İskender Dörtoluklar- İş kazalarından dolayı hayatını kaybeden işçilerin arttığı bir dönemde, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği  Yasa Tasarısı'nın bu hafta Meclis'te görüşmesiyle ilgili olarak CHP İzmir Milletvekili Musa Çam ve DİSK Genel Başkanı Erol Ekici açıklamalarda bulundu. CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, "İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yasa Tasarısı'nın işçiyi koruyacak, kollayacak ve onun güvenliğini  sağlayacak şekilde çıkarılması için elimizden gelen bütün katkıyı vereceğiz" dedi.

'Bu tasarı 10 yıldır ertelendi'


2003 yılından bu yana İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği  Yasa Tasarısı'nın yasalaşmamasını eleştiren CHP İzmir Milletvekili Musa Çam yaşanan süreç için şunları söyledi: "İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği  Yasa Tasarısı geçtiğimiz günlerde TBMM'ye geldi. Çarşamba günü Çalışma, Sağlık ve Aile Komisyonu'nda görüşülmeye başlanacak. 10 yıllık Ak Parti iktidarı döneminde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği  Yasa Tasarısı'nın sürekli ertelenip, savsaklanması yüzünden binlerce iş kazası olmuş ve binlerce insanımız hayatını kaybetmiştir. Türkiye ekonomisinin yüzde 60'ının kayıt dışı olduğu düşünülürse, ülkemizde sigortasız ve güvencesiz çalışma nedeniyle binlerce iş kazası olmakta, işçiler hayatını kaybetmektedir. Son yaşanan iş kazaları nedeniyle Hükümet nihayet kanun teklifini TBMM'ye gönderdi. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yasa Tasarısı'nın işçiyi koruyacak, kollayacak ve onun güvenliğini sağlayacak şekilde çıkarılması için elimizden gelen bütün katkıyı sağlayacağız."

'Devlet sorumluluğunu bilmeli'

Yaşanan işçi ölümleri ve iş güvenliğinin yetersizliği hakkında konuşan DİSK Genel Başkanı Erol Ekici ise "Kamuoyunda bilinen iş kazaları, artık iş kazası olmaktan çıktı. İş cinayetlerine dönüştü. Her kazadan sonra Çalışma Bakanı, bu ülkede işçi sağlığı, işçi güvenliğinden konuşuyor. Aslında tam tersi, olmayan bir iş güvenliği, taşeronlaştırma eliyle tamamen yok hale getiriliyor. İş kazalarının arttığı bu dönemde sadece tersanelerde 1985 yılından bu yana 190 kişi öldü. Ayrıca Türkiye geneline bakılınca, sınır komşumuz Suriye'de her gün insanlar ölüyor deyip neredeyse savaşın eşiğine sürüklendiğimiz bu dönemde dönüp kendi ülkemizde bırakın terörü, iş cinayetleri ile kaybettiğimiz insanları görmüyoruz. Bu ülkede sadece iş cinayetlerinden sonra çıkıp toplu önlemlerimizi alıyoruz. Sorumluları cezalandıracağız diyerek bu işin üstesinden gelinemez" dedi.

Çadırlar her yerde hala var

İş güvenliğinde devletin üzerine düşen sorumluluğu alması gerektiğini vurgulayan Ekici, "Sadece çalışma yaşamına kar olarak bakıldığı sürece iş güvenliği sağlanması mümkün değildir. Bunun üç tane ayağı vardır. Devlet iş güvenliği çerçevesini kamuda koyacak, işverenler bunu uygulayacak, alınan tedbirler ile beraber ölümler ortadan kalkacak. Bunun bir kar olarak görülmesinden uzak tutulmaya çalışılması gerekmektedir. Süreç içinde  özelleştirmenin, taşeronlaştırmanın, emeğin değerinin bu kadar ucuzlaştığı bu dönemde iş yapılsın da nasıl yapılırsa yapılsın deniyor. İstanbul'da çadırda inşaat işçilerinin yanarak öldüğünde sorumlular cezalandırılacak, önlemler alınacak deniyordu. Metropolleri dolaşalım aynı çadırlar hala vardır. Birkaç tane daha çadır yansa birkaç gün içinde bir başka insanı kaybetsek yine aynı şeyler söylenir. Zonguldak madencilerinin 750 -800 metre yerin altında kalmasının ardından, 'güzel öldüler' diyen zihniyet ile iş kazalarının çözülmesi mümkün değildir. Adana'da baraj kapağının patlaması ile ölen insanlarımız hala oradadır. İşçilerin cesetleri bulunamamıştır. Bugün artık gerek kurumların özellikle Çalışma Bakanlığı'nın, gerek Başbakan'ın 'her acılı ölümün sonunda önlemler alıyoruz' demeçlerinin sonuç vermeyeceği açıkça görülüyor. İş güvenliği için alınan önlemler ortada" diye konuştu.