İskender Dörtoluklar- Güvenli kürtaj hakkının, kadınların kendi bedenleri ve doğurganlıkları üzerinde karar verme hakkının vazgeçilmez bir parçası olduğunu savunan Kurultay,"Başbakan,' Her kürtaj bir Uludere'dir' diyerek, kadınların bedensel haklarını yaşama geçirmeleri ile bombalı bir saldırıyla insanların öldürülmesini eş tutmuştur.Biz kadınlar soruyoruz; Kim namuslu? Kim ahlaklı? Kim katil? Böylesi bir karar, milyonlarca kadının yaşam hakkının ve kadın, erkek ve çocukların insan onuruna yaraşır bir yaşam sürme haklarının açık bir ihlali anlamına gelir. Biz İzmirli Anneler, kürtajı yasaklamak için başlatılan sürecin ve Başbakan ve hükümetin kadın bedenini hedef alan siyasetinin derhal kaldırılmasını talep ediyoruz" ifadesini kullandı.

Türkiye gündeminde yoğun şekilde yer alan kürtaj tartışmalarına bir tepki de İzmirli Anneler Grubu'ndan geldi. İzmirli Anneler Grubu, kürtaj ile ilgili tepkilerini yürüyüş yaparak dile getirdi. Yürüyüşün sonunda ellerindeki yapma bebekleri ve tel askılıkları yere atarak eylem gerçekleştiren İzmirli Anneler Grubu açıklamalarda bulundu.  İzmirli Anneler Grubu Sözcüsü Evren Kurultay, tepkilerini dile getirerek, "Kürtajı yasaklamak için başlatılan sürecin derhal durdurulmasını istiyoruz. Kürtajın yasaklanması veya süre ve koşullarının darltılması, kadın sağlık ve yaşam haklarının ihlalidir. Kadınların cinsel ve doğurganlık sağlıkları ve hakları ile ilgili karar verme haklarının ellerinden alınmasıdır. Hiçbir bilimsel veriye dayanmayan bu vahim girişim, dünya deneyiminin de gösterdiği üzere, kürtaj oranları düşürmeyeceği gibi, güvensiz koşullarda kürtaja yol açıp kadın ölümlerini arttıracaktır" açıklamasında bulundu.

"Kürtaj, sosyal bir hak olarak yaşamsaldır"

Kürtajın değil, esas olarak kürtajın yasaklanmasının cinayet olduğunu belirten Kurultay," Kadınların özgür tercihiyle yapılan güvenli kürtaj yaşam hakkıdır, kısıtlanamaz, yasaklanamaz. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, güvenli olmayan koşullarda yapılan düşükler nedeniyle her yıl dünya çapında onbnlerce kadın hayatını kaybetmektedir. Kürtajın Türkiye'de arttığı yönünde hiçbir veri yoktur. Tam tersine 1993'te 100 gebelikten 18'i kürtajla sonuçlanırken, bu oran 2008'de yüzde onlara gerilemiştir. 1994-2011 yılları arasında 26 ülke kürtaj ile ilgili engelleri kaldırmaya yönelik adımlar atmışken , Türkiye'de yasaklanması veya kısıtlanması kabul edilemez.  Ücretsiz, kolay erişilebilen, yüksek standartlardaki doğum kontrol yöntemlerini teşvik etmek yerine kürtajın kısıtlanarak ya da yasaklanarak kadınların sağlık ve yaşama hakkının riske atılmasına karşı çıkıyoruzKürtaj, bir seçim özgürlüğü olduğu kadaraynı zamanda sosyal bir hak olarak da yaşamsaldır"şeklinde konuştu.