Kalıcı yaz saati uygulaması her kış olduğu gibi bu kış da tepkilere neden oldu. Vatandaşlar karanlıkta işe gitmekten, öğrenciler de okula gitmekten şikayetçi. Konuyla ilgili bir açıklama da Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi'nden geldi. Yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"Kışın da yaz saati kullanılması anlamına gelen "kalıcı yaz saati" uygulamasına, mühendislerin ve bilim insanlarının itirazlarına rağmen; enerji tasarrufu sağlanacağı öngörüsüyle ilk kez 2016 sonunda geçilmişti. Aradan geçen 5 yıla rağmen, ne dayanak olarak gösterilen İstanbul Teknik Üniversitesi`nde (İTÜ) hazırlanan rapor, ne de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından tasarrufa ilişkin bir istatistik, kamuoyuna açıklanmıştır.

Uygulamanın ilk döneminde 2016`nın Kasım ve Aralık, 2017`nin Ocak, Şubat ve Mart aylarının elektrik tüketimleri etkilenmiş, Odamızın o dönemki hesaplamalarına göre; söz konusu dönemlerde bir önceki yılın aynı aylarına göre; elektrik tüketiminde 7 milyar kilowatt saat (kWh) düzeyinde artış yaşandığı tespit edilmişti.

En Çok İzmir Etkileniyor

Ülkenin en batısında yer aldığı için saat dilimi değişikliğinden en çok etkilenen illerden biri İzmir`dir. Uygulamayla birlikte ülke genelinde olduğu İzmir‘de de Iğdır yakınlarında geçen zaman dilimi kullanılmaya başlandı. Bu durum, İzmir‘in yerel saati ile uygulanan saat arasında 72 dakikalık bir fark oluşmasına neden olmaktadır. Bu büyüklükteki zaman farkının günlük hayatı etkilemesi kaçınılmazdır. İzmir‘de kış aylarında işyerleri ve okullar çoğunlukla gün doğumundan önce başlamaktadır. Sabah 08:00‘de mesailerine ve okullarına başlayan yurttaşlar, özellikle Aralık ve Ocak aylarında yarım saat sonra gün doğumuna şahit olmaktadır. Nüfusun yoğun olduğu ülkenin batısında yer alan İstanbul, İzmir gibi büyük kentler uygulamadan ciddi anlamda olumsuz etkilenmektedir. En çok gece karanlığında uyanmak zorunda kalan hane halkı mağduriyet yaşamaktadır. Gün ışığı olmadığı için konutlarda aydınlatma ve ısıtma için fazladan enerji tüketimi söz konusudur. Öğrencilerin gece karanlığında yollara düşmesi, trafiğin karanlık saatlerde yoğunlaşması gibi toplumsal ve sosyal sorunlara da yaşanmaktadır.

Israrın Nedeni Ne?

Nüfusun yoğun olduğu illerde yaşamı olumsuz etkileyen uygulamaya karşı 2017 yılında açılan davada, Danıştay yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Danıştay kararına rağmen Resmi Gazete`de 2 Ekim 2018 tarihinde yayımlanan 139 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile uygulamaya devam edildi. Yurttaşların itirazına ve yargı kararlarına rağmen, ısrarla uygulamaya devam edilmek istenmektedir. Toplumsal desteği sıfır olan ve israfa yol açan bu uygulamada neden ısrar edildiği mutlaka aydınlatılmalıdır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, bir an önce 5 yıldır açıklama gereği duymadığı İTÜ raporunu ve ayrıca uygulamanın sonuçları ile ekonomiye etkilerini içeren sağlıklı ve doyurucu bir çalışmayı kamuoyuna açıklamalıdır. Daha karanlık ve soğuk bir sabaha uyanan yurttaşların daha fazla enerji tüketeceği gerçeği, hangi bilimsel dayanakla göz ardı edilebilmiştir?

Aradan geçen zaman diliminde güneş enerjisine dayalı elektrik üretimi bir düzeyde artmıştır ve önümüzdeki yıllarda artmaya devam edecektir. Enerji talebinin henüz güneşin ışımadığı saatlere çekilmesine yol açan uygulamadan vazgeçilmelidir. Enerji maliyetlerinin arttığı, derinleşen bir ekonomik krizin yaşandığı bu dönemde, konut faturalarının üzerindeki bu "gereksiz" yükün kaldırılması her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır. Başta İzmir olmak üzere ülkemizi, kelimenin tam anlamıyla "gece karanlığında" bırakan bu uygulamanın iptal edilmesi çağrısını bir kez daha dile getiriyoruz."