İzmir Ticaret Odası(İZTO)’nın çeyrek asırlık eski başkanı Ekrem Demirtaş ile yaptığımız röportajın ilk bölümünde 2018 yılında gerçekleşen seçimlerden sonraki süreci, İzmir Ekonomi Üniversitesiyle ilgili açılan davayı, Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri, mevcut İZTO yönetime bakışını ve Odadaki başkanlığı döneminde 10 yıllığına kiralanan Pasaport’ta yapılması planlanan ancak yapılamayan Dalgakıran, Marina, Akvaryum Projesi’ni ele almıştık. Ekrem Demirtaş ile sohbetimizin ikinci ve son bölümüne ise 2022 yılı içinde yapılması beklenen İZTO seçimleri, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin Güzelbahçe Kampüsü ile kentteki proje ve sorunlarla devam ediyoruz…

ÜZÜNTÜM; PROJENİN ÇÖP OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

Sayın Özgener geçtiğimiz günlerde Ekonomi Üniversitesi'nin Güzelbahçe Kampüsüyle ilgili çalışmaların başladığını belirtirken, yeni kampüs projesinin 1 Temmuz 2022’de temelini atmayı hedefledikleri söyledi. Bu adımı nasıl değerlendiriyorsunuz. Oda seçimleri yaklaşırken bu adımın atılması sizce bir seçim yatırımı mı?

-Güzelbahçe Kampüsü bizim tarafımızdan planlandığında buranın birim bilim vadisi, teknoloji kampüsü olması planlanmıştı ve buna göre de bir master plan yapıldı. Bu master planında ilkokuldan üniversiteye k12 dediğimiz; ilk, orta, lise ve üniversite. Hepsinin yer aldığı bir proje yapıldı. Bu dünya çapında üniversite kampüsü yapmış mimarlar arasında yapılan ihale sonucunda çok güzel bir proje çıktı. Burası devam etseydik bizim zamanımızda da yapılacaktı. Şimdi gündeme alınmış olması sevindirici. Ama burada biz tüm dünya üniversitelerini başarılı ülkelerin Amerika, İskoçya, Güney Kore’deki gibi başarılı üniversite kampüslerini inceleyerek bir proje geliştirdik. Üzüntüm; projenin İzmir Ticaret Odası Meclisi’nde çöp olarak değerlendirilmesi. Çöp olamaz!

ÜÇ, BEŞ KATLI BİNALAR YAPARAK KAMPÜS İNŞA ETMEYİ DOĞRU BULMUYORUM

Bizim yaptığımız proje diye onu uygulamaktan kaçınmış olabilirler. Ama bu projede mühendislik hesapları vardır. Bir takım ihtiyaçlar planlanmıştır. Bu projede araç kampüs içine giremez. İnsansız araçlarla kampüs içerisinde ulaşım sağlanır. Orada bir dere vardır orada çok suyu olmasa da bir yaşam yeridir. Çok büyük kütüphaneler yer alıyordu. O zaman her okulun ilk yılının yatılı olmasını zorunlu kılmıştık. Bunun için yurtlar gibi kapsamlı bir projeydi. Şimdi kampüsü bir ulusal yarışmayla kampüsü inşa edeceklerini ifade ediyorlar. Koç Üniversitesi dahi Amerika’daki bir mimarlık grubuyla anlaşılarak yapıldı. Tabi ki Türkiye’de bu işi yapacak mimar bulunamaz iddiasında bulunmak istemiyorum. Ama bizim üniversitedeki Mimarlık Fakültesi’ndeki hocalarımız “Bu kampüs projesini biz yapamayız” diyerek yurtdışında daha önce kampüs inşa etmiş firmaları önerdi. Biz de onu yaptık. Daha önce dünyanın en önemli mimarlarından, Aliyev’in külliyesini inşa eden Zaha Hadid’i Türkiye’ye çağırdık bize çok yüksek fiyat verdiği için ona yaptıramadık. Yapılacak projede çok dikkatli olunmalı. Ulusal bir yarışma projesiyle yapmak yanlıştır demiyorum ama İzmir Ekonomi Üniversitesi dünya üniversitesi olacaksa ki iddia budur. Gezilip, görülebilen geçenlerin hayran olduğu bir mimaride inşa edilmelidir. Üç, beş katlı binalar yaparak bu arazide kampüs inşa etmeyi çok doğru bulmuyorum.

BAŞARILI VE DİKKATLİ YÖNETİMLE OLUR

İzmir Ekonomi Üniversitesi 2001 yılında kurulduğunda Balçova’da Ahmet Piriştina yeri önerdi ve kiraladı. Biz kısa zamanda bir kumarhane otelini üniversite haline getirdik. Üniversitenin başarısında, öğrencileri seçmesinde kampüs çok önemli faktördür. Balçova Kampüsü çok beğenilen bir kampüs oldu. Biz oradaki tüm binaları üniversite hocalarımız ve kendi öğrencilerimizle yaptık. Kampüsteki binaları dışarıdan bir mimara yaptırmadık. Çünkü bina yapmak bizim için çok kolay. Kolay değil ama özellikli bina yapmak bizim hocalarımızın mahareti. İtalya’da yabancı diller okulu gümüş madalya, güzel sanatlar fakültesinin binası Türkiye’de yarışmalarda birincilik aldı. Ama kampüs farklı. Farklı olduğu için çok dikkatli olmak gerekiyor. Biz 222 dönüm arazi, onun yanında 40 dönüm Balçova Kampüsü ve 20 dönüm sağlık merkezi, hastane projesi için toplam 300 dönüm yer aldık. 100 bin metrekare bina yaptık. Hiçbir yardım almadan yaptık. Bunlar ancak başarılı bir dönem ve dikkatli bir yönetimle ancak gerçekleşebilir.

İZMİR’İN GİRİŞİNDE ÇİRKİNLİK ABİDESİ

-Başkanlığınız döneminde gündeme getirdiğiniz Alsancak Kordon’daki viyadük ayakları geçtiğimiz aylarda kaldırıldı ancak Uzundere’deki rekreasyon alanı içinde yer alan “göle maya çalan Nasreddin Hoca” heykeli ise kaldırılmadı. Sizce kenti yönetenler kentin kültürünü, tarihini önemsemeden mi bir takım projeleri hayata geçiriyor?

Nasreddin Hoca heykeli İzmir’in girişinde çirkinlik abidesi. İzmir’e yakışmadı. Akşehir’de olsaydı elbet çok faydalı olurdu. Burada yapılmasını çok mantıklı bulmadım ve kaldırılmalı dedim. Viyadük ayakları kaldırıldığı gibi o da kaldırılmalı. İzmir’de şu anda pek çok proje uygulanmayı bekliyor. Şu anda benim dönemimde gündemde olan Mega Müze ne oldu? İzmir’in müzesi nerede? İzmir’in milli maç oynanacak stadyumu var mı? İzmir iki yakasını birleştirecek olan Körfez Geçişi Projesi ne oldu? İzmir’in trafiğinin pik yaptığı saatlerde yollar kilitleniyor. Bununla ilgili ulaşım master planı var mı? Bu konu çok ciddi bir süre sonra İzmir kilitlenecek. Şu anda pik saatlerde çevre yolu kilitleniyor. İkinci çevre yolu yapılmalı. İzmir’de yerin altının trafik için kullanılması lazım. Üçkuyular’da Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’ndaki trafik yerin altın alınmalı ve Hava Gazı Fabrikası’nın oradan çıkılmalı. Konak’tan, Göztepe’den bağlantılarla birlikte Güzelyalı Sahili, Mustafa Kemal Bulvarı trafiksiz hale gelmeli. Ancak o zaman oradaki trafikteki kilitlenmeyi önleyebiliriz.

İzmir’de büyük görev değişimi! İzmir’de büyük görev değişimi!

EXPO RÜYASI BİTTİ Mİ?

Tekel Binaları Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gündeme alındı restore ediliyor. Burada müze ve farklı aktiviteler yer alacak. Biz o projeye Arkas’la birlikte sahip çıkmış ve bütün planlarını yapmıştık. O planlar hazırken belediye orada yeraltı otoparkına izin vermediği için o projeden vazgeçtik. Peki, nerede oranın otoparkı? Orada insanlar bir konsere, müzeye geldiği zaman arabasını nereye koyacak? Orada bir tek araba koyacak yer yoktur. Yani her şeyi ben biliyorum demiyorum ama insanlar bunu niye düşünmüyor? Orada o işe başlamada önce otoparkın ayarlanması lazım. Expo rüyası bizim için bitti mi? 2015-2020’yi kazanamadık. 2015’te neredeyse kazanmıştık 12 oy farkla kaybettik.

TUNÇ SOYER ÖNEMLİ İŞLER YAPIYOR

2023 Türkiye için önemli. Cumhuriyetimizin 100’üncü kuruluş yıldönümü. Bir dünya exposuna, sağlık temalı bir expoya niye İzmir ev sahipliği yapmasın? Hatay, Maraş, Antalya yapıyor. İzmir, ne yapıyor? Biz ne yapıyoruz? İzmir önemli projelerin mutlaka takip edilmesi gerekiyor. İzmir’in İzair ile uçmasını sağladık. Daha önce buradan hiçbir yere uçak seferi yoktu. Ama şu anda Avrupa’nın önemli merkezlerine az da olsa var. Ama bu geliştirilmeli. İzmir-İstanbul otoyolu önemliydi yapıldı. İzmir hedefi olamayan bir kent haline geldi. Tunç başkan(Tunç Soyer) çok önemli işler yapıyor ama bu işlerin yanı sıra proje getirmesi lazım. O projeleri de takip etmek gerekiyor. Ama durgunluk içindeyiz. Sağlık turizmi yeri; İnciraltı. Şu anda sağlık tesisleri nerede? Alsancak’ta, dar sokaklarda. Apartman dairelerinde laboratuarlar var. Bu altyapıyla sağlık turizmi yapamayız. İnciraltı’nda 4 bin 500 dönüm yer var hâlâ planlanamıyor. Bu nedir böyle? Tunç başkanın bunu hemen gündeme alması ve çözmesi gerekiyor. Tunç Soyer’le Odada birlikte çalıştık son derece bilgili, kültürlü bir başkan. Hâlâ başarılı olacağına inanıyorum. Görev süresi çok olmadı ama bu görev süresi içinde bütün bunları yapacağına inanıyorum. İzmir’de bir stratejik plan yapmak gerek. Ulaşım master planı eskidi. Yeni bir ulaşım master planı ve stratejik plan yapılmalı. İzmir, hedeflerini koymalı. Başka türlü İzmir’i dünya kenti yapma imkânımız yok.

İzmir, merkezi iktidarla yerel iktidar arasında kurban mı ediliyor?

-Aslında Binali Yıldırım, İzmir milletvekili olduğu dönemde İzmir için bazı şeyler yaptı. Konak Tünelini unutmayalım.
 
İnciraltı noktasında her iki taraftan da çeşitli açıklamalar yapılıyor ancak atılan somut bir adım yok.

-Haklısınız.

LİMAN YAKLAŞMA KANALI YAPILMALI

-Benim başkan olduğum dönemlerde liman yaklaşma kanalının yapılması söz konusuydu. Biz de bu projeyi sahiplendik, çok uzun yıllar dile getirdik. Geçit Kale’nin oradan İzmir Limanına kadar 250 metre genişliğinde 15 metre derinliğinde kanal açılması gerekiyor. Çünkü üçüncü nesil gemilerin İzmir Limanı’na girmesi mümkün değil. Onun için İzmir Limanı kan kaybediyor. Artık çok büyük gemiler var. Derinliği 14 metre olan gemiler var. Büyük, 5 kişilik kurvaziyer gemileri var, bunlar buraya giremezler. Bu projenin bedeli 50 milyon dolar. Türkiye için çok para değildir. Ama bu proje takip edilmesi gerekir. Bu kanalın yapılması gerekiyor. Bu 30 yıllık bir proje.

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ TAKİP ETMELİ

Bir önceki Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu döneminde körfez temizlik projesini, sirkülasyon kanalıyla ilgili çalışmalar vardı. Sayın Soyer’in ise körfezin temizlenmesi noktasında farklı çalışmaları var. Hatta bu nedenle “Temiz Gediz, Temiz Körfez” yolculuğu da gerçekleştirdi. CHP’nin son danışma kurulu toplantısında ise Sayın Kocaoğlu’nun Başkan Soyer’den 12 sene uğraşılarak yapılan körfez temizlik projesini, sirkülasyon kanalını tekrar ele almasını istediği kulislere yansıdı.

-Aziz Kocaoğlu projesi doğru projedir. Çünkü Çiğli’deki dalyan akıntıyı kapatan bir setti. Bu setler kalktı, dalyan kaldırıldı ve körfezin akıntısını sağlamak için gerekli taramalara başlanmıştı. Bir yandan belediye bir yandan devlet taramayla ilgili çalışmaya başlamıştı. Ama bu durdu. İzmir Körfezi’nin akıntının sağlanmasıyla birlikte çok daha mavi, hepimizi mutlu edecek hale geleceğine ben yürekten inanıyorum. Bunun yapılması, devam etmesi gerekir. Yaklaşma kanalının mutlaka yapılması gerekiyor. Bunları takip etmek Büyükşehir Belediyesi’nin işi. Aynı zamanda AK Parti milletvekillerinin de görevidir. 

KARŞI ÇIKMAK DOĞRU DEĞİL

İzmir kamuoyunda bir süredir tartışmalara neden olan Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yatırım İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan Çeşme Turizm Projesi ile ilgili süreç devam ediyor. Kentteki meslek odaları ise projeyi karşı çıkarak yargıya taşıdı. Bu projeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Çok güzel bir proje. Çeşme gerçekten bugüne kadar doğruları yaptı. Yüksek yapılara izin verilmedi, betonlaşma olmadı ama olanaklarını da kullanamadı. Çeşme’deki termal varlık kullanılarak termal bir kür merkezi dahi yapılamadı. Şu anda turizm merkezi olacak yerler az eğimli tepeler. Tarım arazisi değil. Projenin yapılmasın engel bir şey yok. Burada çok güzel golf sahaları, rekreasyon alanları ve turizm alanları yapılabilir. Buna karşı çıkmak doğru değil.

UZLAŞMA KÜLTÜRÜYLE YAPILMALI

Odalar bu kentte bazı projelerin hayata geçirilmesine engel mi oluyor?

-Bizde de hata var aslında. Bu tarz projeleri daha önce meslek odalarıyla tartışmak lazım. Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası ile görüşerek onlarında düşünceleri alınarak bir proje yapılmalı ki böyle itirazlarla kilitlenmesin. Bunun da yolu bulundu. Belediyenin yaptığı projelere şu anda Şehir Plancıları Odası karşı çıkıyor. Ne olacak? O plan kalkacak yeni planı meclisten geçirecekler. Ona da itiraz edilirse yeniden plan yapılacak. Böyle devam edecek. Bu doğru bir süreç değil. Uzlaşma kültürüyle planların, projelerin yapılması gerekiyor.

MESLEK FABRİKASI DEĞİŞTİRİLMEMELİ

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Alsancak’ta Meslek Fabrikası olarak kullanılan 113 yıllık tarihi olan binanın İstanbul merkezli Adıgüzel Eğitim, Kültür, Araştırma, Yardımlaşma ve Sağlık Vakfı ile üniversiteye Tarım ve Teknoloji Meslek Yüksek Okulu’na dönüştürme adımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu adımın kentte bulunan bir vakıfla yapılması daha uygun olmaz mıydı?

-Orası Aziz Kocaoğlu döneminde restore edilerek meslek fabrikası haline getirildi. O proje doğruydu. O projeden neden vazgeçildiğine anlam veremiyorum. Orası bir meslek yüksek okulu yapmaya uygun bir yer değil. Alan çok büyük değil. Etrafında da alan yok. Şeklinin değiştirilerek değil geliştirilerek devam etmesi daha uygun olur.

İZMİR’İ ZENGİNLEŞTİRMENİN BAŞKA BİR YOLU YOK

Başkanlığınız döneminde kenti yakından takip ediyor ve sık sık kentle ilgili çeşitli projeler dile getiriyordunuz bugün gelinen noktada İzmir’in sorunları sizce neler?

-İzmir’de ulaşım en büyük sorun. Onun dışında İzmir’in ticaret, endüstri, turizm kenti gibi çok yönlü bir yapısı var. İzmir’in çok yönlü yapısının gereklerini yerine getirmemiz gerekiyor. İzmir bir ticaret kenti olacak. Ama kendi halkıyla, kendi içinde alışverişle İzmir zenginleşemez. İzmir’e yerli ve yabancı turisti getirmek zorundayız. Bu sadece turizm değil. Sağlık, kurvaziyer, tarih, kongre turizmi gibi çeşitli alanlarda altyapı hazırlamamız gerekiyor. Fuar turizmi ilgili fuar Gaziemir’e taşındı. Kültürpark’taki eski binalar öyle duruyor. Burada bir kongre merkezi inşa edilecekti Aziz Bey zamanında. Yapılmadı. Şimdi İzmir’in merkezi çöküntü halin gelecektir. Basmane Otobüs Garajı taşındığında çöküntü halin geldi, oteller kapandı. Sonra kendini toparladı. Kültürpark’taki holler bir kongre için kullanılmadığı takdirde orada açılan otellerin doluluk oranları düşecektir. Merkezdeki otelleri dolduracak aktivite İzmir’e yapılmak zorunda. Bu da kongre turizmi ile olur. Kongre turizmi için çok çaba sarf ettik ama altyapısı olmadığı için yapılamadı. Efes Otel’inin yanan kongre merkezi 3 bin kişilikti. Kaç yıl oldu yanalı ancak yerine bir kongre merkezi yapılmadı. Bunları hepsini söylemek eleştiri gibi yorumlanıyor ama bunlar gerçekler. Her yerde hastane açıldı. Sağlık turizminin altyapısı yoksa bu hastaneler bir süre sonra kapanacak. İzmir’i zenginleştirmemiz için mutlaka dışarıdan para gelmeli, ihracat yapmalıyız, döviz gelmeli. İzmir’i zenginleştirmenin başka bir yolu yok.

BÖYLE KALMASI ÜZÜCÜ

Hilton Oteli binası uzun zamandır atıl durumda. Sizce orası nasıl değerlendirilmeli?

-İzmir’deki bu yerler saymakla bitmez. Hepsi bir büyüteç altına alınıp uzlaşma kültürüyle halledilmeli, çözüm üretilmeli. Hilton, İzmir’in sosyal yaşamında ve turizminde çok önemli bir yeri olan bir tesistir. Böyle kalması gerçekten üzücü.

İZMİR’İN TANITIMI YAPILMALI

Yine aynı bölgede Zorlu’nun gökdelen projesi de kentte tartışma konusu. Kent merkezinde çok katlı binaların yer alması kentin siluetini bozuyor mu?

-Paris’e gittiğiniz zaman hayran oluyorsunuz. Çünkü yüzyıllardır Paris aynı mimari yapıda devam ediyor. Binaların dış cephelerine ilişkin kurallar var. Onun için eski Paris farklı, yeni Paris farklı. Ahmet Piriştina zamanında İzmir’in gökdelenler bölgesi olarak Bayraklı belirlendi. İzmir’in 50 yıllık planı yapıldı. Orada gökdelenlerin yapılması doğrudur. Eski İzmir bölgesinde yüksek yapıların yapılması çok doğru değil. Biz tarihi kenti Fevzi Paşa Bulvarı ile Basmane’den Varyant’a kadar dönen Tilkilik bölgesini de içine alan eski şehrin dünya mirası kent haline gelmesiyle ilgili girişim yapmıştık ve ön listeye alınmıştık. O bölgeyi koruyup restore etmemiz gerekiyor. Bugün en büyük varlıklarımızdan birisi Kemeraltı, Agora ve Kadifekale’dir. Bu aksı bizim düzenlememiz gerekiyor. Atina’ya turist gittiği zaman Plaka’ya gidiyor. Yunanistan bir Plaka’yı yaptı biz Kemeraltını düzenli hale getiremedik. İzmir Tanıtım Vakfı başkanlığım zamanında İzmir’in tanıtımıyla ilgili hedef ülke olarak Çin’i seçmiştik. Çünkü; Çin dünyada nüfusu en çok olan bir ülke. Bunun dışında Çin çok seyahat eden bir ülke. En çok Güney Asya’ya seyahat ediyorlar. Şubat ve ekim aylarında bayramları var. Bu bayramlarda 15 gün izin kullanıyorlar. O izin döneminde Çin’den 500 bin turist getirsek çok faydalı olur gibi dünyada tanıtım çalışmasının İzmir için yapılması gerekiyor.

KÖYLÜLER İŞİNE BAKSIN

Ticaret Odasının da dahil olduğu tarım ihtisas bölgelerine karşı köylüler, tarımın bitirilip endüstriyel tarımın yaygınlaşacağı köylülerin de buralarda işçi olarak çalıştırılmak istedindiğini söyleyerek karşı çıkıyor. Sizce odalar çiftçiye rakip mi oluyor?  Yoksa atılan adımları destekliyor musunuz?

-Bizim dönemimizde Bayındır ve Bergama’da çiçekçilik OSB çalışması yapıldı. Fakat yatırımcı olmadığı için de burası gelişemedi. Tarım organize bölgelerinde yatırımcı bulmak gerekiyor. Yatırımcı olduğu takdirde başarılı bir çalışma olabilir. İhtisas bölgelerinde üretilen ürünlerin ihracatı içinde bir çalışma yapılabilir. Köylüler işine baksın burada bu olsun.

MİSYONUMU TAMAMLADIM

Önümüzdeki yıl içinde gerçekleşmesi beklenen Oda seçimlerine yönelik bir çalışmanız var mı, aday olacak mısınız?

-Benim hayatımın yarısı İzmir Ticaret Odası’nda geçti. 35 yıl yönetim kurulu başkanlığı, başkan yardımcılığı ve meclis üyeliği görevlerinde bulundum. Ben artık misyonumu tamamladım diye düşünüyorum. Tekrar aday olma gibi bir düşüncem şu anda kesinlikle yok.