İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun başkanlığında iş dünyası ve yerel yönetim temsilcilerinden oluşan İzmir heyeti, aynı zamanda “Avrupa Birliği’nin Başkenti” olarak da kabul edilen Belçika’nın başkenti Brüksel’de, Avrupa Bölgeler Komitesi Genişleme Günü toplantısına katıldı. İzmir heyetinde Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odalaır Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Mutlu ve Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk ile Ege Sanayici ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Güçlü yer aldı.

 
“Terör değil demokrasi kazanacak”

“AB Genişleme Sürecine Yerel İdarelerin Katılımı” başlıklı toplantıda AB Komite üyelerine hitap eden Başkan Kocaoğlu, sözlerine geçtiğimiz Cuma akşamı Paris’te yaşanan katliamın acılarını paylaşarak başladı. Saldırıların sadece Paris'e ve Fransa halkına yönelik değil, tüm insanlık ve evrensel değerlere karşı yapıldığını söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, “Bu katliamı, terörden büyük acılar yaşamış bir millet olarak lanetliyoruz. Şurası çok iyi bilinmelidir ki, kazanan terörizm değil demokrasi olacaktır” dedi. Başkan Kocaoğlu, Paris saldırısında yaşamını yitiren Belçika vatandaşı Fatma Doğan’ın İzmir’de yaşayan ailesine de başsağlığı diledi.

 
Küresel düşün, yerel davran

Doğu Bloku’nun yıkıldığı 1989 sonrası dönemde hayli popüler olan “küresel düşün, yerel davran” söyleminin etkisini hala koruduğunu kaydeden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İnsanoğlu daha iyi yaşamak, daha iyi yönetilmek istiyor. Bu hedefe giden en kestirme yol, sanırım, inisiyatif kullanabilen, mali yönden güçlü, kendi yatırım kararlarında son imzayı yine kendisi atabilen, şeffaf ve paylaşımcı yönetim anlayışına sahip, kentlinin huzuru için proje üreten, demokratik yerel yönetimlerden geçiyor. ‘Sağlıklı, mutlu ve yüksek refah düzeyine ulaşmış bir toplum’ ideali ve ‘Daha iyi yaşam, daha iyi yönetim’ hedefi, ancak yerinden yönetim kavramının güç kazanmasıyla hayat buluyor.”

 
İzmir’in genleri..

İzmir’in, son imzanın hep Ankara’da olmasının dışında, kendi göbeğini kendi kesebilen, pek çok konuda öncü bir kent olduğunun da altını çizen Başkan Kocaoğlu, “Bunu da Anadolu'nun son 400 yıldır Batı’ya en açık, Batı’yla en fazla ilişki ve etkileşim halinde bulunan kenti olmamıza borçluyuz. Benzersiz yerel dinamiklere sahip kentimizde yaşayanlar, aynı zamanda demokrasiyi, insan haklarını ve hukuka saygıyı özümsemiş bir halktır. Çünkü insanlığın bu evrensel değerleri, İzmir’in genlerinde var” diye konuştu.

 
Kıyıda değil  tam içinde

Başkan Aziz Kocaoğlu, şöyle devam etti:

“Bugün burada sizlerle birlikte olmamızın temel amacını, aslında tek bir cümleyle özetleyebiliriz: Türkiye, Avrupa Birliği’nin kıyısında değil, bizzat içinde olmalıdır. Ve İzmir, Türkiye’nin Birliğe uyum sürecini en hızlı biçimde başaracak kentidir. Biz, Atatürk’ün gösterdiği yolda ilerleyen, ilerlemek zorunda olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Avrupa’ya sırtını dönmesini asla düşünmüyoruz. Biliyoruz ki, Türkiye’nin Avrupa’ya olduğu kadar, Avrupa’nın da Türkiye’ye ihtiyacı var. Zaten son olaylar da bunu açıkça teyid ediyor.”

Konuşmasının son bölümünde mülteci sorununa da değinen Başkan Kocaoğlu, “Bu büyük problemin çözümü için önce Suriye’de barışın gelmesi gerekir. Bölgedeki tüm aktörler samimi bir şekilde bunu istemeli ve bunun için mücadele etmeli. Ve yine o bölgedeki ülkeler, çözüm için güçleri oranında katkı koymalı” dedi.

 
“Kapıyı birlikte açacağız”

Toplantı öncesinde İzmir Heyeti ile bir araya gelen AB Bölgeler Komitesi Başkanı Markku Markkula, kültürel işbirliklerinin önemine değinirken, kız kardeşinin kızının bir Türkle evli olduğunu söyledi. AB kapısının Türkiye’ye “kısmen” açıldığını kaydeden Markkula, “Bu kapıyı daha fazla açabilmenin yollarını birlikte arayacağız” dedi.

Markku Markkula, Genişleme Günü Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada ise mülteci sorununa dikkat çekerek, bu soruna ortak bir çözüm bulunması gerektiğinin altını çizdi.

 
“Türkiyesiz çözüm olmaz”

AB Komisyonu Strateji ve Türkiye Direktörü Simon Mordue ise önemli açıklamalar yaptı. Son 12 ay içinde Türkiye ile işbirliklerini derinleştirdiklerini söyleyen Mordue, “Elbette bu süre içinde önemli açıklar da gördük. Özellikle yargının bağımsızlığı ve özgürlükler konusunda.. Ama umutlarımız var. Yeni hükümetle bunları aşmak istiyoruz” dedi.

Mordue, Türkiye’de merkezi ve yerel otoriteler arasında dengenin sağlanması; demokrasi, sorumluluk ve hesap verilebilirlik kültürünün yaygınlaşması gerektiğini belirterek, “Katılım sürecinde özellikle bunlara bakıyoruz” şeklinde konuştu.

Simon Mordue’nin en çarpıcı sözleri ise mülteciler konusunda geldi:

“2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük mülteci sorununu yaşıyoruz. Türkiye olmadan, Avrupa Birliği’nin bugün karşı karşıya olduğu mülteci sorununa bir çözüm olmayacak. Bu olaylar bizi derin uykumuzdan uyandırdı. Bugün Türkiye’de 2 milyondan fazla Suriyeli mülteci var. Türkiye, onlar için çok ciddi mali kaynak harcıyor. Türk insanı da, dünyanın çok nadiren gördüğü bir konukseverlik örneği sergiliyor.”

 
İzmir toplantısına övgü yağdı

Avrupa Bölgeler Komitesi Salzburg Delegesi Franz Schausberger ise İzmir’i Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki bir köprüye benzetti. Schausberger, 10 gün önce İzmir’in evsahipliğinde gerçekleştirilen AB Bölgeler Toplantısı’nın çok başarılı geçtiğini söyledi.

Türkiye Çalışma Grubu Başkanı Jean Luc Vanraes de İzmir’deki toplantının başarısına dikkat çekti. Vanraes, “AB üyesi olmak demek, yetki devretmek demek. Türkiye’de herkes yerel yönetimlerin güçlendirilmesi konusunda hemfikir de nasıl güçlendirilecekler? Onların güçlenmesi demokrasiye hizmet veriyor. Ama merkezi hükümetle yaşadıkları sıkıntılar var” diye konuştu.

 
10 günde ikinci buluşma

Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi (COR) Türkiye Çalışma Grubu üyelerini Brüksel öncesi son kez bir araya getiren toplantı 6 Kasım’da İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde düzenlenmişti. COR üyelerinin yanı sıra Türkiye’nin birçok kentinden yerel yöneticilerin de katıldığı toplantıda “Yetki ikamesi: Yerel Yönetimlerin Güçlendirilmesi” ve “İş Ortamının İyileştirilmesi için Yerel ve Bölgesel Stratejiler” konuları masaya yatırılmış, Başkan Kocaoğlu’nun önerisiyle mülteci krizinin komite gündemine alınmasına karar verilmişti.