Dünya kadınlarının savaş ve ekonomik koşullar nedeniyle perişan olduğunu belirten Kadın Haklarını Koruma Derneği İzmir Şubesi Onursal Başkanı Engin Demir, kadınların hıçkırıklarının hiç dinmediğini söyledi.

FATİH ÖZKILINÇ- 8 Mart Dünya Kadınlar gününe ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kadın Haklarını Koruma Derneği İzmir Şubesi Onursal Başkanı Engin Demir, “8 Mart kadınların bir mücadele günü. New York’ta 1857’lerde başlayan bir direniş günü. Ancak bu direniş günü uluslararası bir gün haline geldi. 1977’de Birleşmiş Milletler tarafından emekçi kadınlar günü dünya kadınlar günü olarak kabul edildi. Artık sadece emekçi kadınların değil tüm dünyadaki kadınların günü. O zaman biz istiyoruz ki tüm dünyadaki kadınlar eşitlik içerisinde özellikle kendilerini ifade edecek ve temsil edecek konumda olsunlar. Özellikle karar mekanizmalarında kadınlar olmalı. Bunu çok önemsiyoruz çünkü dünya geneline baktığımızda karar mekanizmalarında kadınların az olduğunu görüyoruz. 2022 yılında bunu beklemek bizim hakkımız” dedi.

Kadınlar barış istiyor

Kadınların en fazla savaş dönemlerinde mağdur olduğunu da kaydeden Demir, “Savaş sadece erkeklerin işi değil. Kadınlarda pasif direniş içerisinde. Kadınlar savaşlarda eşlerini, çocuklarını, ülkelerini kaybediyor. Bu acı tablo karşısında gelecek nesilleri yetiştiren kadınlar olarak barış istiyoruz.  Ukrayna ve Rusya arasındaki savaş canımızı sıkıyor. Umarım dünyadan bundan sonra barış hakim olur. Ülkeler arasında dostluk olsun ve tüm ülkelerde kadın erkek eşitliği var olsun” diye konuştu. Kadınların ağlamasının, hıçkırığının hiç bitmediğini de vurgulayan Demir, “Bugün kadınlar savaş ve ekonomik koşullar nedeniyle perişan olmuş durumdalar. İçimiz acıyor. Maalesef kadınların hıçkırıkları hiç dinmiyor” şeklinde konuştu.

Kazanımlarımızı kaybetmeyelim

Kadın hakları konusunda 40 yıldır çalışmalar yaptığını da aktaran Demir, “40 yıllık süreçte çok çalışmamıza rağmen istediğimiz kadar ilerleyemedik. Maalesef toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda başarılı olamadık. Ancak başarılı olduğumuz konularda var tabi ki. Kadına yönelik şiddet bizim üzerinde durduğumuz bir konu. Bu konuda 4320 sayılı yasanın çıkarılmasında bizlerin çok emeği geçti. 6284 sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun uluslararası sözleşmelere uygun bir hale getirildi. Ancak bunu temeli 4320’dir. Bunlar artılarımız, bunlar olmasa bugün çok daha kötü olacaktık. Ancak kazanımlarımızı korumakta ve uygulamada çok büyük sıkıntılar var. İstanbul Sözleşmesi’ndeki kazanımlarımızı kaybetmemeliyiz. Maalesef medyada bugün kadını örtüyor. Medya kadını kendi düşüncesi içerisinde göstermek istediği gibi daha pasif göstermek istiyor. Bu çağdaş düzen içerisinde medya da üzerine düşeni gerektiği gibi yapmalı” açıklamalarında bulundu.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılına kadınların tüm haklarını almış olarak girmesi gerektiğini de aktaran Engin Demir, kadın hakları noktasında çok geç kaldığını vurgulayarak “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında kadınlar tüm haklarının almış olmalı” ifadelerini kullandı.