Ali Budak-25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet ve Mücadele Günü'nde de Türkiye'nin durumunda bir değişiklik yok. Kadına yönelik her türlü şiddetin devam ettiğini ve siyasi iradenin çıkardığı yeni yasalarla bu bu şiddetin artmasına yardımcı olduğunu ifade eden DİSK İzmir Kadın Temsilcisi  Hazal Beytaş, ile 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet ve Mücadele Günü'nde Türkiye'de kadınların maruz kaldığı şiddeti, şiddeti önlemek adına meclisin ve özel kurumların yaptığı çalışmaları konuştuk.
'Ülkemizde kadın olmak demek diğer cinse nazaran  iki kat haksızlığa, eğitimsizliğe, güvencesizliğe, şiddete, istihdam dışına, yoksulluğa ve her türlü sömürüye maruz kalmak demek' diyen DİSK İzmir Kadın Temsilcisi  Hazal Beytaş, sözlerini şöyle sürdürdü: Biz İzmir Kadınlar bu kara yazgıyı değiştirebilmek için işyerlerimizde, tarlada, fabrikada, ailede, sosyal alanlarda kısacası yaşam alanlarımızın her yerinde mücadele etmek, direnmek zorundayız.Çünkü kadınların kazanılmış haklarının uygulanabilirliği yok edilen gerici erkek egemen bir anlayışla karşı karşıyayız. Kadınlara yönelik her türlü şiddetin, kadın cinayetlerinin, taciz ve tecavüzlerin arttığı günlerden geçiyoruz. Kadına yönelik şiddet:  fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik olarak kasıtlı bir şekilde kadın haklarını ihlal eden hal ve hareketlerin tümüdür. Özellikle Son 15 yıllık dönemde mücadele ederek kazandığımız yasal haklarımızın ihlali ve erkek şiddetine karşı cezaların yetersizliği nedeniyle  kadına yönelik her türlü şiddetin arttığını görüyoruz.

6284'ten vazgeçmiyoruz!

2016 yılında en az 338 kadının öldürüldüğünü ve 2017'nin henüz ilk 10 ayında ise en az 337 kadın cinayeti olduğunu belirten Beytaş, '40 kadın cinayetinin olduğu 2017 Ekim ayı, şu ana kadar en yüksek kadın cinayetinin işlendiği ay oldu. Laikliğe ve Medeni Kanun'a aykırı olan 'müftülere resmi nikah kıyma yetkisi' veren AKP'nin yasası, tüm tepkilere rağmen ne yazık ki meclisten geçirildi. Bu yasa da kadına yönelik şiddeti artıran çok önemli bir unsurdur. 6284 Sayılı Koruma Kanunu bazı basın organlarının hedefinde. İstanbul Sözleşmesi kapsamında, kadın örgütlerinin sistemli mücadelesi ile çıkarılan 6284 sayılı kanun, tüm kadınlar için büyük bir kazanımdır. Kadınların can güvencesi 6284'ten vazgeçmiyoruz!' diye konuştu.

Boşanmalar zorlaştırılıyor

'Kadınlar, kendi hayatı hakkında karar vermek istediği zaman yani en basitiyle boşanmak istediği için öldürülüyor' diyen Beytaş, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Boşanmak isteyen kadınlar öldürülüyorken, boşanmaları zorlaştırmak için arabuluculuk yasası getirilmeye çalışılıyor. Mecliste kurulan boşanmaları önleme komisyonu ile kadınların haklarını kırpmaya çalışıyorlar. Kadın cinayetlerini, kadına yönelik şiddeti durdurmak yerine boşanmaları zorlaştırmaya çalışmalarına asla izin vermeyeceğiz.
AKP'nin kadını çalışma yaşamından uzaklaştırarak, kadının rolünü 'annelik' olarak tanımlayan politikalarını sürdürdüğüne vurgu yapan Beytaş, 'Başbakanlık kadın istihdamını artırmaya yönelik genelgesini 'güncelleme' bahanesiyle yürürlükten kaldırmak istiyor. 'Eşit işe eşit ücret sağlanması' hükmü çıkarılıyor. Kamu ve özel sektörde cinsiyet eşitliği denetlenmesi zorunluluğu kalkıyor. Sığınmaevlerindeki kadınlara yönelik proje önceliği çıkarılıyor. Torba yasa olan 6663 sayılı kadın istihdamı yasası, özel istihdam büroları yasası gibi yasalarla kadınların işgücüne katılımı azaltılıyor. Kadına görev olarak gelecekte sermayenin ihtiyacı olan iş gücünü doğurmayı biçiyor. Kadının görünmez ve ücretsiz olan ev içi emeğinin ev eksenli çalışma biçimleri ile pekiştirilmesi, emekçi kadınlara karşı büyük bir şiddettir. Çalışan kadınlar ise iş yerlerinde mobinge uğruyor. 4 milyona varan sayılarda kayıt dışı çalışan kadın var. İstihdam alanındaki bu yasalar aynı zamanda  kadını yönetim mekanizmalarından uzaklaştırarak  sosyal güvenlik haklarından  mahrum ediyor' ifadelerini kullandı.