Türkiye’de 1 Temmuz itibariyle kısıtlamaların kaldırılmasının ardından vakalar ve ölüm sayıları artışa geçti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, daha bulaşıcı olan Delta varyantının vakaların yüzde 90’ını oluşturduğunu açıklamıştı.

İzmir Tabip Odası ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlığı Derneği ortak açıklamasında Alfa, Beta, Gamma ve Delta varyantlarındaki başlıca üç mutasyonun dışında alt türler saptandığı duyuruldu. Ortak yazılı açıklamada, yeni varyantların saptanması ve özelliklerinin araştırılabilmesi için nükleik asit dizi analizlerinin yaygınlaştırılması ve sonuçlarının açıkça paylaşılması gerektiği vurgulandı.

‘Varyantlar yakından izlenmeli’


Açıklamada şöyle dendi: “Covid-19’a neden olan virüsün (SARS-CoV-2) mutasyonlarının dünyada yayılmakta olduğu ve küresel bir tehdit oluşturduğu görülmektedir. Mutasyon, virüslerin çoğalması sırasında nükleik asit dizilerinde (genomunda) ortaya çıkan değişikliklerdir. İlk tanımlanan virüse göre farklı özellikler gösteren mutasyonlu virüslere varyant virüs denmektedir. SARS-CoV-2’nin toplumda hızlı yayılması ve çoğalması, virüste yeni mutasyonların ortaya çıkmasına, virüsün varlığını sürdürmesine yardım eden (örneğin, kolay yayılmasını, konak hücrelerine daha kolay girmesini, konağın bağışık yanıtlarından kaçabilmesini sağlayan) mutasyonların birikmesine yol açarak varyantların gelişmesine neden olmaktadır. Bu nedenlerle, hastalığın ortaya çıkmasını engelleyecek korunma stratejilerinin geliştirilmesi ve koruyucu önlemlerin hızlı bir şekilde uygulanması gereklidir. Bunun yapılabilmesi için toplumda var olan varyantların yakın izlemi, yeni varyantların saptanması ve elde edilen verilerin başta sağlık sunucuları olmak üzere toplumla hızlı paylaşımı kritik önem taşımaktadır.”

‘Hekimlere ve toplumlara açıklama yapılmalı’

Varyant virüslerin toplum sağlığı ve salgının seyri üzerine etkilerine dayanarak gruplandırıldığı belirtilen açıklamada şu bilgilere yer verildi: “Endişe verici varyantlar olarak şu anda Alfa, Beta, Gamma ve Delta varyantları tanımlanmaktadır. Ayrıca, gözlem altında tutulması gereken ve araştırma altında olan gruplarda çok sayıda varyant bulunmaktadır.

Ülkemizde şu anda başlıca mutasyonları saptayan farklı PCR kitleriyle varyantlar araştırılmaktadır. Bu kitlerin ve algoritmaların standardizasyonunun sağlanması ile sonuçlar daha iyi yorumlanabilecektir.

Sağlık Bakanı, Türkiye’de Delta varyantının baskın olduğunu bildirmiştir. Ancak İzmir’de, Alfa, Beta, Gamma ve Delta varyantlarındaki başlıca üç mutasyonu hedefleyen PCR kitleri ile yapılan analizlerde, üç mutasyonu da taşımayan suşlar saptanmaktadır. Ayrıca, bu mutasyonları farklı kombinasyonlarla taşıyan suşlar da bulunmaktadır. Bu suşların özelliklerinin anlaşılabilmesi için genom analizi (nükleik asit dizi analizi) yapılması gereklidir. Bu örneklerin bir kısmı Türkiye Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’ne (HSGM) ileri inceleme için yollanmakta, ancak sonuçları hakkında hekimlere ve topluma bir açıklama yapılmamaktadır. İller/bölgeler incelendiğinde enfeksiyon ve aşılama oranlarındaki farklara ek olarak varyantlarda da farklar oluşabileceği beklenmektedir. Varyant PCR testleri ile varyantların araştırılması yeterli değildir. Dizi analizi yapılacak örneklerin seçim kriterleri toplumdaki enfeksiyon ve hastalık özelliklerine göre belirlenmelidir. Bunlar yapılmadığı sürece mevcut varyantların ve yeni gelişecek olanların gözden kaçabileceği unutulmamalıdır.”