Nihal Işık- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Kürtaj cinayettir' sözüne tepki gösteren kadınların protestoları devam ediyor. Bugün de Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) kürtaj ve sezeryanla ilgili bir açıklama yaptı. SES adına açıklama yapan asistan hekim Deniz Koçer, AKP'nin kadın düşmanı politikalarında sınır tanımadığını, kürtajın yasaklanması halinde kadınların sağlıksız koşullarda kürtaj olmak zorunda kalacaklarını hatta merdiven altı kürtajlarda kadınların hayatlarını kaybedebileceklerini söyledi. DEÜ Hemşirelik Fakültesi Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Öğretim Üyesi Doç. Dr. Samiye Mete, mesleğe başadığı ilk yıllarda kadın doğum hemşiresi olarak görev yaparken, istenmeyen gebelikleri sonlandırmak için kadınların rahimlerini parçalayarak geldiklerini söyledi. Mete, "Rahmine şiş sokan, enfeksiyondan ölen kadınlar oluyordu. Kürtajla ilgili yasa söylemleri çıktığı günden bu yana o yıllara geri döndüm" dedi.

Çocuk merkezlerinde cinsel istismar


Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın 'Tecavüze uğrayan kadının çocuğuna devlet bakar' açıklamasının tecavüzün normalize edilmesine ilişkin bir toplumsal bir algı oluşturulmaya çalışılması amacıyla yapıldığını söyleyen Koçer, "Ülkemizde bakıma muhtaç çocukların kaldıkları merkezlerde cinsel istismarlar ve şiddet vakaları gazetelerin manşetlerinde yer alıyor. 3 çocuk yetmez, 5 çocuk doğurun diyenler, bu ülkede milyonlarca işsiz olduğunu, insanların asgari ücretle aç yattıklarını, çocuk işçilerin olduğunu unutuyorlar. AKP'nin isteği; ülkemizi ucuz emek pazarına çevirmek, çocukların emeklerini en ucuza satarak kendilerine biat etmeleridir. Bu yüzden 4+4+4 eğitim sistemini getirip, bu yüzden kadınların kürtaj hakkına saldırıyorlar" dedi. Koçer sözlerine şöyle devam etti: "Hükümetin niyeti sezaryan oranlarının düşmesi değil, sağlık hizmetlerine ayrılan bütçeyi halkın üzerine yıkmak.  Bunu da kadın bedeni üzerinden yapmaya çalışıyorlar çünkü kadınları düşmanlar. Uluslararası insan hakları standartları üreme hakkına yaşam, sağlık, özel hayatın gizliliği ve ayrımcılığa karşı haklar bağlamında ele alır. Türkiye'de bu standartlar çerçevesende hazırlanan sözleşmeleri onaylamış bi ülkedir. Birleşmiş Milletler  Kadınları Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW), kürtajı suç gibi gösteren yasalara karşı çıkıyor. CEDAW komitesinde'Taraf devletler, kadınların doğurganlıklarının kontrolüyle ilgili uygun hizmetlerin olmaması nedeniyle onların yasadışı kürtaj gibi güvenli olmayan tıbbi uygulamalar arayışına gitmek zorunda kalmalarına engel olmalıdır' diye belirtiliyor."