DEÜ Rektörlüğü’nün taşınma hazırlıkları için Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanlığı’na talimat verdiği öğrenilirken sosyal medyada tepkiler dile getirildi, karar karşıtı imza kampanyaları düzenlendi. DEÜ GSF Sahne Sanatları Bölümü Eski Başkanı Prof. Özdemir Nutku, “Bu düşünce, Güzel Sanatlar Fakültesi’nin ölüm fermanından başkası olamaz” dedi.

DEÜ Rektörlüğü, Narlıdere’de yaklaşık 2 bin öğrenci ve 250 dolayında öğretim görevlisi, memur ve hizmetlinin görev yaptığı DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi’nin Buca yerleşkesine taşınmasını kararlaştırdı. Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanlığı’na talimat veren DEÜ Rektörlüğü’nün fakültenin Buca yerleşkesindeki sekiz katlı yeni rektörlük binasına taşınması için hazırlıklara başlanmasını istediği belirtildi.

DEÜ GSF’nin taşınmasına binanın depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle karar verdiği dile getirilirken, dört ayrı bloktan oluşan fakülte binasının 9-10 şiddetinde depreme dayanıklı olduğu öne sürüldü. DEÜ GSF öğrencileri ve mezunları, taşıma girişimine internet üzerinden sosyal medya hesaplarından tepki gösterdi. Fakültenin taşınma kararına karşı düzenlenen kampanyada toplanan imza sayısı 2 bin 300’ü aştı. Kampanyayı düzenleyenler şu görüşleri dile getirdi:

“DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi, DEÜ Rektörlüğü’nce, Tınaztepe Kampüsündeki aslında rektörlük binası olarak inşa edilen binaya taşınmak istenmektedir. Bu süreç boyunca, konunun asıl muhatabı ve öznesi olan başta 2000’e yakın öğrenci ve 150 civarı akademik ve idari personel olmak üzere DEÜ GSF bileşeni hiç kimseye bu konuyla ilgili hiçbir bilgi verilmemiş ve de danışılmamıştır.  Herhangi bir kurumdan alınmış yazılı ve basılı bir belge ortaya konulmamış olmasına rağmen mevcut binamızın deprem riskine karşı güçlendirilmesi gerektiği dile getirilmiştir.  Can güvenliğimiz açısından gerekli güçlendirmelerin yapılması şüphesiz her şeyin önünde gelir. Fakülte binamız 4 bloktan oluşmaktadır. Gerekli güçlendirmelerin yapılması için bloklar arası taşınma, yaz tatilindeki 3 aylık dönemin kullanılması gibi alternatif çözümleri hep beraber üretebiliriz. Rektörlüğün bu kararında ısrar etmesi bizlerin hayatında öngörülemeyen sorunlara ve sıkıntılara yol açacaktır. O nedenle, rektörlüğün bu işlemle ilgili herhangi bir tasarrufta bulunmadan bu işlemi yeniden gözden geçirmesi ve ertelemesi ya da doğrudan iptal etmesini istiyoruz.”

DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Kurucu Üyesi ve GSF Sahne Sanatları Bölümü Eski Başkanı Prof. Özdemir Nutku, “Yarım yüzyıla yakın bir süredir İzmir’imizin kültür-sanat yaşamına büyük katkıları olan Güzel Sanatlar Fakültesi, önce Alsancak’tan Narlıdere’ye taşınmıştı. Şimdi de gözden ırak bir yere, Tınaztepe’ye fırlatılıp atılmak isteniyor” dedi. “Bu düşünce, Güzel Sanatlar Fakültesi’nin ölüm fermanından başkası olamaz. Sanata önem vermeyen bu zihniyeti açıklıyor ve şu noktalar ile kamu oyunun dikkatini çekmek istiyorum” diyen Prof. Nutku, şu görüşleri dile getirdi:

“1- Sanatın önemini kavramış olan dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde sanat okulları olabildiğince merkezde olur. Çünkü böylece halkın ayağına daha çabuk ve ıyı hizmet götürmüş olur.

2- Meslek göz önüne alınarak bu okulların müfredat programları, kuram yüzde 20 ya da 30, uygulama yüzde 80 ya da 70’tir.

3- Bu yüzden her bölümün kendi ders programına uygun atölyeleri, stüdyoları, laboratuvarları ve bunlara uygun araç gereçleri vardır. Örneğin, sahnesiz Tiyatro eğitimi yapılamaz, çünkü sahne bu eğitimin yüreğidir. Elektronik stüdyosu olmadan Sinema eğitimi olamaz, fırınları olmadan seramik eğitimi yapmanın olanağı yoktur. Resim, Grafik, Heykel bölümleri için geniş alanlar, El sanatları için dokuma tezgâhları gereklidir. Müzik bölümü için müzik aletlerine ve kayıt stüdyolarına gereksinim vardır.

4- Bütün bu atölyeler, stüdyolar vb. olmadan, sadece odalardan ibaret bir binaya GSF’nin taşınması isteği bir fanteziden öteye gidemez, daha doğrusu bu eğitimi toptan yok etmek anlamına gelir.

5- Sahne Sanatları eğitimi için, konferans ya da toplantı salonu iş görmez, Çünkü Sahnenin üst (12-15 metre yükseklikteki) sofitosundaki ışık köprülerinde, dekor askılıklarında ve spotların denetlenmesinde daha birçok hususta öğrencilerin uygulamaları zorunludur. Ayrıca, tasarım atölyelerinde dekor, eskiz, maket, kostüm, butafor, kukla, tasvir yapımı için lavabo ve ıslak zeminli atölyelere ihtiyaç vardır…

6- Oyunculuk dalında sahne, rol, mimik gibi derslerin yapıldığı bir küçük sahnemiz bulunmaktadır. Ayrıca hareket, dans, eskrim, akrobasi, rol çalışması gibi derslerin yapıldığı barları ve boydan boya aynaları olan ahşap zeminli iki oyunculuk stüdyosu vardır. Bunun yanısıra şan, dans ve ritmik dersleri ve temsiller için piyanolarımız da titizlikle korunması gereken, her taşınmada yıpranabilecek enstrümanlardır.

7- Bu kadar uzaklara atılan bu fakültenin gideceği binada bunların hiçbiri yoksa, bunları yaparız safsatası ile, eğitim baltalanmış olacaktır. Üstelik bölümümüzde 27 Mart Tiyatro Günleri ve diğer bölümlerin etkinlik hazırlıkları sürerken ve Bütünleme sınavları sürecinde böyle bir kararın alınması eğitim adına düşündürücüdür. Oysa Narlıdere’deki Binada uygulamalar için bütün bu mekânlar mevcutken, bu okulu çorak bir binaya götürmek ne kadar akıllıca olur?

Bu akıl tutulmasından bir an önce kurtulup köklü bir sanat kurumu olan Güzel Sanatlar Fakültesi’ni yok etmeyiniz. İlerde, bunun vebalini taşımak vicdanınıza büyük bir yük getirir. Verilecek zararın neresinden dönülürse, o kadar doğru bir karar alınmış olur.

Güzel Sanatlar Fakültesi yerinde güzel

Bu konuda yazılacak o kadar çok şey var ki… Bundan önceki yazımda eğitim açısından GSF'nin neden taşınmaması gerektiği üzerinde durmuştum. Bu kez bu taşınmanın öğrenciler ve ebeveynler açısından ne açmazlar getireceği üzerinde kısaca durmak istiyorum.

Özellikle, aileleri İzmir dışında olan öğrenciler Fakülte'ye yakın bir öğrenci yurdundadır ya da iki üç öğrenci bir araya gelip bir ev kiralarlar. Onlar da yol parasından tasarruf etmek için Fakülte'ye yakın yerleri tercih ederler. Bu doğru olan bir düşüncedir.

Fakülte'yi kentin uzak bir ucuna taşımak bu öğrencilerin, eğitimlerine sekte vuracaktır ve bazılarınınkini de engelliyecektir. Özellikle, öğrencilerin, sabah 08:30'da başlayan derslere yetişmeleri imkânsızlaşacaktır. Ceplerindeki sınırlı harçlık yetmeyecektir. Üstelik, yetenek sınavıyla alınan bu yetenekli gençlerin mali yükümlülüklerinin artmasında, bazı ailelerin çocuklarını kendi yanlarına çekmek zorunda bırakacaktır. Sonuçta, kabak, eğitim görmek isteyen bu gençlerin başında patlacaktır. Bir yüksek eğitim kurumunun, eğitime vuracağı bu darbe tarihe geçecektir. Buna neden olanlar da her halde hayırla arılmayacaklardır.

Eğer doğruysa, binanın, Şubat ayı içinde boşaltılması kararı alınmış!!! Bu acele. bu telâş neden? Öğrencilerin bütünleme sınavları ile uygulamaları ne olacak? Taşınma olacaksa bile, bu neden yaz aylarında yapılmıyor? Bence bu işin içinde başka niyetler var. Bundan sorumlu olacakların niyetini öğrenecek olursak gerçek de ortaya çıkacaktır.

Tarihte ilk kez eğitime kantarma vuran bir eğitim kurumuna tanık olacağız. Hem acı hem de çok yazık!”