İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, önce Rotary, ardından da Rotaract Kulüpleri ortak toplantılarına katıldı. Ege Palas'ta gerçekleştirilen her iki toplantıda da kentle ve çalışmalarıyla ilgili samimi açıklamalar yapan Başkan Aziz Kocaoğlu, "İnişli çıkışlı yollarda, dağ, tepe, düz demeden samimiyetle, iyi niyetle çalışıyoruz" dedi.

İzmir'de ağırlık kazanan projelere vurgu yapan Başkan Aziz Kocaoğlu, önümüzdeki dönemde Körfez'in temizlenmesi, kentsel dönüşüm, tarihi aksın ayağa kaldırılması projeleri ve 40 kilometrelik sahil şeridinin yeniden ayağa kaldırılmasının önem kazanacağına dikkat çekti. İzmir'in Büyükşehir Belediyesi'nin mali yapısının "kimseye muhtaç olmayacak" durumda olduğunu söyleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, "Şimdi seçim sürecine girdik. Burada herkes eteğindekini dökecek. Ama İzmir kim ne yaparsa yapsın, kim paçasından, eteğinden çekmeye çalışırsa çalışsın, son on senede toparlandı, tozunu silkeledi. İzmir'in büyümesini bundan sonra kimse engelleyemez. Biz çevreye sahip çıkarak, büyümeyi gerçekleştirerek kenti kalkındırmayı hedefliyoruz" diye konuştu.

 
“Ayakkabı kutusu” meselesi

Başkan Aziz Kocaoğlu, kendisine yönelik, "Belediyenin paralarını ayakkabı kutusunda mı saklıyorsunuz" şeklindeki soruya, "Paramız yok ki ayakkabı kutusuna koyalım" diye yanıt verdi.  Başkan Kocaoğlu, "Belediyede para olmaz. İtibarı olacak; bulacak, sonra yatırımını yapacak. Borçsa borç, öz kaynaksa öz kaynak, bu iş yürüyecek. Bizim paramız yok, ama güvendiğimiz var. Kredibilitemiz yüksek olduğu için uzun vadede alıyoruz. 10 senedir planladık, doğru çizgide gidiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin şu anda ekonomik yapısı yatırımlarını kimseye muhtaç olmadan yapacak durumdadır. En son Ficth raporunda AA+ olan notumuzu koruduk. En üst nota bir basamak  kaldı sadece" şeklinde konuştu.

 
Satmanın da, para yemenin de sonu yok!

İzmir'e ait olanların İzmir'de kalması gerektiğini vurgulayan Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yasaya göre Türk devlet sisteminde iki tane yerel yönetim var. Birisi İl Özel İdare, diğeri de belediyeler. İl Özel İdare'nin serveti İzmir'indir. Büyükşehir Belediyesi'nin malı da İzmir'indir. Bu mücadeleyi vermek zorundayız. Alan belli, satan belli, her şeyi belli; yap-işlet-devret modeli olmaz. Ama İzmirlilerin 'karayolu arazisi'nden Özel İdare arazisine, parkına, bahçesine, ormanına kadar sahip çıkması gerekir. Sahip çıkmak zorundayız. Halktan büyük güç yok. Bunları satmanın sonu yok, para yemenin, yok etmenin sonu yok. Satarak gitmek, miras yemekten başka bir şey değil."

 
300 dönüm AVM, İnciraltı’nın kalbine hançer olur

İnciraltı'nın önemine değinen Başkan Aziz Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Göreve geldiğimden beri, İnciraltı'nın kalkınması, kurtulması, orada yaşayanların arazilerinin değerlendirilmesi için uğraştım, ama İnciraltı'na AVM olmaz, günahtır. Sağlık konseptinde planlama yapalım dedik. Orası 690 hektar, 70 hektarı lagün, geriye kalan 620 hektarın çoğu kent ormanıdır. Yol düzenlemesi yaptıktan sonra geri kalan alanı sağlık konsepti çerçevesinde planlıyoruz, ama herkes bir çomak sokuyor. 'İlla apartman olsun diyenler' var orada. Ama esas oranın kalbine saplanan hançer, 300 dönümlük AVM talebidir. 4 bin dönüm alanda sağlık kampusu olacaksa, tam ortasına 300 dönüm AVM yaparsanız burası sağlık olmaz. Bugün Balçova'daki AVM'lerin toplamı 70 dönüm ve bu büyüklük orayı trafik açısından kilitlemeye yetiyor. Bunun 4.5 katını onun karşısına koyduğunuzda oraya gelecek araba, trafik ve insan yoğunluğu size sağlık konusunda kampus yaptırmaz. Baştan o kampusu ölü doğurursunuz. Onun için o bölgenin İzmirliyle birlikte, uzmanlarla, orada yaşayanlarla birlikte, aklı selim bir biçimde planlanması gerekir. Gökdelen yapmak isteyen Liman arkası bölgesine, sağlık konseptiyle yatırım yapmak isteyen de İnciraltı tarafına yatırım yapsın".

 
Hizmet sektörü gelişmeli

Gaziemir'de yapımı devam eden fuar holleri ve Kültürpark'da düzenlenecek kongre merkeziyle birlikte “fuarlar ve kongreler şehri” hedefi için toplam 500 milyon liralık yatırım yaptıklarını hatırlatan Başkan Kocaoğlu, "Dünyada hiçbir metropol kent böyle bir para harcamadı. Bu kenti kalkındırmak için yol haritası belirlerseniz içinde fuar projesi de varsa onu yapmak zorundasınız. Kentte hizmet sektörünü büyütmek için bunlar olmazsa olmazdır. Nitelikli turizm dediğimiz fuar ve kongrecilik konusunda yol kat etmeye, kenti zenginleştirmeye, istihdam sağlamaya devam ediyoruz. Bu konular kalkınmanın motoru olacak" dedi.

 
Rotaractlara "kızlı erkekli" esprisi


Rotaryenlerin ardından Rotaravt Kulüpleri ortak toplantısına katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, özetle şunları söyledi:

"Biz her zaman gençlerden çok şey öğrendik. Sizin kuşağınız bizim başaramadığımızı başardı. Gezi direnişinin hepimize, bütün yöneticilere, annelerimize, babalarımıza, herkese öğrettiği çok şey var. Bundan çok büyük bir ders almamız gerekiyor. İzmir'i, Belediye’yi yönetirken katılımcılığın önemini biliyor ve mümkün olduğu ölçüde uygulamaya çalışıyordum. Ama Gezi  bize öğretti ki, konu ne olursa olsun mutlaka fikirden eyleme, her aşamada katılımcı bir anlayışla ve sosyal medyayı da aktif bir şekilde kullanarak tartışılması gerekiyor. Bir projenin olgunlaşmasına, hatalardan arınmasına ya da mükemmeliyete doğru yürümesine ve ondan maksimum fayda elde edilmesine varıncaya kadar, katılımcı yönetim anlayışını yaygınlaştırmak zorundayız. Artık Gezi'den önce, Gezi'den sonra olarak değerlendirerek, Gezi'yi bir milat olarak kabul edip 'ben yaptım oldu'ları bırakıp tüm yöneticilerin katılımcı yönetim anlayışını yaşanma geçirmesi gerekmektedir. Benim geziden öğrendiğim en önemli konu budur."

 
İzmir duruşunu kadınlara borçlu

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, " İzmir çağdaş değerlere sahip çıkıyor ve geliştiriyor. Buradan çıkıp Kordon'da yürüdüğünüzde kızlı erkekli, kızlı kızlı birçok insanın oturup yemek yediğini, sohbet ettiğini ve yaşama katıldığını görüyoruz. Bu yoğunluğu diğer kentlerimizde, hatta İstanbul ve Ankara gibi kentlerde bile görmek mümkün değil. İzmir bundan dolayı farklı. Bundan dolayı 'İzmir duruşu' diye bir tabirimiz var. İzmirli gibi durmak, 80 vilayetten farklı durmak; hayata, eşe dosta, doğaya, Körfez'e, çevreye, denize farklı bakmak anlamına geliyor. İzmir'i bu hale getiren, İzmir'in farklılığında yaşayan insanlar, erkeklerden çok kadınlardır. Çünkü kadınlarımız, yaşam haklarının, yaşam standartlarının, yaşam biçimlerinin kısıtlanmasına erkeklerden daha fazla hassasiyet gösteriyorlar ve erkeklerden daha çok mücadele veriyorlar. Bu da İzmir'in farklılığını gösteriyor. Birlikte direnmek zorundayız" şeklinde konuştu.

 
Sabahtan akşama kanun yapılıyor

İzmir'in kamu alanlarının korunması için ilçe belediyelerle mücadele ettiklerini, ama akşamdan sabaha kanun değiştirildiğini vurgulayan Başkan Aziz Kocaoğlu şöyle devam etti:

"Üçkuyular'ın hemen dibindeki karayolu üzerindeki alışveriş merkezinin yapılmasının yasal dayanağı Karayolu Kanunu'dur. Kanunda uçsuz bucaksız bölgeden geçerken araçlar için sosyal tesis yapma ya da yaptırma yetkisi var. Oradan yararlanılarak şehrin göbeğinde, Üçkuyular gibi bir yerde AVM yapılıyor. Bu durumun, yasanın mantığıyla ruhuyla uzaktan yakından alakası yok. Kentler yayalarındır. Tarihin bir vaktinde bir kişiye 'Bunun kanunu yok' demişler. O da, 'Yap kanun' demiş. Şimdi aynı mantıkla yönetiliyoruz. Biz kararı bozduruyoruz, ertesi gün, gecenin bir saatinde kanun çıkıyor ve yasallaşmış oluyor. Hukuk devletinde bu olmaz."

En büyük gücün halk olduğunu ve halkın istemediği hiçbir şeyin yapılamayacağını ifade eden Başkan Kocaoğlu, "Yeter ki, halk istemediğini yüksek sesle, demokratik yollardan söyleyebilsin, direnebilsin. Dayatmalara karşı dik duracağız. Rant değil, yaşam kalitesi için mücadele vereceğiz. Nefes alınacak kent yaratmaya çalışacağız. İzmir'deki demokratik kültürün yok edilmemesi, daha da geliştirilmesi için mücadele vereceğiz. 'Ben yaptım oldu'lara İzmir'de geçit vermeyeceğiz. Özel hayata saygıyı, İzmir'in geçmişine ve geleceğine sahip çıkmayı hep savunacağız. O direnci, dayanışmayı, örgütlenmeyi hep birlikte gerçekleştireceğiz" diye konuştu.