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, sendika ve siyasi parti temsilcilerinin katıldığı etkinlikte basın açıklaması metnini İGC Başkanı Dilek Gappi okudu.

 "Yazılı basının kapısına kilit vuracak maddeler var"

TBMM'ne sunulan "Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" teklifi hazırlanırken gazetecilerin ve  örgütlerinin görüşü alınmadığını belirterek "Bu yasa teklifinde para cezaları, Hapis cezası, kapatma, internet basınına ağır denetim ve basın kartı iptalleri ve Dezenformasyon adı altında bağımsız haberciliğe sansür var.  Dezenformasyon denilerek yasa teklifinin 29. Maddesi ile   Türk Ceza Kanunu'na  Madde 217/A eklenerek "Gerçeğe aykırı bir bilgiyi alenen yayanlara" hapis cezasını öngören  yeni bir suç tipi yaratılmak istenmektedir. Bu maddeye göre Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Failin, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi halinde söz konusu ceza yarı oranında artırılacak. Yani diyorlar ki, kaynağın belli dahi olsa, eğer bilgi  birileri tarafından keyfi olarak yanlış diye nitelendirilirse,  bunu yayan  yani gazeteci ya da vatandaş, iktidarın istemediği her kim ise doğrudan hapis cezasıyla cezalandırılacak.. Özellikle Seçim dönemi yaklaşırken; bu türden bir teklifin yasalaşacak olması; yaklaşan seçimlerin baskı altında yapılacağının işareti olur. Medyaya yönelik olarak öngörülen idari tedbirler arasında para cezası, reklam yasakları ve sosyal medya ağlarına bant daraltma yaptırımı da vardır. Yasa teklifinde keyfiyete dayalı  yazılı basının kapısına kilit vuracak maddeler vardır" dedi.

"Otosansür dalgası yaratacak"

"Anadolu basını hiçe sayılmış, gözden çıkarılmıştır" diyerek sözlerini sürdüren Gappi, "Yaklaşık 1000 gazete, yaşam kaynağı olan resmi ilanları alamamakla ve kapanmakla karşı karşıya kalacaktır. Bu yasa teklifi yasallaşırsa sadece gazeteci için değil  vatandaş için de  yanlış bilgiyi alenen yayma suçu nedeniyle  3 yıl hapis cezası riski vardır. Tüm toplumun  yazmaktan, eleştirmekten, sosyal medyada mesaj paylaşmaktan alıkoyulması hedeflenmektedir.  Bu yasa toplumsal bir otosansür dalgası yaratacaktır. Bu nedenle sadece gazetecilerin sorunu değil tüm toplumun sorunudur. Tüm toplumun ifade onurudur" diye konuştu.

"Türkiye gözaltında olacak"

Düzenlemenin temel insan haklarına, haberleşme özgürlüğüne, basın özgürlüğüne aykırı olduğunu da kaydeden Gappi, "Yani Anayasa'ya aykırıdır. Cumhuriyet tarihinin en ağır sansür ve otosansür mekanizmalarından birine yol açabileceği endişesiyle, "dezenformasyonla mücadeleyi" değil gazeteciliğe baskıyı artırmak üzere tasarlanan bu yasa teklifi Anayasa'nın basın ve ifade özgürlüğüne  alenen aykırıdır. Bu yasa teklifinde  gazeteciler yok, gazetecilerin görüşleri yok, basın özgürlüğü yok, tüm toplumu susturma, korkutma ve hapsetme vardır.  Bu yasa teklifi ile  yalnızca habere ve gazetecilere gözdağı verilmekle kalmamakta,  halkın iletişim ve haber alma özgürlüğü de engellenmektedir. Bu yasa teklifi yasalaşırsa tüm Türkiye gözaltında olacaktır" ifadelerini kullandı.