FATİH ÖZKILINÇ- Geçtiğimiz günlerde İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde 30 Ekim depremi sonrasında ağır ve orta hasarlı olarak tespit edilen yapılar ile 1998 yılındaki yönetmelik öncesi ruhsat alan veya 6306 sayılı yasayla riskli kabul edilen yapıların dönüşümüne ilişkin düzenleme oy birliğiyle geçti. Yeni düzenlemeye göre 30 ilçede binaların hak kaybı olmadan yerinde dönüşecek olması akıllara “Ada bazlı kentsel dönüşüm hayal mi oldu?” sorusunu getirdi. Her geçen gün artan nüfus, çarpık kentleşme, yoğun trafik ve sosyal donatı alanlarının yetersizliği İzmir’de ada bazlı kentsel dönüşümü gerekli hale getiriyor. Kentin geleceği için olmazsa olmaz haline gelen ada bazlı kentsel dönüşüm, meclisten geçen yeni kararla yarım asır sonraya kalabilir. Büyükşehir meclisinden geçen kararı ve ada bazlı kentsel dönüşümle ilgili İzmir Ticaret Odası(İZTO) İmar ve Şehircilik Kentsel Dönüşüm Komisyonu ve Meclis Üyesi Levent Bendeş, Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı İlker Kahraman ve TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri değerlendirmelerde bulundu.

Önce can, sonra şehir

İZTO İmar ve Şehircilik Kentsel Dönüşüm Komisyonu ve Meclis Üyesi Levent Bendeş, “Büyükşehir meclisinin aldığı karar depremde hasar görmüş yapılar, depreme dayanıklı olmadığı düşünülen yapıların bir an önce rehabilite edilmesi. Önce can güvenliği, sonra yaşanabilir şehirler. Karar yanlış değil ama eski binalar yerinde dönüştüğünde 50 yıl daha o binayı elleyemeyeceğiz. Belli bölgelerde ada bazlı dönüşüm en az 50 yıl sonraya kalacak” dedi.

Zor ama imkânsız değil

Ada bazlı dönüşümün on yıllar aldığını ifade eden Bendeş, “1960’lı yıllarda şehirleşmeye çok kötü başlamışız. Onun izlerini daha düzeltemiyoruz. 60 yıl geçmiş hala nokta atışlar, yeni planlar yapmamız gerekirken yapamıyoruz. Bir şehri yeniden inşa edilmesi 50-60 yıl. Bir ömür. Siyasilerin bunu öngörüp tedbir almalı. Ada bazlı kentsel dönüşümler yapmak zor. Eğer büyük parseller varsa ciddi avantajlar sağlıyor. Aslında yeniden planlar yapıp o planlara göre yollarımızı, sosyal donatı alanlarımızı genişletmemiz gerekiyor. Bunlar maalesef çok uzun aşamalı planlar. Örneğin; Eskişehir 25 yılda bugünkü haline geldi. Şimdi başlansa 25-30 yıl sonra İzmir; modern, sosyal donatı alanları olan çok yerli yerinde bir şehir haline gelebilir. Ama bir siyasinin risk alıp İzmir'in planlarıyla ilgili karar vermesi lazım. Çok zor ama imkânsız değil. Eskişehir örneğinde gördük. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen 25 yılda bunu başardı. Siyasilerin siyasi manevraları unutup karar vermesi gerekir. Aslında deprem bu anlamda bir fırsattı. Bayraklı Mansuroğlu bölgesi çok güzel paçal yapılıp yeniden inşa edilebilir ama hukuki kısmı var. Bu planları yaptığınız anda çok itiraz geliyor. İzmir’de de itiraz etmeyi çok seven insan var. İtirazlar geldiği zaman yıllarca hukuki mücadele devam ediyor” şeklinde konuştu.

Kaçak yapılar fırsat

İzmir’de ada bazlı dönüşümün kaçak yapı stokunun olduğu bölgelerde yapılabileceğine dikkat çeken Bendeş, “Ada bazlı dönüşümü İzmir’de son dönemde Cumhurbaşkanı’nın da dile getirdiği Karabağlar’da yapılabilir. Mevcut yapı stokumuzda kaçak yapıların olduğu yerleri değerlendirebiliriz. Buralarda çok iyi planlama yapılarak şehri buralara taşıdıktan sonra eski merkezlerdeki planlamamızı yapıp çok daha iyi hale getirebiliriz. 3-5 yılda bitecek bir süreç değil ama başlamak lazım. Kaçak yapıların olduğu bölgeleri rehabilite ederseniz, çağdaş bir planlamayla şehrin bir kısmını buraya taşınabilir. İzmir’e rezerv alan lazım. Büyükşehir'in aldığı kararı destekliyorum ama ada bazlı dönüşümün sağlanması için de rezerv alan yaratmak lazım. Rezerv alanlarımız var. Çok fazla kaçak yapılaşma olduğu yerleri yeniden planlayabilirsek şehircilik açısından geleceği bir miktar kurtarmış oluruz” ifadelerini kullandı.

Meclisten geçen kararın ada bazlı dönüşümü etkileyeceğini düşünmediği ifade eden Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı İlker Kahraman ise “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin meclisten geçirdiği ilke kararı ilgili ilçe belediyelerinin hazırlayacağı plan notlarını birlikteliği için hazırlanmaktadır. Çıkacak plan notlarını görmek gerekir. Burada unutulmaması gereken kentin planlı yapılaşmasıdır. Arzu edilen plan notları yerine plan yapılmasıdır. Bu çalışmanın ada bazlı dönüşümü etkileyeceğini düşünmüyoruz. Hızlı dönüşüm için sadece K bölgesi olarak adlandırılacak yerlerde geçerli olacağını biliyoruz. Bu bölgelerin nereler olacağını görmek gerekir. Hafta sonu kentsel dönüşüm ile ilgili bir toplantı yapılacaktır. Kentsel dönüşümün detaylarının bu toplantıda da konuşulacağını düşünmekteyim” dedi.

Kentte yük getirir

Büyükşehir Meclisi’nden geçen kararla parsel bazında yenileme teşvik edildiğini belirten TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri de “Bugüne kadar yapılan uygulamalarda bağımsız birim sayısında ciddi artışlar yaşanmıştır. Bu tablonun temel nedeni müteahhit odaklı yürütülen süreçte mülk sahiplerinin bağımsız birimlerine ek olarak müteahhitlerin kar payı olarak oluşturulan bağımsız birimlerdir. İlave bağımsız birim sunulmadan ve nüfus ve yoğunluk arttırılmadan bu dönüşümün müteahhitler eliyle nasıl yapılacağı konusunda daha fazla açıklamaya ihtiyaç bulunmaktadır. Hâlihazırda kentin birçok bölgesinde yetersizlikler olmasına rağmen mevcut teknik altyapı ve sosyal donatılarda bir artış olmaksızın parsel bazlı dönüşümün kente yük getireceği ise çok açık. Öte yandan verilen bu kararın kentin yaklaşık 50 yılı için de bağlayıcı olduğu söylemek yanlış olmaz. Parsel bazlı uygulama yapılan bölgelerde daha sonra plan aracılığıyla yapılacak müdahalelerin uygulamaya geçmesi bu karar ile birlikte mümkün olmaktan çıkıyor” açıklamasında bulundu.