Rıza Bey Apartmanı enkazından alkışlar eşliğinde çıkarıldıktan sonra Ege Üniversitesi Hastanesinde tedaviye alınan ve ameliyat edilen Okan, depremde bacaklarının üstüne yığılan "molozların ağırlığını" geride bıraktı.

Hastanede 4 hafta tedavi gördükten sonra taburcu edilen Okan, İzmir'in Karşıyaka ilçesindeki bir klinikte aldığı 9 aylık fizik tedavi sürecini tamamladı.

Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı 12. sınıf öğrencisi olan depremzede genç kız, önce tekerlekli sandalyeden kalkıp ilk adımlarını attı, sonra her gün saatlerce ayakta durmaya, koşmaya, parmaklarının üstünde yükselmeye çalıştı ve yaklaşık 270 günlük mücadelenin ardından kliniğin kapısından yürüyerek çıktı.

İnci Okan, bacaklarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldığını, bu nedenle hem fiziksel hem de psikolojik olarak karanlık dönemlerden geçtiğini söyledi.

Enkaz altında kaldığı anların çok zor geçtiğini, molozların altından çıkarıldıktan sonra daha da zorlandığını belirten Okan, şöyle devam etti:

"Yaklaşık 1-2 ay boyunca hiç adım atamadım. Ayağa kalktığımda inanılmaz, dayanılmaz bir ağrı vardı. Günlük aktivitelerimin hiçbirini yapamıyordum. Birinin yardımı olmadan ayağa kalkamıyordum. İlk defa ayağa kalktığımda dayanamayacağımı düşündüm. Küçük adımlarla başladık ama şimdi istediğim yere koşarak gidebiliyorum."

Depremzede genç kız, önce elektroterapi aldığını, daha sonra yürüme ve egzersiz programlarına başladığını ifade ederek, "Sağ bacağımı bir daha kullanamayacağımı düşünüyordum. Topallamak bile benim için yeterliydi ama hiç beklemediğim bir sürede sorunsuz yürüyebildim." diye konuştu.

İnci'nin ardında bıraktıkları ve hedefleri

Aynı depremde babaannesi Aysel Okan'ı kaybeden İnci Okan, "10 saniyede insan evini, ailesini, her şeyini kaybediyor. Ben de ayağımı kaybedebilirdim. Onun için çevrenizdeki insanlara sevdiğinizi söyleyin ve sevdiğiniz işe sarılın." dedi.

Okan, depremin olumsuz etkilerini keman çalarak aştığını anlatarak, en büyük hedefinin bundan sonra mutlu olmak, mutlu olduğu işi yapmak ve müzikten hiç ayrılmamak olduğunu vurguladı.

Gönüllü fizyoterapistin mutluluğu

Fizyoterapist Ezgi Eryılmaz da kliniğe tekerlekli sandalye ile gelmeye başlayan İnci'nin günlük hayatına dönmesinin "tarif edilemez bir mutluluk" olduğunu kaydetti.

Depremden sonra fizyoterapistler olarak bir dayanışma grubu kurduklarını ve depremzedelere hızlıca ulaşmayı hedeflediklerini aktaran Eryılmaz, İnci Okan ile aynı depremde yaralanan kuzeni Alp Kırabalı'ya da destek vermek istediğini dile getirdi.

Eryılmaz, İnci Okan'ın başlarda durumunun oldukça kötü olduğunu ve yürüyememe ihtimalinin de bulunduğunu belirterek, "Yapabileceğimizin en iyisini yapmak için yola çıktık. Umduğumuzdan çok daha kısa sürede başardık. Onun yürüdüğünü görmek en büyük mutluluk. İnsan başka ne ister?" dedi.

Fizyoterapist Eryılmaz, tedavi sonrası her hareketi yapabilen İnci Okan'ın bundan sonraki hayatında da çok başarılı olacağına inandığını, onu bir gün çok ünlü ve başarılı bir müzisyen olarak görmek istediğini sözlerine ekledi.