İzmir Kent Konseyleri Birliği, bin 786 kişiyle anket yaptı. İşte, sonuçlar:

İzmir Kent Konseyleri Birliği Dönem Sözcüsü Metin Erten, şehrin farklı yerlerinde toplam bin 786 kişiyi kapsayan anket çalışması yaptıklarını açıkladı. Erten, “Anket sonucunda İzmirlilerin EXPO ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıkları ortaya çıktı. Yeterli bilgiye sahip olmamak, yeterli desteği sağlayamamak anlamına geliyor” dedi.

Yüzde 58’i İzmir alır dedi


Metin Erten, ankette, İzmirlilerin yüzde 57’sinin EXPO’nun anlamını bilmediği yanıtı verdiğini söyledi. Katılımcıların yüzde 76’sının İzmir’de EXPO ile ilgili çalışmaya rastlamadığı, yüzde 52’sinin logoyu bilmediği, yüzde 74’ünün İzmir’in sağlıklı ve çevre sorunları olmayan bir kent olmadığına inanmadığı, yüzde 48’inin nerede yapılacağını bilmediğini sonucuna ulaştıkları bilgisini veren Erten, şöyle konuştu: “Ankete katılanların yüzde 58’i EXPO’yu İzmir’in alacağını düşünüyor. Yüzde 72’si hangi yıl için başvuru yapıldığını biliyor. Yüzde 62’si çalışmalara sivil toplum örgütlerinin katılımını destekliyor.”

Sivil toplum katkısı önemli


Buna karşın İzmirlilerin çalışmaları kimin yürüttüğünü ‘Yüzde 50 belediye’, ‘Yüzde 20 valilik’ yanıtıyla bilmediğinin ortaya çıktığını dile getiren Metin Erten, anket sonuçlarına göre EXPO’nun İzmirliler tarafından benimsenmesi için sivil toplum kuruluşlarını da çalışmalara katılmasının sağlanması gerektiğini dile getirdi. TMMOB İzmir Dönem Sözcüsü Ferdan Çiftçi ise “EXPO’yu kazanırız” diyemediğini, çünkü dış temaslarla ilgili bilgileri olmadığını bildirdi.


İşte sonuçlar

EXPO’yla ilgili çalışmaya rastlamadım (Yüzde 76).

İzmir’in sağlıklı ve çevre sorunları olmayan bir kent olmadığına inanmıyorum (Yüzde 74).

Hangi yıl için başvuru yapıldığını bilmiyorum (Yüzde 72).

Çalışmalara sivil toplum örgütlerinin katılımını destekliyorum (Yüzde 62).

EXPO’yu İzmir’in alacağını düşünüyorum (Yüzde 58).

Ne anlama geldiğini bilmiyorum (Yüzde 57).

Nerede yapılacağını bilmiyorum (Yüzde 48).

EXPO NEDİR?

EXPO dünyanın en büyük kültür, tarih ve eğitim olimpiyatlarıdır.

Ülkeler uzmanlaşmış oldukları konulardaki bilgi birikimlerini daha yaşanır bir dünya için paylaşmak üzere bir araya gelir. Burada ürünler değil fikirler, kültürler ve dünyanın geleceği için projeler sergilenir.

EXPO’lar bir yandan dönemin teknolojik, bilimsel ve kültürel gelişmelerini sergilerken, aynı zaman da büyük gelişmelerin habercisi olmuşlardır. 

EXPO’nun doğduğu 1850’ler sanayi devriminin başladığı yıllardır.

Üretim biçimlerindeki gelişmeler sermaye birikimini arttırırken, ekonomik ve sosyal yaşamda da köklü değişikliklere yol açmıştır. Ülkeler arasındaki ticaret çok büyük hızla artmış, üretim fazlasına sahip olan ülkeler bu fazlayı satmanın, pazarlamanın yollarını aramışlardır.

İşte bu ihtiyaç, büyük çaplı ticaret fuarlarının da doğmasına neden olmuştur. Aynı fuarlar, sanayi devrimi ile büyük değişim geçiren teknoloji ve üretim biçimlerindeki yeniliklerin de buluşma noktasını oluşturmuştur.

Bugün insanların kullandığı hesap makinesi, televizyon vb. teknolojik buluşların çok büyük bölümü, EXPO’larla insanlığın yaygın kullanımına sunulmuştur.

İlk EXPO, 1851 yılında Sanayi Devriminin beşiği İngiltere’de düzenlenmiştir.Fuar tüm dünyaya sanayi devrimi ile ulaşılan refah düzeyini de göstermiştir.

O tarihten bugüne, tam 55 kez Evrensel Sergi-EXPO düzenlenmiştir. 56. kez 2015’te Milano’da yapılacaktır.İzmir’in hedefi EXPO’yu düzenleyen 57. şanslı kent olmaktır.

EXPO’lar, Olimpiyatlar ve Dünya Kupası ile karşılaştırıldığında, üzerine kurulduğu alanın boyutları, yapılan yatırımların hacmi ve ziyaretçi sayısı nedenleriyle daha görkemli bir organizasyon olup, dünyanın en büyük sosyal ve ekonomik etkinliği olarak kabul edilmektedir.

EXPO’lar, 1928 yılından bu yana BIE, “Bureau International des Expositions” adındaki Uluslararası Kuruluş tarafından organize edilmektedir.

156 yıldır yapılan EXPO’lar, bugüne kadar 500 milyon üzerinde ziyaretçi çekmiş,  yapıldığı kentleri birer marka haline getirmiş ve insanlarının yaşam düzeyini yükseltmiştir.

Evrensel Sergiler en az 1500 dönüm arazi üzerinde kurulmakta ve 180 gün açık kalmaktadır. Bu süre içinde, sadece kent değil, bölge hatta ülke derinden etkilenmektedir.

EXPO için yapılan yatırımlar 10 – 15 milyar dolar civarında olurken bazı kentlerde, bu rakam, 25 milyar dolara çıkmaktadır.

Bu sergiler bugüne dek yapıldıkları tüm kentleri köklü bir şekilde dönüştürdükleri gibi, bu kentlere görkemli anıtsal yapılar da kazandırmışlardır. Paris’te Eyfel Kulesi, Brüksel’de Atomium, Londra’da Kristal Palas, bu yapıların örnekleridir.

EXPO sonrası ayrı bir değer ve anlam taşımaktadır kent için. Örneğin Sevilla’da, EXPO kapandıktan sonra EXPO alanı teknoparka dönüştürülmüş, teknoloji üreten firmalar bu alana toplanmıştır. Halen bu alanda 20.000 kişi istihdam edilmekte olup, elde edilen yıllık 1.7 milyar dolarlık artı değer, kent ve ülke ekonomisine akmaya devam etmektedir. Üstelik EXPO kapandıktan 15 yıl sonra.

Türkiye, ilk günden beri EXPO’ların iyi bir katılımcısı olmuş,  katılımı daima takdir toplamıştır Örneğin Sultan II. Abdülhamit’in ziyaretçi olarak gittiği 1889 EXPO’sunda, Osmanlı Pavyonu büyük sükse toplamıştır.

Nihayet, 2005 Aichi EXPO’sunda, kategorisinde altın madalya ile ödüllendirilen Türkiye, istikrarlı katılımcılığına rağmen, bir EXPO düzenlemeye talip olmamıştır.

Bir ülkenin EXPO düzenlemeye talip olması için öncelikle BIE’ye üye olması gerekmektedir. Bu nedenle, EXPO adaylığımızın ilk bölümünde ülkemizin BIE’ye üyeliğinin sağlanmasına ilişkin çalışmalar yürütülmüştür.