ODTÜ öncülüğünde Gazi, Hacettepe, İstanbul Teknik, Munzur, Çanakkale Onsekiz Mart, Cumhuriyet, Abdullah Gül, Osmangazi ve Çin Yerbilimleri üniversiteleri ile İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ve Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünden (MTA) akademisyenler, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan "İzmir İli Depremsellik ve Mikrobölgelendirme Araştırma Projesi" için bir araya geldi.Ekibe, Ankara Üniversitesi ve TÜBİTAK-MAM'dan uzmanlar da dahil oldu.

İzmir'in zemin yapısı, geçmiş deprem ve tsunamilerin izleri ve fayların deprem üretme potansiyellerinin değerlendirileceği proje kapsamında geçen ay kolları sıvayan ekip, karadaki fay hatlarında hendek açıp depremlerin izlerini araştırıyor. Ekip, İzmir Körfezi tabanından da karot alıyor.
Çalışmaların 2,5 yılda tamamlanması hedefleniyor.

"Fay sayısının bilinenden daha fazla olduğunu gördük"

Prof. Dr. Erdin Bozkurt,  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in girişimleriyle başlatılan projenin içeriği, bütünselliği, değişik iş paketlerinin eş güdümü düşünüldüğünde dünyada ilk olma özelliği taşıdığını söyledi.
Projenin temel amacının İzmir'in depremselliğini ortaya koymak olduğunu vurgulayan Bozkurt, şöyle konuştu:
"Projemiz kapsamında İzmir metropolünü referans alan 100 kilometre çapındaki bir dairesel alan içinde kalan tüm fayları ayrıntılı bir şekilde haritalandıracağız ve bu fayların deprem üretme potansiyellerini, eski deprem kayıtlarını, depremlerin tekrarlanma aralıklarıyla ilgili ayrıntılı çalışmalar yürüteceğiz. Bu alan içinde şimdiye kadar tanımlanmış 40'tan fazla fay var. Biz ilk çalışmalarımızda bu fay sayısının bilinenden daha fazla olduğunu gördük. Bu konuda da ayrıntılı çalışmaları yürütmekteyiz."
Yaşanan coğrafyanın zemin koşullarının iyi bilinmesinin depreme hazırlıklar konusunda büyük önem taşıdığını ve bu projede jeoteknik, hidrojeolojik ve jeofizik içerikli çok disiplinli araştırmalar gerçekleşeceğini aktaran Bozkurt, şöyle devam etti:
"Bu kapsamda binlerce sondaj açılacak, gerek arazide gerekse laboratuvarda yüzbinlerce deney ve test yapılacak. Bunlara ilaveten, bölgede toplum sağlığı için risk oluşturabilecek jeolojik oluşumların tespit edilmesi, toplumu ve ilgilileri bilgilendirerek gerekli önlemlerin alınmasında öncü rol üstlenmek için ayrıntılı tıbbi jeoloji çalışmalarına da başladık."

Eski tsunamiler de araştırılacak

Tsunami ve deprem kayıtlarını sadece karada değil denizde de araştırdıklarını aktaran Bozkurt, şöyle dedi:
"Bir platform aracılığıyla uzman arkadaşlarımız denizden karotlar toplayacak, depremlerin ve tsunamilerin kayıtlarını tespit edip aynı karada yaptığımız gibi onları tarihlendireceğiz. Gelecekte olabilecek depremlerin üretebileceği tsunamilerin modellenmesi ve şehrin bu anlamda tsunamilere hazır hale getirilmesi için gerekli çalışmaları bu kapsamda ayrıntılı bir şekilde yürüteceğiz."

"Deprem master planına altyapı oluşturacak"

Çalışmanın İzmir ve çevresi için çok önemli olduğunu kaydeden Bozkurt, "Sonuçta İzmir'in sismik tehlike analizini yapacak ve dolayısıyla deprem master planına altyapı oluşturabilecek çok önemli bir çalışmayı burada gerçekleştirmeye çalışıyoruz." dedi.
Projenin bir üniversitenin tek başına gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle projeye 12 üniversite ile 2 kamu kurumunun katkı koyduğunu aktaran Bozkurt, şöyle konuştu:
"Ayrıca, Çin Yer Bilimleri Üniversitesinden arkadaşlar da projeye ilerleyen aşamada bizzat Türkiye'ye gelerek dahil olacak. Önümüzdeki dönemde Avrupa, Amerika ve Balkanlar'dan da bazı arkadaşları katkı koymaları için davet edeceğiz. Bu çalışmalar sonuçlandığında bölgenin geçmişteki 2500-3000 yıl ve daha öncesi dönemlere ait deprem tarihçesini ortaya koyacağız."