Ali Budak- İzmir-Manisa sınırında yer alan Bağcılar Köyü’ne yapılmak istenen taş ocağına çevre 8 köy muhtarı ve köylüler geçtiğimiz yıl Şubat ayında karşı çıkmış ve süreci mahkemeye taşımıştı. O dönem yöre halkının itirazını da ilk getiren kurum olmuştuk. Geçtiğimiz yıl Şubat ayında süreci mahkemeye taşıyan Çaltı Köyü Muhtarı Gürol Kaplan, İzmir Valiliği’nin ‘ÇED gerekli değildir’ kararını mahkeme tarafından iptal edildi. Karar sonrası haklı mücadelemizi de kanıtlamış olduk’ dedi.


İzmir Valiliği kaybetti


Taş ocağının ilk olarak Çaltı Köyü’ne yapılmak istendiğini ancak tepkiler sonunda projenin Bağcılar Köyü sınırları içine taşındığını söyleyen Çaltı Köyü Muhtarı Gürol Kaplan, ‘İzmir Valiliği, hiçbir inceleme yapmadan ‘ÇED gerekli değildir’ belgesi verdi. Biz de bu süreci mahkemeye taşıdık. Mahkemede valiliğin kararını iptal etti. Haklı mücadelemizi kazandığımız için çok mutluyuz. Yapılmak istenen taş ocağı saatte 200-300 kilo toz atacaktı. 6 ton dinamit ve 6 ton başka patlayıcı kullanılacaktı. Yılda 1,6 milyon ton aglomera denilen dolgu malzemesi çıkarılacaktı. 300-400 bin ton arası mıcır, 160 bin metre küp beton ve saatte 30-40 ton su kullanılacaktı. Doğaya ve çevreye ne kadar zarar vereceğini siz düşünün. Saatte 200-300 kilo toz Gediz Ovası’nı nasıl tahrip edeceğini bir düşünün. Bu zararları konusunda hiçbir inceleme yapılmadan valilik ÇED gerekli değildir belgesi veriyor. Bu karardan en çok etkilenecek olan Çaltı, Alaniçi, Göktepe, Ayvacık, Bağcılar, Süleymanlı, Kelekler, Dermendere, Emiralem ve Menemen olarak süreci mahkemeye taşıdık ve kazandık’ dedi.  


Taş ocağı kurulamayacak


Geçen sene şubat ayından beri sürdürdükleri mücadeleyi sonunda kazandıklarını belirten Kaplan, şöyle konuştu: ÇED Raporu gerekli görülmemiştir diye taş ocaklarının açılmasına izin veren İzmir Valiliği geri adım atmak zorunda kaldı. Haklı olduğumuzu hukuki yollarla onaylattık. Açtığımız davayı kazandık. Karara baktığımızda ise en çok dikkat çeken firmanın açıklaması oluyor. Firma kendisine 25 dönüm gerekli olduğunu söylüyor ancak bin dönüm araziyi işgal ediyor. Firmaya göre Bağcılar merası diyor ama Çaltı merasını da içine alıyor. Ancak bütün usulsüzlükler ve hukuksuzluklar mahkeme kararıyla ortadan kalktı. Şu anda bölgemize taş ocağı kurulamayacak. Yöre halkıyla sürdürdüğümüz hukuk mücadelesini mahkeme kararıyla tescillemiş olduk. Diğer köy muhtarları, köylümüz ve Menemen Belediyesi’nin de ciddi desteğiyle bu hukuksuzluğa son verdik.
 

‘Taş ve toz mu yiyeceğiz?’


Saatte 200-300 kilo tozla Gediz Ovası’nın tahrip edileceğine vurgu yapan Kaplan, ‘Bu ovaya kurulmasına karşıyız. Kurulacak olan Bağcılar Köyü tarafında kolejler ve engelliler okulu var. Kurulmasına karşıyız ve kurulmasını engellemek için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Buradan çıkan toz Çaltı, Alaniçi, Göktepe, Ayvacık, Bağcılar, Süleymanlı, Kelekler, Dermendere, Emiralem ve Menemen’i etkileyecek. Dünyanın en verimli ovalarından biri olan Gediz’e yapılmak istenen bu taş ocağıyla tarım bitirilmek isteniyor. Bu ovaya taş ocağı yapılamaz. Yoğurtçu Kalesi dediğimiz alana taş ocağı açıldı. Hayvancılık ve arıcılık bitti. Çam ormanlarının bembeyaz toz içinde görünce insanın ağlayası geliyor. Taş ya da toz mu yiyeceğiz. Nedir bu çok para kazanma hırsı. Tarım, hayvancılık olmadığı sürece para mı yiyeceğiz? Mahkeme kararıyla açılacak olan taş ocağıyla oksijen kaynaklarının ve yeraltı sularının kirlenmemesi adına sürdürdüğümüz haklı mücadelemizi de kazandık. Bundan dolayı çok mutluyuz. Bundan sonraki süreçte de herhangi olumsuz bir durum olursa hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz’ dedi.