İzmir Musevi Cemaati, "İzmir Musevi Cemaati Vakfı" adıyla tescillendi. Böylece cemaatin, 100 yıllık bir geçmişe dayanan sorunu da çözülmüş oldu. Cemaatin "vakıf" adı altında tescillenmesinin ardından sırada 22 taşınmazın vakfa kaydedilmesi var. İzmir Havra Sokak'ta bulunan Şalom, Giveret, Elgazi, Bikurholim, Beth İsrael ve Roşarr sinagoglarıyla birlikte kullanılmayan 12 sinagog ve 4 dükkan, bürokratik işlemlerin tamamlanmasının ardından vakfa verilecek.

Tarihi kararın mimarlarından Vakıflar Meclisi'nin cemaat vakıfları temsilcisi Laki Vingas şunları söyledi: "Cemaatin cumhuriyet tarihi boyunca tüzel kişiliği yoktu. Fakat geçmişten gelen dini ve kültürel bir birikimi de bulunuyor. Bu tarihi kararla birlikte cemaate tüzel kişilik kazandırdık. Dolayısıyla dün yani yüzlerce yıldır var olan bugün de devam eden kentin en eski cemaatlerinden de biri olan Musevi cemaatinin hukuksal kimliğini yarattık ve taşınmazların tescilinin yolunu açtık. Çünkü, günümüze kadar oradaki mülkler, ibadethaneler ya hahambaşılığa ya da cemaat adına kayıtlıydı. Bir disiplinsizlik vardı. Biz kararımızla bütün bunları vakıf çerçevesi içine alıyoruz."

İzmir Musevi Cemaati Başkanı Jak Kaya da "İzmir Cemaati'nin en önemli eksikliği, tüzel kişiliği olmamasıydı. Cemaatimiz 1936 yılındaki vakıf yasasındaki değişiklik kapsamında beyanname veremediği için vakıflaşamamıştı. Bu tarihten itibaren de vakıf oluşturulamadığı için sinagoglarımızın mülkiyet sorunu devam ediyordu. Bu sayede sinagoglarımız ile dükkanlarımızı vakfımıza tescil edeceğiz" dedi.

Vakıflar Meclisi'nin aldığı karar doğrultusunda hazırladığı bilgi notunda yer alan dikkat çekici değerlendirmeler ise özetle şöyle: "İzmir'in muhtelif semtlerinde İzmir Musevi Cemaati adına kayıtlı taşınmazlar bulunmakta olup bu taşınmazların havra, sinagog ve mezarlık vasfında olduğu ve İzmir'de yaşayan yerleşik Musevi Cemaati tarafından kullanıldığı bilinmektedir. İzmir Musevi Cemaatinin tasarrufundaki taşınmazların fermanla tahsis edildiği ve bu fermanın ise 1841' deki büyük yangında kaybolduğu bilinmektedir. Sonuç olarak, İzmir Musevi Cemaatinin Osmanlı döneminde devletçe kabul edilen bir hayır müessesesi olduğu sonucuna varılmıştır."