Partisinin İzmir İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenleyen İYİ Parti Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü aynı zamanda İzmir milletvekili adayı Aytun Çıray, Ak Parti'nin sağlık sistemini eleştirdi. Bugün Türkiye'nin en büyük sorunun sağlık olduğunu öne süren Çıray, Türkiye'nin gündeminin çoğu zaman bir takım soyut kavramlar üzerinden tartışıldığını ileri sürdü. Çıray, "Ortalama 1 yıl içinde insanlarımızın sağlık kuruluşlarına 6- 8 defa gittiğini düşünürsek 81 milyonu çarparsak vatandaşlarımız 480 milyon defa sağlık kuruluşlarına gidiyor. İnsanımızın gittiği sağlık kurum ve kuruluşlarının nasıl yönetildiği konusunda hiçbir tartışma yapılmıyor. Halbuki toplumu birebir ilgilendiren en önemli konu ve sorunlardan biri sağlıktır. Bu iktidar başa gelirken çok önemli iddialarla geldi. Sağlık politikaları konusunda başlangıçta doğru şeyler de yaptılar. Biz de o doğru yaptıklarını destekledik. Hastane eczanelerinden ilaç alımını kaldırdılar ve hastane sıralarını ortadan kaldırdılar. Bazı olumlu çalışmaları destekledik. Ancak bu iktidarın bazı iddiaları vardı. Bunu zaman zaman değerlendirdik. 16 yıl sonra nihai bir değerlendirme zamanı geldi" dedi.

'BİR ÇOK ŞEYİ BECEREMEDİLER'

İYİ Parti'nin sağlık alanındaki projelerini de paylaşan Çıray, şunları söyledi:

"Bu iktidar sağlık bakanlığını planlayıcı ve yatırımcı bir bakanlık olarak kurgulayacağını söylemişti. Başaramadığı konulardan biri budur. Diğeri tüm sağlık kuruluşlarını tek çatı altında toplayacağız dedi ama toplayamadı. Güler yüzlü hizmet iddiası vardı. Bana her gün gelen telefonlarda nasıl daha ön sıraya geçebiliriz, ya da tetkikleri nasıl aylar öncesinden alabiliriz gibi konular iletiliyor. Demek ki yaygın, erişimi kolay bir sistem kurulamadı. Sevk zinciri kurulacaktı. Onu da beceremedi. Sağlık ocaklarını yok ettiler. Aile hekimliği sistemini doğru kuramadıkları için zevk zinciri de kuramadılar. Bugün gelinen noktada birçok şey becerilemedi. Bunun üzerine İYİ Parti olarak sağlık politikalarını tekrar gözden geçirmeye ve eksik gördüğümüz çalışmaları tamamlaya karar verdik. Ulaşılabilir ve kaliteli sağlık hizmeti sağlayacağız. Ulaşılabilirlik sağlıkta çok önemlidir. Başta kalp krizi olmak üzere birçok hasta ulaşamadığı, hastane ve sağlık kuruluşuyla arasındaki mesafe nedeniyle yollarda kaybedilmektedir."

'AMELİYATLAR ARTTI' İDDİASI

Ak Parti'nin iktidara geldikten sonra sağlıkta katkı payı almaya başladığını söyleye Çıray, eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü:

"Hem SGK primi hem vergi alacaksınız bu da yetmiyormuş gibi sağlıkta katkı payı isteyeceksiniz. Bu iktidar 2002'de göreve geldiğinde kişi başına sağlık harcaması 92 dolardı. Her vatandaşımız devlet güvencesi dışında cebinden 92 dolar ödüyordu. Şimdi ise 180 dolar civarında. Bırakınız parasız sağlık hizmetlerini, vatandaşın cebinden ödediği sağlık harcaması iki misline çıktı. Bir performans sistemi getirdiler. 'Ne kadar ameliyat, doğum yaparsanız, tetkik isterseniz sizin maaşınıza da o kadar zam yapacağız' dediler. Bunun üzerine ameliyatlarda patlama oldu. Devlet hastanelerinde ve çeşitli hastanelerde yüzde 100 ve yüzde 200'lere varan ameliyat artışları yaşandı. Sezaryen dünya rekoru kırdı. Bu kadar vatandaşlarımız daha önce ölüyorlar mıydı, yoksa boşu boşuna mı ameliyat ediliyor? İnsan canı bu kadar ucuz mu? Bunlar göreve geldiğinde sezaryen yüzde 21 idi, şimdi yüzde 47'ye sıçradı. Ben de bir tıp doktoruyum. Tercih edilen normal doğumdur. Özel hastanelerde yüzde 65'e çıktı. Bunlar maddi anlamda büyük yük getirirken manen de bir insanın iradesi dışında vücudunda işlem yapılmasına neden oldu. İnsan haklarına aykırıdır."

'SGK'NIN ZARARI 30 MİLYAR LİRA'

Hastanelerde ameliyat sayısının artığını savunan Çıray, rakamlarla konuşarak, "Sağlık Bakanlığı hastaneleri yüzde 114, üniversiteler yüzde 116 özel hastanelerde yüzde 500'e varan bir artış oldu. Türkiye bunları tartışmıyor" dedi. Türkiye'nin 16 yıldır 'Açılım, kapalım, başörtüsü' gibi bir takım suni sorunlar üzerinden oyalandığını öne süren Çıray, "Sağlık sorunu bir milletin en temel sorunlarından biridir. Ak Parti iktidarından sonra her 9 kişiden birine tomografi yapılmış. Tomografi insan vücuduna radyasyonun en yüksek oranda verildiği tetkiktir. Mecbur kalınmadan yapılmamalıdır. Çok tekrarlandığında kendisi kanser riskini aşır. Bu oran insanlar radyasyon yayarak geziyor demektir. SGK'yı zarar ettirdiler diye konuşurlar. SGK'nın borcu geçmişte 2.4 milyar lira iken şimdiki zararı 30 milyar lira civarındadır. Eğer Türkiye'de gerçekten medyanın yüzde 80'inin prangaları olmamış olsaydı biz bu gerçekleri en uç noktaya kadar iletebilmiş olsaydık, bu iktidarın iktidarda kalması mümkün değildi. Bu iktidarın en büyük gücü gerçekleri gizleme mekanizmasıdır" diye konuştu.

ŞEHİR HASTANELERİNİ ELEŞTİRDİ

Şehir hastaneleri konusunda da açıklama yapan Aytun Çıray, şehir hastanelerinde kamu arazilerinin ücretsiz verildiğini, bu kişilerin yurt dışından kamu özel ortaklığı adı altında 50 milyar dolar civarında borçlanarak, bu hastaneleri yaptıklarını belirterek, "Ama 50 milyar dolar civarındaki borçlanmanın garantisi devletin hazinesidir. Yani hepimiz. Bu ne güzel iştir ki çayın taşıyla çayın kuşunu vuruyor. Hem dış kredi alacaksınız hem 'özel sektörüm' diyeceksiniz hem de iflas etme riskiniz olmayacak.  Bu hastane model dünyada Kanada'da, Orta Doğu'daki emirliklerde denenmiş, başarısız olduğu için terk edilmiş bir modeldir. Çok daha acısı bu hastanelerle yapılan kira sözleşmeleri maliyetlerinin çok çok üzerindedir. Bu hastaneleri yapanlar Türk milletini kamu özel ortaklığı ile kazıklamıştır. Bu hastaneleri devlet yapmış olsaydı 13.5 milyar dolar civarında mal olacaktı. Bu sistemle bunun 3-4 misli fiyatına devlete kiralanmakta. Bu hastanelere hasta garantisi verilmiştir. Örneğin, size 100 hasta yatmazsa üstünü biz tamamlayacağız denildi. Şu an hastanelerde yüzde 60 civarında doluluk oranı vardır. Yani geri kalan 30-40 hasta yatsa da yatmasa da parayı vereceksiniz. Geçenden 5 akçe geçmeyenden döve döve 10 akçe işine dönmüştür. Türk milleti yatmadığı hastanenin parasını ödeyecek" dedi.

'EMEKLİDEN MUAYENE PARASI VE İLAÇ KATKI PAYI ALMAYACAĞIZ'

Bütçeden yapılmayan  hastaneler ve geçilmeyen  yollar için bu firmalara ödenmek üzere 6,5 milyar lira ödenek ayrıldığını açıklayan Çıray, bu paranın halkın parası olduğunu belirtti. Dünyanın herhangi bir ülkesinde sadece bu olayın birkaç hükümeti yıkabileceğini savunan Çıray, şöyle konuştu:

"Bu kabul edilebilir değildir. Bunları derleyip topladığımızda sağlıkta yapacaklarımız için kaynak elde etmiş olacağız. Bu yandaşlara giden kaynakları toplayıp Türk milletinin sağlığı için harcayacağız. İlk 100 gün içinde gerçekleştireceğimiz ilk icraatımız; emeklilerimizden muayene parası ve ilaç katkı payı almamak olacak. Bunu yapmak için kaynakları biraz önce açıkladım. Aile hekimliği sistemini elden geçireceğiz. Aile hekimliği merkezilerine dönüştüreceğiz. Vatandaşımız evine en yakın yerde tetkiklerinin tümünü yapabilecek. Bu sağlık merkezlerini oluşturacağız. Şehrin içindeki birçok devlet hastanesini kapatacaklar. Şehrin bir ucundan diğer ucuna kalp krizi geçiren birinin ulaşması şans olabilir. Bizim hükümetimizde hastaneler şehrin her yerine yayılacak. İnsanlarımız ulaşabilecek. Dünyada kullanılan sistem budur. Performans sistemini kaldıracağız. Sağlık personelinin çıplak maaşını emekliliğine yansıyacak şekilde iki katına çıkaracağız. Türkiye'de hakikaten sağlıklı bir toplum yaratacağız. Projemizin adı sağlıkta iyilik reformudur. Bayraklı'dakinin maliyetlerini düzelteceğiz. Yapılanı yıkacak halimiz yok. Dış dünyaya söz verdikleri hazine garantisini düzeltemeyiz. Uluslararası hukuk kurallarına aykırı."

İZMİR PROJESİNİ AÇIKLADI

İktidar olduklarında İzmir için 'Çok özel' dediği ve hayata geçirmeyi planladığı projesini açıklayan Çıray, "İzmir coğrafyası, insan kültürü, iklimiyle sağlık turizmine en müsait kenttir. İzmir'i bir sağlık turizm başkenti yaparsak, akıl almaz bir girdi yaratırız. Normal bir turist geldiğinde 400-600 dolar arasında girdi bırakırken bir sağlık turisti 6000-8000 dolar girdi bırakır. Sağlık turizminin Türkiye başkenti yapılacak İzmir'e 5 milyar dolar sokabiliriz. Bu da hem Türkiye ekonomisinde muazzam bir katkı yaratır hem de İzmir'in hayat seviyesini sıçratır. Biz hastaneleri her yere dağıtarak, kapalı sistem yapmayarak, İzmirlinin, taksicinin, esnafının kazanacağı bir model öneriyoruz. Biz sağlık turizmini şehre dağıtılmış hastane modeli yaparak İzmir'e yeni bir zenginlik kaynağı öneriyoruz. Gerçekçi bir proje. Keşke Türkiye sağlık, sosyal güvenlik, milletin ekonomisi, fert başına düşen milli gelir, enflasyonun gerçek rakamının yüzde 30 olduğunu tartışabilse. Türkiye gerçek gündeminden AKP'nin usta politikalarıyla uzaklaştırılıyor" dedi.

İZMİR İDDİASINI AÇIKLADI

Çıray, açıklamasının devamında CHP ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında süren tartışmaya değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Tayyip Bey FETÖ'ye gitmiş mi gitmemiş mi? Ne önemi var? 'Ne istediniz de vermedik' diyen birinin gittiğini öğrenirsek cebimize kaç para girecek? Bana bir olay söyleyin 15 Temmuz hain kalkışmasından daha büyük bir skandal olsun. Türkiye'deki bugün problem FETÖ'nün siyasi ayağının çıkmamasıdır. O da çıkacaktır. İzmir hiçbir siyasi partinin kalesi değildir. İzmir yüksek ahlakın, medeniyetin, dürüstlüğün, modernliğin, insan haklarının birbirine saygının, 6 ay içinde buraya nerden gelirseniz gelin İzmirli olabilmenin kalesidir. İzmir bir partiyi tercih edecek. Bunun biz olacağını düşünüyoruz. Birinci parti çıkma iddiasıyla siyaset yapıyoruz. Aynı zamanda Atatürk'ün hemşerisinin lider olduğu bir partiyiz. İzmir'de en yüksek oyu Adalet ve Kalkınma Partisi'ne uzun süredir oy veren kitleden alacağız.  Anketlerde İzmir'de şu anda birinci parti olduğumuzu görüyoruz ve tartışmaya açmak istemiyoruz."