Ülkemizde deprem alanındaki çalışmalarıyla ün kazanan Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın yaptığı araştırma İzmir ile ilgili gerçeği gözler önüne serdi.

Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın yaptığı araştırmaya göre, İzmir'de her 140 yılda bir büyük deprem oluyor. İzmir'de yaşanan 6.4'ün üzerindeki son büyük deprem 1870 senesinde meydana gelmiş. Araştırmaya göre 140 yılda bir yıkıcı depremlerin tekrarlandığı varsayılacak olursa, bir sonraki depremin yakın bir tarihte yaşanacağı tahmin ediliyor. Kenti boydan boya saran İzmir kırığının, bu şiddetteki depremi yaratabilmesinin mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Ercan böyle bir durumda İzmir Körfezi'nin kuzey kısmının daha fazla zarar görebileceğini ifade etti. İzmir'in altının giderek gerildiğine değinen Ercan meydana gelecek depremden daha çok etkilenmesi beklenen yerlerin dolgu alanları üzerine inşa edilen Alsancak'ın bir kısmı, Bayraklı, Karşıyaka, Bostanlı, Mavişehir ve Çiğli olacağını açıkladı. Ercan bu bölgelerdeki yüksek yapılaşmaların da zararı artırmasının muhtemel olduğuna değindi.

İzmir'deki yerel yöneticilerin, deprem konusundaki hassas tutumlarının, yıkım riskini azalttığını belirten Prof. Dr. Ahmet Ercan, özellikle 2006'da yürürlüğe giren deprem yönetmeliğinin ardından binalar daha güçlü yapılmaya başlandığını ifade etti. Kent yapılaşmasının tepelere doğru gelişmesinin de deprem riskini azaltan önemli bir faktör olduğunu belirten Ercan, İzmir'in en güvenilir ilçelerini ise Selçuk, Bayındır, Kiraz, Beydağ, Aliağa, Kınık ve Menderes olarak sıralıyor.

"2001'den Sonra Yapılan Binalar Güvenilir"


Selçuk'un Jeofizik açıdan güvenilir olmasının Selçuk halkı için sevindirici olduğunu belirten Selçuk Belediye Başkanı Hüseyin Vefa Ülgür “İnsan hayatına verdiğimiz değer nedeniyle belediye olarak biz de tedbiri elden bırakmıyoruz. Selçuk'ta özellikle 2001'den sonra yapılan yapıların depreme üst düzeyde dayanıklı olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü biz yapı denetim işini yapı denetim firmalarına havale etmedik. Selçuk Belediyesi'nin yeni yapıları ruhsatlandırmadan önce yaptığı ciddi denetimler Selçuk'ta depreme dayanıklı binaların inşa edilmesine önemli bir katkı sunmuştur” dedi.

Geçmişte yaşanan büyük depremlerle bölgedeki büyük fayın kırılmasının yaşanacak yeni depremlerin şiddetini azaltacak bir faktör olarak rahatlatıcı olduğunu belirten Başkan Ülgür “Deprem insanüstü bir olay. Depremin engellenmesi mümkün değil ama depreme dayanıklı binalar yapılarak ve insanların deprem konusunda bilinçlenmesi sağlanarak, olası bir depremde yaşanacak zayiat en aza indirgenebilir. Japonya bunun için iyi bir örnek” diye konuştu.

"Yapı Denetiminde Belediyelerin Yetki Ve Sorumluluğu Arttırılmalı"

Hazırlanmakta olan yeni yasal düzenlemelerle yapı denetim konusunda inşaat mühendisleri odaları ve belediyelerin yetkilerinin azaltılmasının söz konusu olduğunu, bunun da büyük tehlike yaratacağına dikkat çeken Başkan Ülgür “Türkiye'de inşaat sektörü önemli bir rant aracı oldu ve bu mantıkla bugünlere gelindi. Yapı denetim firmaları ile müteahhitler arasında adeta bir işçi işveren ilişkisi var. Bu da yapı denetim işinin sağlıklı yürümesini engelliyor. Bu kadar önemli bir konu mutlaka kamu tarafından denetlenmeli. Bütün çağdaş ülkelerde yeni yapıların denetiminde belediyeler ve meslek odaları ciddi yetki ve sorumluluklara sahiptir. Ben buradan bütün belediye başkanlarına çağrı yapıyorum. Yapılan bu yasal düzenlemeye müdahale etmeliyiz. Belediyelerin hem yetkisi hem de sorumluluğu artmalı” dedi.