Ali Budak-İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, geçtiğimiz günlerde yüzülebilir körfez için gerekli olan rehabilite projesini İzmir Körfez Geçişi Projesi'yle çakışması nedeniyle askıya aldıklarını açıkladı. Yıllardır da iki projenin çakıştığı ve Körfez Geçiş Projesi'nin İzmir Körfezi'nin sonunu getireceği, bilim insanları, STK'lar ve çevreciler tarafından vurgulanıyordu. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından planlanan İzmir Körfezi Rehabilitasyon Projesi kapsamında Körfezde yapılacak dip çamurunun taranması işlemi ve  açılacak kanallarla akıntı hızının arttırılması ve körfezin temizlenmesi sürecinde iyileştirmenin öngörüldüğünü söyleyen Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Efem Bilgiç, 'Proje ile ilgili olarak bizler de yaptığımız değerlendirmelerde İzmir Körfezi'nin temizlenmesi hedefini kamu yararı doğrultusunda  projeler nezdinde destekliyoruz. Ancak özellikle tarama çamurunun tehlikelilik özelliği ve bertaraf yöntemlerinin yeterli olmaması, Gediz Deltası koruma alanında bulunan kesimlerle ilgili çekincelerimize hala cevap alamadık' dedi.

Hukuki süreçler devam ediyor

Ulaştırma Bakanlığı tarafından planlanan İzmir Körfez Geçişi Projesi ile ilgili olarak TMMOB olarak da hazırladıkları değerlendirmeleri daha önce de kamuoyu ile paylaştıklarını ifade eden Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Efem Bilgiç, şöyle devam etti: Kentlerin planlanması süreçleri ile ilgili olarak İzmir kentinde de yaşadığımız kontrolsüz yapılaşma, altyapı yetersizlikleri ve ulaşım problemlerinin temel sorununun bütünsel planlama eksikliği olduğu ve faaliyetlerin çevresel süreçlerinin doğru değerlendirilmemesinin yarattığı olumsuzluklar ile yaşadığımızı sürekli belirtiyoruz. Buna rağmen kent ulaşımı için çözüm olarak sunulan ancak ulaşım ve kent planlarında yer almayan projenin çevresel etkilerinin de doğru değerlendirilmediği ortadadır. ÇED Raporu ile ilgili TMMOB, Doğa Derneği, EGEÇEP ve vatandaşların açtığı dava ile hukuki süreçler devam ediyor. Körfez Geçişi Projesi ÇED Raporunda projenin gerçekleşmesi halinde Körfez Rehabilitasyon Projesini olumsuz etkileyeceği belirtiliyor. Bu kapsamda kamu kaynakları ile yürütülecek projelerin doğru yönetilmesi gerekliliğinden hareketle aynı Bakanlığın içerisinde olduğu iki projenin planlama ve karar verme süreçlerinde kamu yararının değerlendirilmediği de ortaya çıkıyor.

'Körfez temizliği engelleniyor'

Bir taraftan körfezi temizleyebilmek için büyük yatırım ve emek harcayarak bir çalışma yapılması öngörülürken, diğer taraftan büyük bir maliyet getirecek ve kent içi ulaşıma katkısı olmayacağını düşündükleri bu projeyle körfez temizliğinin engellendiğini belirten Bilgiç, 'Bu çok ciddi bir çelişkidir. Körfez Geçişi Projesi, İzmir Körfezi'nin ekolojik dengesini olumsuz etkileyecek. ÇED raporunda Körfez Rehabilitasyon Projesi'ndeki olumsuz etkiyi gidermek için yapılacağı ifade edilen ilave dip tarama çalışmasının getireceği maliyet, dip tarama çamurunun tehlikelilik özelliği, nasıl bertaraf edileceği konuları olumsuzluklar olarak karşımızda duruyor. Benzer şeklide projenin gerçekleştirileceği Karşıyaka ve İnciraltı Bölgesi'nin doğal özellikleri nedeni ile koruma altında olan alanlar olması, projenin gerçekleşmesi halinde bu alanların mevut özelliklerinin olumsuz etkileneceği ve gerçekleşecek yapılaşma ve rant baskısı ile bu kesimleri kaybedileceği ortada. Özellikle Gediz Deltası kesiminde Ramsar, Sulak Alanlar ile ilgili koruma alanlarında ve yakınında kalan kesimler ile ilgili olarak yasal mevzuat kapsamında herhangi bir çalışma yapılması mümkün değilken, ÇED Raporunda İlgili Kurumların nasıl olumlu görüş verdiği de değerlendirilmesi gereken konulardan bir tanesidir' ifadelerini kullandı.

'Kent için mücadeleye devam'

Kent Planlaması kapsamında gerçekleştirilen projelerin merkezi ve yerel idareler tarafından bütünsel bir yaklaşımla değerlendirilmesi ve planlama süreçlerinde çevresel faktörlerin göz önünde bulundurulmasının büyük önem taşıdığına vurgu yapan Bilgiç, sözlerini şöyle tamamladı: İzmir Kentine yönelik projelerde kentin doğal dokusunu bozan, korunması gereken doğal sit alanlarını ortadan kaldıran, kontrolsüz yapılaşma süreçleri ile kentlinin yaşam hakkına müdahale eden süreçlerde meslek odaları olarak bizler de kent için mücadeleye devam edeceğiz.