Onlar İzmir’in her köşesinde, en zorlu işleri üstleniyor; mağduriyet öyküleriyle değil güç, cesaret, beceri ve başarılarıyla ön plana çıkıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin farklı iş kollarında görev yapan kadınlar, hemcinslerine örnek oluyor. Kimi cesaretle alevlerin içine dalıyor, kimi 120 tonluk trene hükmederek her gün binlerce kişiyi sevdiklerine ulaştırıyor. Kimi ise Türkiye’nin günlerce konuştuğu şampiyonları yetiştiriyor. İşte İzmir'in güçlü, cesur ve becerikli ve iyi kalpli kadınlarından bir kaçı…

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kadın itfaiyecilerini Türkiye 'ateşe yürüyen cesur kadınlar' olarak tanıdı. Yangınlara müdahale eden kahraman itfaiyecinin bir  ‘kadın’ olduğunu ancak görevi sona erince fark eden İzmirliler, çoğu zaman hayranlık ve şaşkınlığı bir arada yaşadı. Ateşler arasından geçip 30 metrelik itfaiye merdivenine tırmanan, 50 kilo ağırlığa karşılık gelen ve beş bar basınçla su sıkan yangın hortumlarını rahatlıkla kullanabilen kadın itfaiyecileri, tıpkı erkek meslektaşları gibi zorlu eğitimlerden geçiyor. Her gün yeni ve tehlikeli bir macera onları beklese de, göreve başlamadan önce makyajlarını yapmayı asla ihmal etmiyorlar. Hülya Ercan o itfaiyecilerden biri…
 

"Erkek işi, yapamazsın dediler"

"5 yıldır itfaiyedeyim. Daha önce hiç kadın itfaiyeci hiç görmediğim için kadın itfaiyecilerin olduğunu bile bilmiyordum.  Bu mesleği yapmak hayalim değildi ama çocukluğumdan beri hareketli ve farklı bir meslek yapmak istemiştim. İnsanların hayatına dokunmak ve onlara yardım eli uzatmak istemiştim. Bugün ise aklınıza gelebilecek her türlü yangın, insan-hayvan kurtarma, trafik kazası, intihar gibi vakalara müdahale ediyorum. ‘Kadından itfaiyeci olur mu hiç’ tarzında çok söylem duyduk. Bu işin altından nasıl kalkabilirsin dediler, erkek işi o onu yapamazsın dediler ama kadının her yerde olması gerektiğini her işi yapabileceğini göstermiş oldum. Kadınlar her alanda olmalı. Hala daha da yeni tanıştığım birine mesleğimi söylediğimde çok şaşırıyor. ‘Gerçekten yangına gidiyor musun?&rsquo ; diye soruyorlar. Kadının böyle bir iş yapabileceğine inanamıyorlar ama biz buradayız ve bu işi yapıyoruz”


Rayların sultanları

Her gün İzmir’in 180 kilometrelik hafif raylı sistem araçlarında sürücü olarak görev yapan kadın vatmanlar, hem metro hem de tramvayda sık sık karşımıza çıkıyor. Aslında bu işin görünen kısmı. Tramvay tamirinden kataner hattının bakımına, hatta validatör cihazının onarılmasına kadar raylı sistemin her aşamasına kadın eli değiyor. Rayların sultanları dikkat, düzen ve güleryüzleriyle kent ulaşımına renk katıyor. Tramvay kullanmak kadar bakım çalışmalarının da zor yanlarının olduğunu ve çok fazla dikkat gerektirdiğini belirten kadınlar, İzmir'in demir yollarına hükmediyor.



Tramvay sürücüsü Emine Ambarcı bakın neler anlatıyor:

"Altı ay hem teorik hem pratik gece ve gündüz eğitiminden geçtik. Çevremiz ve ailemiz şaşırdı önce şaşırdı ama daha sonra hepsi bu duruma alıştı. Bu mesleği seçme sebebim hem hayalim hem de çok merak uyandıran bir iş olmasıydı. Aslında yaptığım meslek doğrultusunda kadınların da bu alanda olabileceğini göstermiş oldum. Mesleğimiz çok zorlu, dikkat ve özveri gerektiriyor. İzmir, metro aracı sürücü koltuğunda kadın görmeye alışkın bu yüzden tramvayı kullanırken bizi gördüklerinde de artık şaşırmıyorlar. Erkek, kadın çocuk, tüm yolcular bize sempati ile yaklaşıyor. Çocuklar el sallıyor. Sevdiğim işi yapıyorum. Ailem ve çevrem benimle gurur duyuyor."


Takım çantasıyla görev başında

Şimdi İzmir'in raylı sisteminde görev yapan kadınlardan ikisine daha kulak veriyoruz:

Bahar Aksu (Planlama ve Mekanik Bakım Mühendisi): "Her geçen gün raylı sistemi gelişen İzmir’de hizmet vermek benim için inanılmaz gurur verici. İzmir Metro A.Ş’nin ilk kadın mekanik bakım mühendisi olmak ise bambaşka bir duygu. Tamir atölyesinde çalışmak zor ama aşılamayacak bir şey değil. Burada göreve başladığımda elime takım çantası alıp tramvayın tamirini yaptığımda ‘Siz ne yapıyorsunuz. Oturun biz yaparız’ gibi yaklaşımlarla karşılaştım ama işin içine girmeye başladıkça hep birlikte, birbirimizden çok şey öğrenerek çalışmaya başladık. Tramvayın her bölümünde kadın çalışan bulmanız mümkün. Bu durum bana göre İzmirli kadınının özgüven yüksekliğinin bir sonucu. İzmir, çok modern bir kent. Her şeyden önce burada insanlar &c cedil;ok kibar… Bu nedenle sorun yaşamadan işimizi yapıyoruz."

Tuğçe Tiriç (Bakım Mühendisi): “Raylı sistemler mühendisliği bölümünü bitirdim. Katanerden tramvay hattına, trafo merkezine, validatör cihazına kadar olan her şeyin kontrolü benim ellerimde. Bu cihazların bakım ve onarımını yaparken hiçbir zorluk çekmiyorum. Şu an yaptığım işten çok memnunum. Sürekli hatta gezerek İzmirlilerin ulaşımının aksamaması için gönülden çalışıyoruz. Eğer gece tramvay hattında sarı bir araç görüyorsanız, bilin ki o tamir işlerinde ve içinde ben varım. Kataner tellerinin bakımını sadece gece yapabiliyoruz."



Güçlü kadın zabıta

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde görev yapan çok sayıdaki kadın zabıta da, erkek meslektaşlarından geride kalmadan görevlerini layıkıyla yerine getiriyor. Sahada kimi zaman seyyar satıcılarla, kimi zaman dilencilerle karşı karşıya geliyor, sıklıkla da tehlikeler yaşayabiliyorlar. Ama iyi bir eğitim ve biraz da kadın duyarlılığı sayesinde zorlukların üstesinden gelmeyi başarıyorlar.

Sema Çiçekdağ (Zabıta Memuru): “11 yıldır zabıta teşkilatında görev yapıyorum. Trafik, çevre gibi farklı birimlerde çalıştım. Görevimiz 24 saat esasına göre, hafta tatili, bayram tatili, hafta sonu tatili olmadan çalışmayı gerektiren bir meslek. Yakın savunma teknikleri, öfke kontrolü ve mevzuat eğitimi alıyoruz. Şehrin en ücra köşelerinden kent merkezlerine kadar her yerde faaliyet gösteriyoruz. Kentin her noktasını tanıyoruz. Sokak sokak, mahalle mahalle değil, insanıyla muhtarıyla, çocuğuyla, satıcısıyla, esnafıyla, yerel hizmetleriyle, parkıyla her şeyiyle kenti yakından tanıyoruz. Bu bizi sosyal yaşantımızda daha etkin bir birey yapıyor.”

 
Kadın şoförler iş başında

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kadın çalışanları arasında şoförler de var. Kent trafiğinde profesyonelce direksiyon sallayan Sıla Gökbulut ve Özlem Yıldırım gibi…

Sıla Gökbulut (Birim Şoförü) : “İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde 1 yıldır çalışıyorum. Araba kullanmak benim için bir tutkuydu. Ben de tutkumu mesleğe dönüştürdüm. Arkadaşlar ilk arabaya bindiklerinde şaşırmıyor değil! Ama hepsi alıştı. Görev süresince İzmir’in tüm ilçelerini tek tek geziyoruz. Beni erkek meslektaşlarımdan ayıran en önemli özellik ise çocuklarım arabadayken nasıl araç kullanıyorsam, görev süresince de çocuklarıma davrandığım biçimi sergiliyorum. Günümüzde kadınlar trafikte artık daha etkin. Eskisi gibi değil; otobüs şoförü de var, traktör şoförü de… O yüzden biz kadınlar her yerdeyiz.”

Özlem Yıldırım (Çöp Taksi Şoförü): “Temizlik işlerinde ekip lideri olarak çalışıyorum. Aynı zamanda da çöp taksisi kullanıyorum. Sabahları çok erken saatlerde gün ışımadan sahaya inip çöpleri topluyoruz. Sahada 38 tane bayan çalışanımız var. Çok erken saatlerde kalkıp İzmir’i pırıl pırıl, tertemiz bir hale getirmek için çaba sarf ediyoruz. Kadına gerçekten sahip çıkan bir kent burası. Kadın eli değdiği zaman İzmir daha da güzelleşiyor.”


Bu rekor zor kırılır

Sualtı Ragbi Federasyon Kupası'nda 13 sezondur şampiyonluğu kaptırmayan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kadın sporcularının başarısının ardında yine bir kadın var. Henüz 5 yaşında bir çocukken, İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Okulu öğrencisi olarak girdiği havuzdan bugün antrenör olarak çıkan Didem Özdem, bu alandaki rakipsizliğini takımına kazandırdığı sayısız başarı ve rekorlarla kanıtladı:

 “Genelde erkeklerin antrenörlük yaptığı bir dal su altı ragbisi. Eğer gerçekten bir işi severek yaparsanız, önünüze ne kadar engel çıkarsa çıksın her işin üstesinden gelirsiniz. Kadınlar  her zaman daha sorumluluk sahibi, daha disiplinli. Ben takımımızın uzun süredir rakipsizliğini de bu başarıya bağlıyorum. Ayrıca kadın milli takımının yüzde 85'ini de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sporcuları oluşturuyor. Bu da benim için büyük bir gurur verici bir şey.”