İzmir'de geçen 30 Ekim tarihinde 6.6 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiş, depremde 17 bina yıkılırken, 5 bine yakın bina da hasar görmüştü.

İzmir'de yıkılan binaların ortak özellikleri ile ilgili bilgi veren Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir'de zeminin genelde yumuşak yani zayıf zemin olduğunu söyledi. Buna alüvyon adının verildiğini anlatan Sözbilir, normal şartlarda bu zeminlere doğrudan yapılaşmanın yapılmadığını ifade etti. O tarz zeminlerde mutlaka jeolojik- jeoteknik analizlerin yapılması gerektiğini vurgulayan Sözbilir, daha sonra da zemin etütlerinin yapılması gerektiğini anlattı. Bu analizlerin sonuçlarına göre bölgeye projenin yapılacağını belirten Sözbilir, ancak 1999 yılından önceki çalışmalarda bu tür raporların zorunlu olmadığını hatırlattı. Bu yüzden çok az sayıda insanın bu incelemeleri yaptırdığını anlatan Sözbilir, Bayraklı tarafında yıkılan o 17 binada da zemin etütü olmadığını vurguladı.


O bölgede zemin etütü incelemesi yapılsaydı o binaların yıkılmayacağını söyleyen Sözbilir, "Biz depremden sonra, Deprem Araştırma Merkezi olarak sürekli orada ölçümler yapıyoruz. Yıkılan binaların oradaki kesimleri inceliyoruz. Zeminin özelliklerini ortaya çıkartmaya çalışıyoruz. Şu an orada yeniden yapılaşma başlarsa, şu anki kurallara göre jeoteknik ve jeolojik etüt yapılacak. Arkasından zemin etütü yapılacak. İki kat kontrol var aslında. Bu parametrelere göre hem zemin iyileştiriliyor hem de statik proje o bilgilere göre yapılıyor. Şu anki mekanizmaya göre yapıların hiçbirinde, yıkım gerçekleşmemesi gerekiyor." şeklinde konuştu.


O BİNALAR YIKILMALI

Bayraklı'da böyle yumuşak zemin üzerine inşa edilmiş 5 bine yakın 'hafif','orta' ve 'ağır' hasarlı bina olduğunu vurgulayan Sözbilir, özellikle ağır hasarlı olan binaların yıkılması gerektiğini ifade etti. Yıkım çalışmalarının da başladığını belirten Sözbilir, ancak orta ve hafif hasarlı binaların güçlendirilemesi için yapılacak çalışmaların hangi özelliklere göre yapılacağını sordu. Sözbilir şöyle devam etti: "Bunun için bina performans analizleri devreye giriyor hem de oradaki zeminin hangi özelikleri sağladığıyla ilgili jeolojik etütler yapılması gerekiyor. O çalışmalar zaten başlamıştı. Hem belediye hem devletin ilgili kurum ve kuruluşları hem biz üniversiteler olarak bu tür çalışmaları yapıyoruz. Dolayısıyla artık aslında Bayraklı özelindeki kısımlarda, bundan sonraki çalışmalarda zaten olması gerekenler yapılırsa bir sonraki depremde hiçbir bina yıkılmayacak ve kimse ölmeyecek"