Ege Üniversitesi Hastanesi'nde 'acil organ çağrı' listesine yazdırdığı adını sildirerek doktorlarını da şaşkına çeviren genç kız, yürüyemez, konuşamaz hale gelince memleketinden ilk uçakla İzmir'e geldi. Şansı yaver giden, yapay kalple hayata döndürülen Menekşe, 6 gün sonra daha yoğun bakımdayken gerçek kalbe de kavuştu. Yeni bir hayata gözlerini açtıktan sonra yaşadığı pişmanlığı dile getiren Menekşe, "İlaç içmeden, kalp nakli olmadan iyileşeceğimi sanıyordum. Hastaneye son yattığımda bağış kalp umudum hiç yoktu. Şimdi çok mutluyum. Yaşamak, nefes almak çok güzel" dedi.

Adıyaman'da annesi Ayniye ve kardeşi Murat Turhan ile birlikte yaşayan lise öğrencisi Menekşe Turhan, 2 yıl önce yaz tatilinde Şanlıurfa ve İzmir'den gelen ablalarının ziyaretiyle büyük mutluluk yaşarken, başına geleceklerden habersizdi. Ablalarıyla birlikte yaptığı ev temizliğinden sonra çok yorulan Menekşe'nin durumu, kalp nakil adayı evli ve 3 çocuk annesi Zeynep Zümrütyaprak'ın dikkatinden kaçmadı. Kalp hastası Zeynep Zümrütyaprak, yorgunluk belirtilerini kendi yaşadıklarına benzetince kardeşi Menekşe'yi hastaneye götürdü. Nefes darlığı nedeniyle başvurdukları göğüs hastalıkları uzmanı Menekşe'yi hemen kalp doktoruna yönlendirdi. Çekilen kalp grafisinde, "Bilmediğim halde ben bile kalbimin büyüdüğünü gördüm" diyen Menekşe'yi doktorlar hemen uyardı, nakil için İzmir, Ankara yada Antalya'ya gitmesini önerdi.

Doktorların kalp nakli kararı vermesi üzerine Adana'daki evini taşıyıp eşi ve 3 çocuğuyla birlikte İzmir'e yerleşen ve hastalığının takibi Ege Üniversitesi Hastanesi'nde yapılan abla Zümrütyaprak, 'deneyimli hasta' olarak kardeşine rehberlik etti. Menekşe, İzmir'e, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne geldi. Nakil kararı alınan genç kıza ilaç tedavisi başladı. Lise son sınıfta diş hekimi olma hayalleriyle üniversite sınavına hazırlanan genç kız, okulundan geri kalmamak için Adıyaman'a döndü.

Hastalığı yüzünden 15 kilo veren, kendini iyi hissettiğinde ilaç içmeyi bırakan Menekşe, bir türlü hastalığını kabullenemedi. Kendisini perişan eden kalp yetmezliğini ilaçsız, kalp nakli olmadan yeneceğine, hastalığının psikolojik olduğuna inanıp kendini kandırdı. Geçen Haziran ayında üniversite sınavına girdi, durumu kötüleşti, tekrar İzmir'e geldi, hastaneye yattı. Yeniden üniversite sınavına gireceği için dershaneye başladı ama kitaplarını bile taşıyamaz hale geldi. Menekşe 2011'in son günlerinde bir kez daha Ege Üniversitesi'ne yattı. "Ben bir Adıyaman fanatiğim" diyen Menekşe, memleketine döndü.

Menekşe sömestr tatilinde soluğu yine İzmir'de aldı, adı 'acil çağrı' listesine yazıldı. Ama inatla nakil olmadan iyileşeceğine inanan Menekşe Turan, doktorlarının uyarılana karşın bu kez de adını listeden sildirip evine döndü.

İnadından vazgeçti

Çok geçmeden durumu kötüleşen Menekşe Turan, yeniden İzmir'e dönmek zorunda kalınca yolun sonunda olduğunu anlayıp inadından vazgeçti. 15 Mart'ta hastaneye yatan bir deri bir kemik kalan Menekşe Turan'a Prof. Dr. Mustafa Özbaran yapay kalp taktı. Aylarca, yıllarca bekleyenlerin aksine yapay kalpten 6 gün sonra şans Menekşe'nin yüzüne güldü, bağış kalp çıktı. Prof. Dr. Özbaran başkanlığındaki ekip Menekşe'yi bağış kalple hayata yeniden sımsıkı bağladı.

Menekşe Turhan, yeni bir hayata gözlerini açtıktan sonra yaşadığı pişmanlığı, hayatı ne kadar sevdiğini anlatarak, "Kendimi iyi hissettiğimde ilaçlarımı bırakıyordum. İlaç içmeden, kalp nakli olmadan iyileşeceğimi sanıyordum. Son aylarda ağzıma bir lokma yemek girmiyordu, içtiğim suyu bile çıkarıyordum. Herkes kalp çıksın diye beklerken ben adımı listeden sildirmiştim. Hastaneye son yattığımda yapay kalpten başka bir şey istemiyordum. Bağış kalp umudum hiç yoktu. 3 Nisan'ı 4 Nisan'a bağlayan gece doktorum Mustafa Özbaran kalp müjdesi verdi. Kendimi kandırmışım. Şimdi çok mutluyum. Yaşamak, nefes almak çok güzel. Nefes aldırmak da o kadar güzel. O yüzden herkesi organ bağışına çağırıyorum. Canım annem ve kardeşlerim bana güç verdiler. Doktorlarıma ve kalp bağışlayan aileme minnettarım" dedi. Kendilerini bıraktığını, hastalığında bile ilgilenmediğini söylediği babasını ise affetmediğini belirtti.

Menekşe'nin her an yanında olmaya çalışan, kalp hastası abla Zeynep Zümrütyaprak, kardeşinin büyük maddi sıkıntılar içinde olduğunu belirterek, "Biz gücümüz ölçüsünde destek oluyoruz ama bir yere kadar. Devletin karşıladığı tedaviler dışında eve çıkanca enfeksiyonlardan korunması için maske alacak imkanı bile yok. Ne yapacağımızı bilemiyorum. Menekşe de nakilden sonra bizim yeni doğmuş kardeşimiz oldu" dedi.

Yalancı iyilik haline kandı


Menekşe'yi kızları gibi sevdiklerini söyleyen kalp nakil ekibi başkanı Prof. Dr. Özbaran, ilk kez bir hastalarının çağrı listesinden adını sildirdiğini belirterek, "Menekşe'de ciddi kalp yetmezliği vardı. Durumu sıkışınca kalp destek cihazı takmamız lazımdı. Korktu, vazgeçti, listeden de adını sildirdi. "Ben gidiyorum, gayet iyiyim' dedi, gitti. Hastalar ilaçlarla bir iyilik hali hissediyorlar. Aslında bu yalancı iyilik oluyor. 2-3 hafta sonra kardiyololojik deyimle nefes darlığı, karnı şişmiş olarak yattı. Kalp destek cihazı taktık. Şanslıymış 6'ncı gününde kalp çıktı, yapay kalbi gerçeğiyle değiştirdik. Dilerim diş hekimi olur da bizlere de bakar" diye konuştu.