Aykut Polatlı-Gaziemir'de Aslan Avcı Döküm Sanayi Şirketi'ne ait fabrika alanındaki radyoaktif istif alanının temizlenmesi sürecinde yeni bir perde açıldı. Alanda Turanlar Çevre A.Ş. tarafından başlatılan bertaraf işlemleri İzmir Valiliği tarafından verilen "Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu gerekli değildir" kararı nedeniyle İzmir 2. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilince yeni bir süreç başlamıştı. Bunun sonucunda ÇED sürecinde proje dosyasının Valiliğe sunulmasının ardından İnceleme Değerlendirme Komisyon toplantısı Ankara'da gerçekleştirildi. İDK zirvesi öncesi çevreciler de komisyona taleplerini iletti. EGEÇEP adına sunum yapan Avukat Arif Cangı, alandaki radyoaktif maddenin bulunan arazide değil buna uygun bir tesiste ve yerleşim yerlerinden uzakta ayrıştırılmasının ve yok edilme sürecinin tamamlanması gerektiğini belirtti.

Konu MİT'i de ilgilendiriyor

EGEÇEP adına toplantıya katılan Avukat Arif Ali Cangı, İDK toplantısı öncesi kurul üyelerine Gaziemir'deki süreci ve talepleri anlattı. Cangı, yaptığı sunumda, 'Birileri Türkiye'ye kurşun muhafaza altında, yanmış nükleer yakıt elemanı getirmiştir, kurşunu eritmiştir, akü yapımında kullanmıştır. Geri kalanı atmıştır. Geriye kalan nedir? Türkiye'ye, göz göre göre yanmış nükleer reaktör elemanları getirilmiş ve burada ticari faaliyet adına, cahilane ve feci biçimde işleme tabi tutulmuştur. Öncelikle atıkların tesbit edilmesi gerekir, nerede ne kadar tam ne var, bir anlamda "nükleer bir arkeoloji" çalışması, kazı, yapılması gerekiyor. Nükleer atık olduğuna dair kuşku duymuyorum. Bu alanın karantinaya alınması gerek. En son da, atıkları buradan alıp neresi olacaksa oraya taşımak ve dikkatli biçimde gömmek gerekiyor. Beni en çok düşündüren, söz konusu radyoaktif malzemenin oraya nasıl geldiği. İçeriden olamaz. Dolayısıyla dışarıdan gelmiş. İz sürmek gerekiyor. Görev, içeride cumhuriyet savcılarını ilgilendirdiği kadar, dış boyutu itibariyle, Milli İstihbarat Teşkilatımızı ilgilendiriyor' sözleriyle konunun önemini vurguladı.

Nükleer madde taşınsın 

Önceki dava sürecine ilişkin itiraz gerekçelerini anlatan Cangı, konuyla ilgili bağımsız bir denetleme komisyonunun oluşturularak yerleşim yerlerinin bulunduğu alanda işlemlerin gerçekleştirilemeyeceğini anlattı, 'Kimyasal tozların, zehirli gazların ve etrafında yaratacağı sağlık sorunları ve pisikolojik rahatsızlıklar nasıl çözülecektir? Bir bağımsız izleme komisyonu oluşturulmadan sorunun çözümlenemeyeceğini düşünüyoruz. Daha da önemlisi, ne kadar önlem alınırsa alınsın, yerleşim alanında böyle işletmeye izin verilemez. O nedenle; atıkların bu bölgeden kontrollü bir şekilde, meskun olmayan bir mahalle taşınmasını, ayrıştırma ve bertaraf işleminin çevresel etkileri en aza indirecek tesiste bağımsız bilim komisyonlarının denetiminde yapılmasını öneriyoruz. Eleştiri ve itirazlarımız ile görüş ve önerilerimizin İnceleme Değerlendirme Komisyonu üyeleri tarafından dikkate alınmasını, bundan sonraki çalışmaların bilimsel gerçekliğe ve hukuka uygun yapılabilmesi için daha önce Bakanlığa bildirilen isimlerin Komisyona dahil edilmesini diliyoruz' ifadelerini kullandı. 

Amacımız engellemek değil 

Sunumun ardından Cangı'nın kurul toplantısının izleme talebi reddedilerek İDK toplantısı kapalı gerçekleştirildi. Cangı çıkarılma kararının tutanaklarda yer almasını istedi.
Toplantı sonrası gazetemize açıklamada bulunan Avukat Cangı, Gaziemir'deki nükleer atığın bir an önce yerleşim yerlerinden uzak yok edilmesi gerektiğini söyledi, 'Hazırlanan ÇED Raporu'nda eksiklikler var biz bunları dile getirdik. Bizim amacımız engellemek değil. Aksine bir an önce sağlıklı bir şekilde temizlenmesini sağlamak. Süreç sorunsuz doğru bir şekilde gerçekleşsin, bizleri dava açmak zorunda bırakmasınlar' diye konuştu.
Öte yandan Cangı İDK toplantısına komisyonda olmasına rağmen katılım göstermeyen İzmir Büyükşehir Belediyesi ve  İzmir Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü'nden katılım gösterilmemesine tepki gösterdi. Cangı, 'İzmir'in göbeğinde, vatandaşların yaşam alanında nükleer atıklar var. Bunun bertarafı tartışılıyor. Konunun içinde yer alması gereken İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden temsilci göndermemesi büyük eksiklik İl Afet Müdürlüğü'nden kimse gelmemiş. İzmir Büyük Şehir Belediyesi ile il afet müdürünün toplantıyı önemsememesi İzmir açısından büyük talihsizlik. Herhangi bir afet sırasında ve öncesinde öneride bulunması gereken bir kurumun orada yer alması gerekir' dedi.