İzmir'e TCDD 3’üncü Bölge Müdür Yardımcısı olarak atanan Cüneyt Can'ın, kentin ilk saat kulesinin bulunduğu 2’nci Abdülhamit döneminden kalan tarihi binanın balkonunu PVC doğrama ile kapattırdığı öne sürüldü. 131 yıllık tescilli binanın balkonuna yerleştirilen PVC doğrama, gelen tepkiler üzerine TCDD Genel Müdürlüğü'nün talimatıyla kaldırıldı.

Lojman olarak kullanılan Alsancak Garı yerleşkesindeki tarihi binaya yapılan müdahalenin talihsizlik olduğunu söyleyen Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı İlker Kahraman, söz konusu binanın kent belleğinde izi olan tarihi bir yanı olduğunu dile getirdi. Bazı tarihi yapıların sadece kullanana değil tüm kentliye ait olduğunu anlatan Kahraman, "TCDD'ye ait binaya müdahale için bildiğim kadarıyla izin alınmamış. Kurulun da bu konuda bir soruşturma yürüttüğünü biliyorum. Aslında söz konusu yapı, tarihi kent belleğinde izi olan bir yapı. O yapı herkes için özel. O yapı aile büyüklerinin de hafızasında aynı şekilde yer alıyor. Sadece kullanana ait değil tüm kentliye ait bir yapı. Oradaki herhangi bir değişiklik tüm kentliyi ilgilendiriyor. Korumadaki bir yapıyı kendi isteğinize göre değiştirme şansınız yok. Kimi zaman kurula sunulan proje üzerinden çeşitli eklentiler yapılabilir. Bu yapıldı mı hakim değilim. Kişisel görüşüm ise kurul, o malzeme yerine metal malzeme kullanılmasını önerirdi. Bu talihsiz bir yaklaşım oldu" diye konuştu.

'FAZLA BİR MEKAN ELDE ETMEK İSTEMİŞ OLABİLİRLER'

Değişikliğin yer elde etmek maksadıyla yapılmış olabileceğini kaydeden Kahraman, sözlerine şöyle devam etti:

"Neye binaen bu değişikliğe ihtiyaç duyduklarını bilmiyorum. Fazla bir mekan elde etmek istemiş olabilirler ama var olan balkonu bu şekilde kullanmanın yanlış olduğunu fark etmişler. Kurulun kararına göre gerekli uygulama mutlaka yapılır. Çünkü o yapıyı olduğu gibi korumak gerekli. Yapının gelecek kuşaklara aktarılması kadar yapılan değişiklikler de önemli. Değişiklikler hem kent hafızasına zarar verebiliyor hem de gelecek kuşaklara bilginin yanlış aktarılmasına neden oluyor. Biz eklediğimiz şeyin tarihi dokudan farklı olduğunu belli etmek amacıyla farklı malzemeler kullanıyoruz. Bunlar korumada kullanılan yöntemlerdir. Farklı uygulamaları çokça vardır. İzmir'de kurullar iyi çalışır. Burada binanın yeni işlevler ile yaşaması adına tarihi eklentileri de içinde barındıracak şekilde değiştirilmesi yönünde önerilen projelerle beraber bir tartışma yürütülerek karar verilir. Ama bu sadece bir uzmanın tek başına verebileceği bir karar değildir. Uzmanların arasında bir tartışma yürütüp yaklaşımın doğru olup olmadığına karar vermek gerekir. Ancak ondan sonra siz bir değişiklik yapabilirsiniz. Kentli için doğru yaklaşım budur. Tarihten bağımızı koparmak istemiyoruz. Şehirde yaşarken geçmiş yılların deneyimlerini de yaşamak istiyoruz. O nostalji bizi kente bağlayan ana unsurlardan biridir. O nedenle koruma kurulları iyi ki varlar."

'KENT ESTETİĞİ AÇISINDAN SORUN OLMAMALI'

Tarihi binalara müdahale ederken yapıldığı dönemde hangi malzemeler kullanıldığının iyi bilinmesi gerektiğini anlatan Kahraman, "Bu binaya PVC malzeme kullanılmış. Yapıldığı dönemde bunun olma ihtimali var mı? Özel yapılar koruma altındaki yapılar. Bunlardaki tüm yaklaşım yapının hak ettiği şekilde olmak zorunda. Siz istediğiniz uygulamayı yapamazsınız. Bunun da kent estetiği açısından çok önemli bir sorun hale gelmesinin önüne geçmek gerekir. En önemlisi görünüşün eski haşmetini kaybetmesine engel olacak tarzda olması gerekir ki kent hafızasındaki yeri korunsun" diye konuştu.

Kahraman, her eski ya da tarihi yapının korunmaya layık olmadığını söyleyerek, korunmaya layık olanlara ilgili koruma kurulundan görüş alınarak müdahalede bulunulabileceğini kaydetti. Konunun uzmanı bir restoratör mimarın sunduğu çalışma üzerinden müdahalenin gerçekleştirilebileceğini dile getiren Kahraman, onaylanmış rölöve ve restorasyon projelerinin gerekli olduğunu ifade etti. Yıpranmış durumdaki bir tarihi yapının eski durumunun ne olduğu konusunda çeşitli fotoğraflar bulabildiklerini anlatan Kahraman, "Eski yaşamışlıklar üzerinden söyleşiler yaparak kanıtlayabildiğimiz belgeleri sunuyoruz. Sunulmuş belgeler üzerinden yapının orijinal halinin ne olduğuna karar verilmiş oluyor. Kurul orijinal haline uygun olarak yenileme yapılmasına izin veriyor. Koruma kurulunda farklı meslek disiplinlerinden insanlar ve üniversitelerden hocalar belirli aralıklarla toplanırlar. Bizler de mimarlar odası olarak izleyici olarak katılırız. Elde edilen çizimler üzerinden bir karar verilir" dedi.