FATİH ÖZKILINÇ- TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, 3 Mart İş Cinayetleri Günü kapsamında İzmir Mimarlık Merkezi’nde basın açıklamasında bulundu. Kurul adına basın açıklamasını basın açıklamasını TMMOB İzmir Genel Sekreteri Aykut Aydemir okudu. Türkiye tarihinin iş cinayeti ve işçi katliamı olarak tanımlanabilecek facialar ile dolu olduğunu belirten Aydemir, iş cinayetleri ve işçi katliamlarının artarak devam ettiğini söyledi.

 

İş kollarının neredeyse tamamında iş cinayetlerinin meydana geldiğini dile getiren Aydemir, “Binlerce işçi iş kazalarında sakat kalmakta, meslek hastalıkları ile hayatını kaybetmektedir. SGK’nın iş kazaları ve meslek hastalıklarına dair yayınladığı en güncel istatistik 2019 yılına aittir. Bu istatistiğe göre 2019 yılında bin 149 emekçinin hayatını kaybettiği, buna karşın meslek hastalığı sonucu ise bir tane bile can kaybı yaşanmadığı ilan edilmiştir. ILO’nun yürüttüğü çalışmalara göre; dünyada her yıl meydana gelen iş kazası sonucu ölümlerin 6,3 katı kadar can kaybı, meslek hastalığı ve işle ilgili hastalıklar sonucu meydana gelmektedir. Bu çalışmalar ile SGK tarafından açıklanan veriler esas alındığında 2017 yılında en az 10.218, 2018 yılında en az 9 bin 714, 2019 yılında en az 7 bin 238 emekçi meslek hastalığı sonucu hayatını kaybetmiştir. İş kazaları ve meslek hastalığı sonucu her gün 35 emekçi hayatını kaybetmektedir. Buna rağmen işçi sağlığı ve iş güvenliği konusu ülke gündeminde yeterli düzeyde yer alamamaktadır. Oysa SGK’nın açıkladığı yıllık iş cinayeti sayıları bile durumun vahametini ortaya koymaktadır. Açıklanan verilere göre 2015 yılında bin 252, 2016 yılında bin 405, 2017 yılında bin 633, 2018 yılında ise bin 541 işçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir” ifadelerini kullandı.

Denetimler yetersiz

Denetimsizlik ve yaptırımsızlık sürdükçe iş cinayetlerinin engellenemeyeceğini kaydeden Aydemir, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığı 2019 yılı faaliyet raporunda yer alan bilgilere göre 2019 yılında İSİG yönünden yapılan toplam teftiş sayısının 3 bin 88 olduğunu bu denetimlerin önemli bir bölümünün ise eksikliklerin giderilip giderilmediğini kontrol için yapılan ikinci denetimler olduğunu söyledi.

Şeffaflık vurgusu

Her yıl 2 bin civarında emekçinin iş cinayetlerinde, 10 bin civarında emekçinin ise meslek hastalıkları sonucu hayatını kaybettiğini belirten Aydemir, “İş kazaları ve meslek hastalıklarına yönelik resmi makamlarca açıklanan istatistikler yaşamakta olduğumuz acı tabloyu göstermeye yetmektedir. Ancak açıklanan veriler gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır. kovid-19 pandemisi sürecinde açıklanan verilerin gerçeği ne oranda yansıttığı, verilere nasıl müdahale edildiği ve gerçeğin nasıl manipüle edilmeye çalışıldığı ortaya çıkmıştır. Veriler ile oynamanın bir yönetim biçimi haline geldiği ülkemizde gerçeği yansıtan veriye ulaşmak ayrı bir sorun haline gelmiştir. İş kazaları, meslek hastalıkları ve benzeri ile ilgili verilerin tamamı kamuoyu ile paylaşılmalıdır” diye konuştu.

Taşeronlaştırma, özelleştirme, sendikasızlaştırma, denetimsizlik, esnek istihdam politikaları, kayıt dışı çalışmaya izin veren politikalar ve bunun sonucu oluşturulan mevzuat ile sorunlu bir sistem ürettiğini vurgulayan Aydemir, “Emeğe ve emekçiye düşman olan bu sistem sermayenin sınırsız sömürü düzenin bir tezahürüdür. İş cinayetlerini seyrederek olan biteni kadere, fıtrata bağlayan açıklamalar yapan siyasi iktidar bu sistemi korumak üzere yoğun çaba sarf etmektedir.  Tablonun giderek ağırlaşmasının bir diğer nedeni de sendikal hakların baskı altına alınmasıdır. Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller tüm çalışanlar için kaldırılmadıkça işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yol alınamayacaktır. Sendikasız uzman, sendikasız işçi, örgütsüz bir çalışma yaşamı ile emekçiler tüm olumsuzluklara açık ve savunmasız bir durumdadır” diye konuştu.

İşçiler salgına kurban verildi

İşçilerin Kovid-19 pandemisinden en ağır şekilde etkilendiğini ifade eden Aydemir, “Emekçiler salgının ölümcül sonuçları ile baş başa bırakılmıştır. Sermaye sınıfının ihtiyaçlarının karşılaması pahasına Kovid-19 salgını yok sayılmıştır. İşçilerde Kovid-19 pozitif vaka oranı, Türkiye geneli vaka oranının 3,2 katıdır. Salgın koşulları altında sağlıkçılar başta olmak üzere emekçiler için gerekli tedbirler alınmamış, çarklar dönsün denilerek yurttaşlarımız salgına kurban verilmiştir” şeklinde konuştu.

Adalet sağlanmalı

TMMOB olarak 3 Mart’ta; iş kazalarının, iş cinayetlerinin ve işçi katliamlarının son bulması için mücadele etmeye devam edeceklerini ifade eden Aydemir, “Gerçekleşen iş cinayetleri ve iş kazalarının büyük çoğunluğunun önlenebilir olduğu bilinmektedir. Bilimsel ve teknik ölçütler doğrultusunda atılacak adımlar ile göz göre göre “geliyorum” demekte olan facialara son vermek mümkündür. Bunun için önce insan hayatını ve emeğe değer veren bir yaklaşımın benimsenmesi gerekmektedir. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması, öncelikle devletin ve işverenin görevidir, sorumluluğu yükleyecek kurban arama anlayışına son verilmelidir. İş kazaları ve cinayetlerinin sorumlularına yaptırım uygulanmalı, işveren, ilgili kamu görevlileri ve sorumlular hakkında yargı süreçleri bağımsız bir şekilde işletilmelidir. Sorumluların aklanmasına son verilmelidir. Adalet sağlanmalıdır” dedi.