Ali Budak- Geçtiğimiz günlerde çıkarılan ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki 'İmar Barışı' olarak tanımlanan kaçak yapılara imar affı TMMOB Şehir Plancıları Odası tarafından mahkemeye taşındı. Kaçak yapılara verilecek olan yapı kimlik kartının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle mahkemeye taşıdıklarını belirten TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sarıaltun, 'Düzenleme açık bir şekilde anayasaya aykırıdır. Bu nedenle de süreci mahkemeye taşıdık' dedi.

 

Hükümetin çıkardığı 'İmar Barışı' düzenlemesine muhalefetin de gerekli tepkiyi göstermediğini belirten TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sarıaltun, 'İktidarın kaçak yapıları yapı kayıt belgesi adı altında yasal hale getirmesine muhalefet partileri de gerekli tepkiyi göstermedi. Yaşanan hukuksuzluğa muhalefetin ses çıkarmama nedeni de seçimde oy kaybetmemek isteğinden kaynaklandı. Yasa hukukuna göre bizim bu duruma karşı dava açma hakkımız yok. Ancak oda olarak normal bir mahkemeye anayasaya aykırılık nedeniyle dava ama hakkımız vardı. Bunu kullandık. Zaten düzenleme de açık bir şekilde anayasaya aykırıdır. Biz de bu aykırılığı mahkemeye taşıdık. Düzenlemenin dayanağı olan yasa, anayasaya aykırıdır. Çıkarılan düzenlemeyle kaçak yapılara verilecek olan yapı kayıt belgesi eşitsizlik yaratacak. Ümit ediyorum ki mahkeme bu başvurumuzu anayasa mahkemesine gönderecek. Anayasa Mahkemesi'nin de eşitsizliğe neden olduğu için anayasaya aykırı olduğunu belirteceğini umuyoruz.

Olası depremde riskli

'İmar Barışı denen imar affı, zaten hukuksuzdur' diyen Sarıaltun, sözlerini şöyle sürdürdü: Öncelikle kaçak yapılmış herhangi bir yapılaşmayı bu belge ile yasallaştırıyorsunuz. Bunu da normal bir şey gibi göstermek adına kentsel dönüşüm, deprem yönetmeliği vb. adı altında kaçamak şeyler kullanılıyor. Ancak yapı kayıt belgesi verilecek çoğu bina yeni binalardan oluşuyor. Dolayısıyla aslında bu yasayla kaçak yapılar yasallaşıyor. Ancak bu yasayla çok sayıda yapıya verilecek olan yasal hak ise çok sıkıntılıdır. Çünkü bu süreç kurulacak olan uzman bir ekip tarafında yönetilmeyecek. Yapı sahibinin 'binam sağlam, herhangi bir sıkıntı yok' demesi yeterli sayılacak. Öncelikle bu kaçak yapılara bu yapı kayıt belgesi verilmeden önce ciddi bir araştırılma yapılması gerekir. Vatandaşın 'binama güveniyorum' sözü yeterli kabul edilemez. Çünkü olası bir depremde bu kaçak yapılar ciddi sorunlara yol açabilir. Bir de vatandaş aldığı bu belgeyi binası yıkılana kadar kullanabilecek. Bu da o insanın nasıl bir tehlike arz ettiğini bilinmeyen o yapıda yaşamasını da yasallaştırmış olmanız demektir. Bu da çok ciddi bir sorundur. Bu sorumluluk ise devletindir.

'İmar affı düzenlemesi çok yanlış bir girişimdir'

Bu işin detaylı çalışılmadan yapıldığını belirten Sarıaltun, 'Olası herhangi bir depremde bu yapı kayıt belgesi olan binalar zarar gördüğünde ya da yıkıldığında içinde yaşayanların yaşayacağı sağlık sorunu sorumluluğunu kim üstlenecek? Bu ortada yok. Bu düzenleme her yönüyle sakat bir düzenlemedir. Normal şartlarda binanın denetimden geçmesi ve hatta korunması gereken kültür varlıkları kuruluna kadar denetimden geçmesi gerekirdi. Ancak bu düzenlemeyle bu da olmayacak. Tamamen seçim hedefli yapılan bir düzenlemeydi. Bu düzenlemeyle de Türkiye'deki kaçak yapı sıkıntısı da giderilmiş oluyor. Bu düzenleme çok yanlış bir girişimdir. Dünyanın hiçbir yerinde örneği olmayan bir girişimdir' ifadelerini kullandı.