Nisan ayında yapılan anayasa referandumunun ardından döviz kurlarında ve borsada yaşanan hızlı toparlanmanın yatırımcıyı ve işadamlarını sevindirdiğini dile getiren Yöndem, 2017’nin ikinci yarısının Türkiye ekonomisi için umut vaat ettiğini kaydetti. Son dönemde yaşanan gelişmeleri değerlendiren Yöndem, ardı ardına seçim yaşayan Türkiye’de, gündemi artık ekonominin belirlemesi gerektiğini belirtti. Geçtiğimiz aylarda dövizde yaşanan hızlı yükselişle birlikte halkın alım gücünün düştüğünü buna paralel olarak ekonominin ciddi biçimde yara aldığına işaret eden Yöndem, Türkiye’nin yeni dönemde sanayi ağırlıklı bir büyüme politikası izlemesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:


“Markalaşmak ve marka yaratırken de ekonomik büyümeyi dünya standartları seviyesine çekmek zorundayız. Türkiye sanayi gelişimde Avrupa standartlarını yakalamış olsa da sanayiyi ekonomik büyümenin içine yerleştirebilme konusunda başarılı olamadı. Her türlü teknik kabiliyete ve iş gücüne fazlasıyla sahip olan ülkemiz, sanayi üretiminde gereken iradeyi göstermek zorundadır. Bugün motorun parçalarını üreten Türkiye’de yarın motor, ertesi gün aracın kendisini üretebilmek zorundayız. Batılı medeniyetlerin gelişmişlik düzeyini hedefleyen ülkemiz için kendi markalarını üretebilmek ve bunu sanayi ile gerçekleştirmekten başka çıkar yol yoktur. Ekonomik özgürlük için ‘Made in Turkey’ imzalı ürünleri dünyanın her noktasında insanların sofrasına, evine, işyerine ve garajına sokmalıyız. 1930’larda uçak fabrikası, 1958’de vagon fabrikası kurup ilk yerli otomobilini 1961 yılında bin bir emekle hayata geçiren bu ülke yerli otomobil, yerli uçak, tank, top, tüfek üretebilecek güce sahiptir. Bu ülke 2023 vizyonu için yüzde 100 yerli sanayi ürünleri, yüzde 100 yerli motor, yüzde 100 yerli otomobil için hazırdır."