Davaya konu olay, Alsancak Gündoğdu Meydanı'nda 2 Haziran 2013 tarihinde meydana geldi. Gezi Parkı olaylarını protesto edenlere polis müdahalede bulundu. Bu sırada polis biber gazı ve cop kullanırken, protestocu gruptan polise taş atıldı. Polis meydandaki kalabalığa çok sert müdahale edip dağıttı. Bu sırada Kordonboyu'nda rıhtım üzerinde oturan ve eylemle ilgileri olmadığı öne sürelen birkaç genç de polislerce coplandı. Üç polis buradaki gençleri coplarken, biri de genç kızın saçını çekti.

Bu görüntüler Türkiye genelinde büyük tepkiye neden oldu. İçişleri Bakanlığı'nın görevlendirdiği Mülkiye Müfettişi Arif Yıldırım ile Polis Başmüfettişi Osman Babadağ, iki polisi kask numaralarından belirleyip soruşturma açtı. Müfettişlerin önce pasif göreve çektiği iki polis, daha sonra açığa alındı. İzmir Barosu da saç çeken polislerin cezalandırılması için savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı, toplantı ve gösteri yürüşünü sonlandırılmakla görevli sanıkların olaya karışmayan ve sahil kenarında oturan gençlere karşı 'Hukuka aykırı', yetkilerini aşarak zor kullandıkları gerekçesiyle, 'Görevi kötüye kullanma' suçundan 1-3 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açtı. Savcı mağdurların kimliklerinin tespit edilmemesi nedeniyle de sanıklar hakkında etkili eylem suçundan dava açma imkanı bulunmadığını belirtti.

32'nci Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz yargılanan sanık polis memurları İ.G. ve M.K. ile katılmazken, avukatları Tolga Yurdakul hazır bulundu. Beşinci celsesi yapılan duruşmada, olay günü görevli Emniyet Müdürü Ömer Öztürk, tanık olarak dinlendi. Ömer Öztürk, "Ben olay günü emniyet müdürü olarak görevliydim. Bana grubumu toplayıp Gündoğdu'dan çıkma talimatı verildi. Ben de bunun üzerine grubumu toparlamaya başladım. Bu sırada sarı lacivert formalı çocuğa bizim memurlarımızın birşeyler söylediğini gördüm. Memurlara çocuğu bırakıp, bizim gruba dahil olmalarını söyledim. Sanıkların eylemini görmedim. Zaten görsem müdahale ederdim. Eylem yapan şahıslar grupları ile birlikte iken polislere taş atmış ya da küfür etmiş olsalar dahi, daha sonra sahil kenarına gidip normal vatandaş gibi otururularsa, bu şahısları göz altına almak için zor kullanılması gerekmez. Ancak şahıslar direnirlerse orantılı ölçüde zor kullanılır. Gözaltına alınma işlemleri sırasında küfür etmeleri zor kullanmayı gerektirmez. Olay günü hiç istirahat edememeştik. İki saat uyku ile duruyorduk. Çok yorgunduk" dedi.

Sanıkların avukatı Tolga Yurdakul, mahkemenin uygun görmesi halinde görüntülerin duruşma salonunda izlenmesi ve son savunmalarını yapmak için süre istedi. Hakim Fulya Doğan Başaran, talepler doğrultusunda karar verip, duruşmayı erteledi.