Gamze Geçer- Aslen İstanbul'lu olup, 40 senedir İzmir'de yaşayan Nihal Bilgiç Arpacıoğlu, Karaburun'a yerleştikten sonra her çiçekten ve bitkiden reçel yapmaya karar veriyor. Yurtdışına en çok acı biber reçeli yollanıyor. Türkiye ise turunç, mandalina gibi klasik reçelleri tercih ediyor. Arpacıoğlu satışlarını genellikle Facebook üzerinden yapıyor. Böylelikle ulaşım ağını sadece İzmir olmaktan çıkarıyor. Denenmiş ve ulaşılabilen olmak yerine farklı tatları bulup emeğiyle harmanlayarak Karaburun'dan tüm dünyaya ulaşıyor. Son olarak enginar reçeli denediğini ve başarılı olduğunu söylüyor. Küresel ısınmadan dolayı ağaçların çiçeklerini zamansız vermesinden de yakınıp, 'İnsanlar olarak üretmekten çok tüketimi seviyoruz. Özellikle kadınlarımıza söylüyorum evde otururken de üretebilirler. Sadece baktıkları pencereyi açıp gökyüzünü görmek istesinler' dedi.


Arının değdiği her şeyin reçeli yapılır


10 senedir Karaburun'a yaşayan Arpacıoğlu, öncelikle herkesin hayali gibi deniz kenarında ufak bir kafe açtıklarını ama vitrinin göründüğü gibi olmadığını söyleyerek, 'Her işin olduğu gibi bu işin de farklı bir yüzü varmış. İşin içine girince anladık. Eşim ile birlikte işletiyorduk. Sonra kahvaltılarda sunduğumuz reçelleri yapabileceğimi düşündüm. Reçelleri yapmak bana düştü. Anne tecrübesi, internet bilgisi ve benim içimdeki cevher ile birlikte ortaya çıktı. Benim genel olarak bir takıntım vardır. Yurtiçi ya da yurtdışı olsun, o yörenin yerel lezzeti ne ise onu yemek isterim ve bu şekilde reçel fikrimi gerçekleştirmeye karar verdim. Bunu Karaburun'da da uygulayarak yaşatmak istedim. Yereldeki bitki örtüsü ile reçel yapılabilir diye düşünüp fikrimi hayata geçirdim. İlk başta meyveleri kullandım. Ama bunda da farklılık yaratmak istedim. Limonun içerisine portakal, narenciye ve mandalina doldurdum. Böylelikle limon dolması reçeli yaptım. Doğada bulunan börtü böceğin değdiği her şeyin reçeli yapılır, diye düşünerek her şeyin reçelini yapmaya karar verdim. İlk önce neresinden yapabilirim diye düşünüp, tohumundan, çiçeğinden denedim. Denemelerim sonucu lezzetli olan kısmından reçel yapmaya devam ettim. Hayıt reçeli hiç denenmiş bir şeydi. Yine arılar nasıl neresinden baş elde ediyor mantığıyla hareket edip yaptım. Çok fazla bilinen klasik çilek şeftali reçelini yılda 10-15 kilo yaparken zerdeçal olsun acı biber olsun, 40-50 kilo hatta fazlasını yapıyorum' dedi.


Ürünleri ellerimle topluyorum


Zerdeçalın tam bir şifa kaynağı olduğunu söyleyen Arpacıoğlu, 'İnsanların keşfetmesi biraz zor oldu. Ihlamur adaçayı gibi bitkileri alırlarken ben tatmaları ve iyileştirici gücü görmeleri adına alın diyordum. Kendileri şifa kaynağı olduğunu görünce ben demeden almaya başladılar. Doğanın dengesini bozmadan o şifayı bulup dağıtmak beni çok mutlu ediyor. Bu yüzden gün geçtikçe 70 olan çeşidi arttırmayı hedefliyorum ve değişik bitki ve çiçekleri denemeye devam ediyorum. Süreç bu şekilde işliyor. Emek veriyorum ve mükafatını görüyorum.' diye konuştu. İlk başlarda şikayete gelenlerin de olduğunu belirten Arpacıoğlu, 'Şikayete gelenler oluyordu. Ama hep dedim ki bu reçeller anne reçeli her şeyi organik, donan şekerlenen reçelleri tencereye koyun ardından 3-5 damla limon damlatıp kaynatın farkı kendiniz göreceksiniz. Nitekim de haklı çıktım. Çünkü bu böyle elimden çıkan ürünler A'dan Z'ye bitkisinden çiçeğine ellerimle topluyorum. Kaynatmasından kavanozlara doldurmasına kadar ben yapıyorum. Anne çocuğunun acıkıp acıkmadığını hiç bilmez mi? Sevgiyle yapılan her iş dönüşünü daha fazla sevgiyle size geri veriyor' dedi.