Ali Budak- İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (İZSİAD) desteği, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Enerji Kooperatifi’nin katkılarıyla düzenlenen İzmir Yenilenebilir Enerji Konferansı’nın (İZYEKO); Kültürpark İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Özel sektör temsilcilerinin yanı sıra kamu yöneticilerinin de sunumlar yaptığı, yurt içinde ve dışında yenilenebilir enerji alanında yaşanan son gelişmelerin masaya yatırıldığı konferansta, enerji kooperatifçiliği, 10kW altı güneş enerjisi santralleri (GES) ve endüstriyel çatı pazarı hakkındaki süreç değerlendirildi. Ayrıca, yeni enerji modelleri hakkında kamu kurumlarının ve özel kurumların görüşlerine yer verildi.

“Yatırımları bölgemize çekmeye çalışıyoruz”

Türkiye için çok önemli bir mesele olan yenilenebilir enerji konusuna katkıda bulunmak için bir arada geldiklerini belirten İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği (İZSİAD) Başkanı Hasan Küçükkurt, şöyle devam etti: İZSİAD olarak yaklaşık 2 yıldır İzmir’in çevresinde yenilebilir enerji kaynaklarını nasıl çoğaltabiliriz konusunun peşindeyiz. Bölgemize yatırımları çekmeye çalışıyoruz. Dünya ve Türkiye şu an dolar krizinin ortasında, bu durum yatırım durumlarının ertelenmesine neden olmaktadır. Ama eminim ki durumlar normalleştiğinde kurduğumuz tüm insani ilişkiler ülkemize güneş yatırımı olarak geri dönecektir ve ülkemize fayda sağlayacaktır.

“Alternatif enerji kaynakları için geç bile kaldık”

Sanayici olarak fabrikalar kurduklarını ve en büyük girdilerinin ise enerji olduğuna dikkat çeken Küçükkurt, “Türkiye’de enerji ithalatımız 40 milyar dolar civarında. Cari açığın en büyük girdisi de enerji ithalatı. Kur artışı en başta enerji maliyetlerini artırıyor. Ne yazık ki halkın alım gücü aynı oran ve hızda artmıyor. Alım gücü düşüklüğü ekonomi çarklarını durma noktasına getiriyor. Bunun nedeninin başında da enerji de dışa bağımlı olmamız yatıyor. Alternatif enerji kaynakları için bugünden çalışmamız gerekiyor. Geç bile kaldık. Doğayı ve canlı yaşamı tehdit eden fosil yakıt kullanımına dünya çağında son verilmelidir, yoksa içecek suyumuz, yiyecek ekmeğimiz kalmayacaktır. Batı dünyası endüstri 4.0 ve yapay zekayı da yenilenebilir enerji kaynaklarına paralel uyguluyor. Yenilebilir enerjide dünyadaki yerimizi almalıyız. Kendi temiz enerjimizi üretmeliyiz. Ülkemizin tamamı yıl boyunca güneş alıyor. Akarsuyumuz, rüzgarımız çok. İstersek denizlerimizdeki dalgalardan bile elektrik üretebiliriz. Bunca kaynak musluktan akan su gibi boşa akıp gidiyor” şeklinde konuştu.

“Bu bizim ikinci Kurtuluş Savaşımız”

İstersek hiçbir şeyin zor olmadığını söyleyen Küçükkurt, sözlerini şöyle tamamladı: Yenilenebilir enerjinin geliştirilmesi konusu mutlaka ve mutlaka devlet politikası haline getirilmelidir. Ar-Ge yapmalıyız, eleman yetiştirmeliyiz, halkımızı bilinçlendirmeliyiz. Bu bizim ikinci Kurtuluş Savaşımız. Başta biraz masraflı olacak ama bir daha eskisi kadar enerji ihtiyacımız olmayacak. Ülkemizin ve milletimizin refahı geleceği için yeterli enerji doğada var. Hepsi de doğada var ve bedava. Yeter ki elimizi uzatalım.

“Fosil yakıt kullanımını azaltmak için çalışıyoruz”

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir’de 3 büyük kent içinde karbon salınımını yüzde 20 azaltmayı taahhüt eden tek belediye olduğunu belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Buğra Gökçe ise, “Bunu azaltma için ne yapıyoruz? Fosil yakıt kullanan temel unsurların başında lastik tekerli taşıt kullanımı yatıyor. Biz otobüsün aktif olarak kullanıldığı, otomobilin aktif olarak kullanıldığı bir sistemin kullanılamaz olduğunu düşünüyoruz. Biz bunu raylı sisteme geçirmeye çalışıyoruz. Toplu ulaşıma ilişkin raylı sistem yatırımı çok yüksek, ama işletme maliyeti çok düşük. İzmir’de otobüs ile taşıdığımız toplam yolcuyla topladığınız parayı böldüğünde 1,5 lira para topluyor. 3 lira alıyoruz adam başı ama bize maliyeti 3,5 lira. Tüm toplu ulaşım zarar ediyor. Raylı ulaşıma geçtiğinizde 1,35 liraya kadar maliyeti düşürüyorsunuz. Uzun vadede raylı ulaşım maliyeti yüksek olmasına rağmen işletme maliyeti uzun vadede çok düşük. Kaynaklara da zarar vermiyor” dedi.

“Harmandalı’nda çöpten enerji üreteceğiz”

Doğayı ve çevreyi daha az kirletmenin herkesin görevi olduğunu ama kamunun daha fazla görevi olduğunu belirten Gökçe, sözlerini şöyle sürdürdü: Sadece raylı sistemle uğraşmıyoruz deniz ulaşımında da kompozit gemiler güneş enerjisiyle kendi enerjisini karşılama yeterliliğine sahip. Belediyemiz bir süredir yaptığı yapı ve tesislerde güneş enerjisini kullanıyor. Yaptığımız çatılar güneş enerjisi panelleriyle dolu. Özel otoparklarımızın üstünü de güneş panelleriyle kapatıyoruz. Güneş enerjisi mi, rüzgar enerjisi mi derseniz rüzgar enerjisi. Rüzgar enerjisi daha efektif çünkü. Rüzgar enerjisi kullanmalıyız. Belediyeler rüzgar enerjisini kendi başlarına kuramıyorlar. Belki bu konuda bir düzenleme yapmak gerekiyor. Rüzgar enerjisi ve güneş enerjisi kullanmada yenilikçi modelleri incelemeye gereksinimimiz var. Katı atık sorunumuz var. İzmir’de şu an Yamanlar’daki katı atık sorunu devam ederken, Harmandalı’daki çöp tesisimizde de rehabilitasyon çalışması başladı. Biyokütle merkezi kuracağız orada. Çöpten enerji üreteceğiz. Çevresini yeşillendireceğiz.

İzmir, yenilenebilir enerjide çok önde

İzmir’in yenilenebilir enerji (gerek güneş, gerek rüzgar, gerekse de biyokütle tarım çalışmaları) anlamında çok önde olduğunu belirten İzmir Enerji Kooperatifi Başkanı Çağlar Kalkan, “Umarım konferansların serilerini İzmir’de yapmak bize nasip olur. Biz 20 yenilenebilir enerji kooperatifi olarak, yenilenebilir enerjilerin gelişmesi ve faaliyetlere geçmesi için çalışıyoruz. Yeni modellerle yenilenilir enerjinin ülkemizde ön plana çıkması için çaba sarf ediyoruz. Yenilebilir enerjinin önemini ve anlamını her fırsatta dile getiriyoruz” ifadelerini kullandı.