FATİH ÖZKILINÇ- İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin Hollanda İnsan Hakları Programı desteği ile yürütülen ‘Nar- Kadın ve LGBTİ+ Odaklı Şiddete Karşı İletişim Projesi’ 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla basın toplantısı düzenledi. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Karataş Merkez’de düzenlenen basın toplantısına İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi ve yönetim kurulu üyeleri, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Grup Sözcüsü ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı Nilay Kökkılınç ve İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel, proje partneri İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Huriye Serter, proje eğitim koordinatörü Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş ve Mülkiye Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Kooperatifi üyesi, proje araştırma koordinatörü Yasemin Yücesoy katıldı.

 

Cana dokunan proje

Toplantıda konuşan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, erkek şiddetine karşı çalışmaları hız kesmeden sürdüreceklerini belirterek “Nar projesi ile medyada şiddet dilini dönüştürmek ve şiddete karşı farkındalık yaratmak için yola çıktıklarını söyledi. Türkiye’de ilk kez İzmir, Manisa ve Muğla odaklı şiddet haritası çalışması yapıldığına dikkat çeken Gappi, şiddet yoğun mahallelerde son 3 yılın verilerine dayanılarak hazırlanan çalışmanın mahalle buluşmaları için yön gösterici olacağını ve erkek şiddetinin yoğun olduğu mahallelerde farkındalık buluşmaları yapacaklarını kaydetti. Dişe tırnağa değil doğrudan cana dokunacak bir proje oluşturmak istediklerini vurgulayan İGC Başkanı Dilek Gappi, medyanın şiddet gören kadınlara dokunan projelerde de yer alması ve destek olması gerektiğini de dile getirerek, “Nar harekatını büyütmek istiyoruz” dedi.

Kadınlar yalnız deği!

Siyasi iktidarın kadına karşı şiddet konusunda çaba göstermeye niyeti olmadığını belirten İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ise “Merkezden umudu kestiğimiz yerde yerelde bir şeyler yapmak lazım. Sadece şikayet etmek yerine sorumluluk alan, değiştirmek üzere çabalayan olmak istiyoruz. İGC’nin bu projesi bu anlamda çok kıymetli… Hükümet bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıktı. Biz İzmir Barosu olarak tüm hukuki çalışmalarımızda İstanbul Sözleşmesi’nin hayata geçirmek için çaba sarf ediyoruz. Çünkü mücadele etmek gibi bir alışkanlığımız var. Şiddet gerçek, şiddet eril, şiddet erkek kaynaklı… Bunu çözmenin yolu; şiddete karşı mücadele mekanizmalarını canlı tutmak ve şiddetin kaynağı olan erkekleri deyim yerindeyse rehabilite edebilecek çalışmaları hayata geçirmek. Şiddete uğrayan kadınlar yalnız değil” diye konuştu.

“Kadın cinayeti haberleri duymak istemiyoruz”

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Sözcüsü ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı Nilay Kökkılınç da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin toplumsal cinsiyet eşitliği alanında yaptığı çalışmaları değinerek “İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bu projeye destek vermekten mutluluk duyuyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak koruyucu ve önleyici tedbirler notasında görevler üstleniyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği çok önem verdiğimiz bir alan… Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda çok önemli projelere imza attık. Medya şiddetle mücadele noktasında çok önemli… şiddetle mücadelede sonuç alabilmek için toplumun da değişmesi gerekiyor. Ancak hep beraber çalışırsak, hükümet, yerel yönetim, STK’lar olarak iş birliği yaparsak şiddete karşı durabiliriz. Biz artık kadın cinayeti haberleri duymak istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Şiddeti çözmeden diğer sorunları çözemeyiz”

Kadınların pek çok sorunu olduğunu ancak en önemlisinin şiddet olduğunu vurgulayan İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Huriye Serter, “Şiddeti çözmeden diğer sorunlarını çözmemiz imkansız… Hak temelli çalışan 50 derneğimiz ile birlikte önceliğimiz bu şiddeti çözmek… Hak arama bilinci çok önemli. Dünyada 3 kadından biri cinsel ya da fiziksel tacize uğruyor ama sadece yüzde 40’ı anlatabiliyor. Kötü bir eril düzenle karşı karşıyayız. Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıktığımız bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bunun suçu vebali aslında bu zihniyetin de üzerine… Evet, failde suç var ama yasaları uygulamayan, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan bu zihniyeti de eleştiriyoruz. Medyaya baktığımızda bu işleri kullanış şeklinden hoşnut değiliz, bunun düzelmesini istiyoruz. Bu yüzden bu işe girdik. Büyük bir farkındalık yaratmamız gerekiyor. Bu proje de buna hizmet ediyor” dedi.

“Herkes elini taşın altına koymalı”

Proje Eğitim Koordinatörü ve Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş ise “Herkes için farkındalık yaratıcı, diğer yandan da güçlendirici bir proje olsun istedik. Günlük hayattaki dil olmak üzere haber dili, sosyal medya dili, tüm iletişim mecralarındaki dili LGBTİ+ dahil olmak üzere toplumsal cinsiyet odaklı olarak geliştirmek istiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yaptığı konuşma çok önemliydi. İlk defa bir erkek yöneticiden siyasetçiden failin adını koyan bir açıklama gördüm. Herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Şiddette İzmir üçüncü

Toplantıda şiddet haritası ile ilgili sunum yapan Yasemin Yücesoy ise İzmir’de 2019-2021 yıllarında gerçekleşen 34 kadın cinayetinin aynı dönemde Türkiye genelindeki toplam 937 kadın cinayeti içindeki payına bakıldığında,  yüzde 3,72’sini oluşturduğu ve şiddete uğrayan kadınların yüzde 69’unun şehir merkezinde yaşandığını belirlendiğini ifade etti. Muğla ilinde 2019-2021 yıllarında gerçekleşen kadın cinayetlerinin aynı dönemde Türkiye genelindeki toplam 937 kadın cinayeti içindeki payına bakıldığında, yüzde 2.24 oluşturduğu görüldüğünü aktaran Yücesoy, “İzmir kadın cinayetleri en çok işlendiği iller arasında İstanbul, Ankara’dan sonra İzmir 3’üncü sırada. Manisa kadın cinayetlerinde ilk 10 il arasında. Aynı kadın nüfusa sahip diğer illere göre Manisa, kadın cinayetinin en fazla işlendiği yerdir. Muğla’da da kadın cinayetlerin arttığı iller arasında geliyor. Kentleşme, göç almasının sosyolojik etkileri şiddet vakalarına yansıyor” dedi.