Tekin çifti, 29 Ekim'de Feryal Özge (15) ve Ömer Yiğit (4) adlı çocuklarını Bornova ilçesindeki Rıza Bey Apartmanı'nda ikamet eden halaları Fatma Tekin Öztürk'e bırakarak Bursa'ya gitti.

Bir gün sonra meydana gelen depremde apartmanın yıkıldığını öğrenen Tekin çifti, İzmir'e dönerek 4 gün boyunca arama kurtarma çalışmalarını umutla takip etti. 2 çocuğunun ve halalarının ölüm haberini alan çift, hayatlarının en büyük acısını yaşadı.

Bornova'daki evleri hasar almamasına rağmen taşınma kararı alan çift, Menderes ilçesinde yeni bir hayat kurdu. Çocuklarının adını yaşatmak için başta öğrenciler olmak üzere çocuklar için hayır işleri yapan çift, bundan sonraki hayatlarını bu şekilde sürdürmeyi planlıyor.

Neslihan Tekin, depremin ardından hayata bakışlarının tamamen değiştiğini söyledi.

Depremden sonra yaşamlarında büyük bir boşluk oluştuğunu anlatan Tekin, şöyle konuştu:

"Allah kimseye yaşatmasın, gerçekten çok büyük bir acı. Ben evlatlarımın şu an çok güzel bir yerde, cennette huzur içinde olduğuna inanıyorum çünkü ikisi de melekti ama burada bize çok büyük bir özlem kalıyor. Canınızdan can, içinizden parça, hayatlarınızdaki en büyük yeri yüzde 99'unu alan evlatlarınız yok ve siz bir başınızasınız. Değil burası, bu ev, bizim için hiç fark etmez, Paris'te de Londra'da da olsak hiç önemli değil, biz büyük bir boşluğun içindeyiz ve bu bir gerçek. Hayata tutunmaya çalışıyoruz çünkü biz öğretmen anne ve baba olarak hem işimizi hem evlatlarımızı, şehrimizi, yerimizi, yurdumuzu çok seven kişilerken birdenbire 10-15 saniye içerisinde her şey tepetaklak oldu. Biz kolaya kaçmayarak yaşadığımız acıyla yüzleşmeyi seçtik."

Depremden sonra eşiyle birlikte yaşamlarını hayır işlerine adadıklarını vurgulayan Tekin, çocuklarının ismini yaşatmak için kütüphaneler, laboratuvarlar, parklar yapmaya devam edeceklerini dile getirerek, "Bu dünyada insanlığa yaraşır bir şeyler yaparak yaşayalım ve öyle gideyim istiyorum çünkü bu dünyada en büyük haz gerçekten iyilik, insanın birbirine yaptıklarıyla gelen iyilik ve çok güzel bir şey. Zaten bu hazzı bir kere yakaladınız mı bir daha bundan ayrılamıyorsunuz. Bizim dünyamız artık yardımlaşma, hayır ve iyilik. İnşallah ömrümüzün sonuna kadar da Allah bizi bununla yaşatır ve böyle ömrümüzü tamamlarız." diye konuştu.

"Tek amacım çocuklarımın adını yaşatmak"

Recai Tekin de depremden sonra hayatlarının değiştiğini ve yeni bir başlangıçla yaşamlarına devam ettiklerini söyledi.

Her gün çocuklarının acısıyla güne başladıklarını belirten Recai Tekin, sözlerini şöyle tamamladı:

"Acıyla birlikte yaşamaya çalışıyoruz ve bizim için en önemli amaç bu süreçte çocuklarımızın adını yaşatmak adına yapmış olduğumuz çalışmalar. Bu çerçevede hayır işlerine devam edeceğiz. Bornova'da yapılan ve çocuklarımın ismi verilen bir parka 2 çınar ağacı diktik. Kızımın ismi, depremden önceki süreçte yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle gidemediği lisedeki kütüphaneye, vefatının ardından verildi ve biz de kitap yönünden zenginleştirmeye çalışıyoruz. Gönüllü arkadaşlarımızın destekleriyle Şanlıurfa'daki bir ortaokulda bir kütüphane açtık. Yine İzmir'de bir liseye laboratuvar kazandırma çalışmalarımız var. Ömrümüz vefa ederse eşimle beraber bu tür özellikle çocuklara, yardıma ihtiyacı olan insanlara yönelik hayır faaliyetlerini devam ettirmek istiyoruz."